Çengelköy’de geliştirilen Nazenin Konakları Çengelköy’de teslimler Aralık 2017’de yapılacak. Ergonomi Mimarlık, Nanda Yapı ve Pehlivanoğulları’nın hem arsa ve hem de proje sahibi olduğu Nazenin Konakları Çengelköy’de 9 blokta 92 daire ve 15 mağaza yer alıyor.
Geleneksel mahalle kültürü ve komşuluk ilişkilerinin ön planda yer alacağı projeyi Ömerler Mimarlık şekillendirirken iç mimarisini Shape Mimarlık, tüm peyzaj alanlarını BGM Mimarlık, perspektif çalışmalarını ise Atelier Aida Londra üstlendi.
Açık havuzun yer almadığı, kadınlara ve erkeklere ayrı sosyal tesislerin konumlandırıldığı ve projenin mimarisinden satışına kadar farklı aşamalarda görev alan birbirinden başarılı 6 kadın yönetici dikkat çekiyor.
İşte bu yöneticilerimizin inşaat dünyasına yaptıkları katkıları ve sektöre bakış açılarını sizler için derledik:
İnşaat projelerinin genelinde ve özellikle de şantiye kısmında yakın zamana kadar ‘erkek işi’ algısı vardı. Fakat kadın mimarların, inşaat mühendislerinin sayısı arttıkça “baretimizi takıp biz de şantiyelerin zorlu koşullarında en az erkekler kadar iş yapabileceğimizi” kanıtladık.
Nazenin Konakları’nda projenin hemen her adımı kadınlar tarafından yürütüldüğü için aynı iletişim frekansında çalışmanın avantajlarını yaşıyoruz. Hayallerimiz, estetik kaygılarımız, önceliklerimiz birbirimize yakın olduğu için herkesin içine sinen bir yaşam alanı inşa edebiliyoruz.
Mimarlıkta kadınların ne derece başarılı olduğu kadın eli değen projeler tamamlandıkça daha net ortaya çıktı. Kendi adıma diyebilirim ki; mimari tasarım yapmayı bir iş olarak hiç görmedim. Birçok kadın mimarın da böyle hissettiğini tahmin ediyorum. Çünkü kadınların ister ev olsun ister işyeri vakit geçirdikleri her mekânın daha güzel, daha şık olması için ekstra çaba sarf ettikleri bir gerçek. “Yaptığı işten zevk alma, heyecan duyma” ilkesini düşündüğünüzde mimarlık mesleğinin kadınlar için adeta biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebilirim.
Bazen erkekler evde eşlerinin, annelerinin eşyaların yerlerini sık sık değiştirmelerine bir türlü anlam veremezler. Hâlbuki bu davranış kadınların rutine, sıradanlığa olan tepkisinin ve yaşadığı mekândan zevk almaya çalışmasının bir sonucudur. Yıllarca aynı yerde duran sade bir masa ile ara sıra yeri, örtüsü, üzerindeki aksesuarları değiştirilen bir masanın bize vereceği enerji arasında çok fark vardır.
Bu sebeptendir ki, özellikle konutların iç tasarımını bir kadın yapıyorsa “ben yaşayacak olsam nasıl tasarlardım” diye ince eleyip sık dokuyacağından şüpheniz olmasın. Nazenin Konakları’nın iç tasarımını planlarken ben de öyle yaptım.
Büyük şehirlerdeki yeşil alan sıkıntısı malum. Buna bir de bakımsız bahçeler, öylesine düzenlenmiş ortak alanlar eklenince iç karartıcı bir tablo ile karşılaşıyoruz. Yaşamı ferahlatacak yeşil alan sıkıntısı ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Mevcut yeşil alanların da bakımlarının çok güçlü olmamasını da hatırlatmak lazım…
Küçücük balkonlarda bile rengârenk çiçekler yetiştirme gayretinde olan kadınların, peyzaja düşkün olmaları ve bu alanda başarılı işlere imza atmaları sürpriz değil. Sıcacık ev yaşantısının bahçeye aktarıldığı bir atmosferi görmek için herkesi Nazenin Konakları’na bekleriz.
Erkekler bazen kadınları alışverişte titiz olma konusunda eleştirseler de sonradan onları tarihi geçmiş bir ürünü almaktan kurtardıkları için minnettar olurlar. Bu hassasiyetin derecesi insanların kullanacakları bir ürün yada yaşayacakları bir ev inşasındaki satın almalarda çok daha yükseklere çıkıyor. Satın alma işinde ayrıca kadınların “iyi pazarlık yapabilme” ve “en iyisine sahip olmaya çalışma” özellikleri de devreye giriyor.
Kadınların tasarladığı ve her aşamasında yine kadınların karar verici oldukları bir konut projesinin satış ve pazarlamasını yürütmek gerçekten özel bir duygu. Çünkü neyi niçin yaptıklarını, düşündüklerini çok daha iyi anlayabiliyorum. Konut satın alımında karar vericilerin çoğunlukla kadın olması da iletişim zincirimizin devamlılığı açısından tatmin edici oluyor.
Biz zaten projenin en başında “özelliklerimiz şunlardır, bunun dışında ek özellik olmayacaktır” diye düşünmedik. Temel özellikleri, olmazsa olmazları belirledikten sonra müşterilerin önerilerine göre ek özellikler ekledik ve bu önerilerin çoğu kadın müşterilerimizden geldi. Örneğin başlangıç standartlarımızda elektrikli panjur yoktu fakat gelen öneriler üzerine maliyetini biz karşılayarak bu özelliği de standartlara ekledik.
Kadın müşterilerimiz sadece satın aldıkları konutları değil manevi olarak da projenin tamamını sahipleniyor ve daha ideal bir yaşam alanının oluşması için önerilerini samimiyetle paylaşıyorlar. Bu da bizi gerçekten çok mutlu ediyor ve referans olacak bir projeyi gerçekleştirmemize yardımcı oluyor.
Nazenin Konakları’na kadınlar hayat kazandırıyor