Davaya konu bina Florya Şenlikköy Mahallesinde bulunuyor. 1985 yılında üç arsa sahibi müteahhit E. A. ile anlaşarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptı. 7 dairelik binanın inşaatı için belirlenen süre 24 ay oldu. Anlaşmaya göre, müteahhit binayı tamamlayacak arsa sahipleri de, arsa payının bir bölümünü devredecekti. Sözleşme gereği söz konusu devir de yapıldı. İnşaat devam ederken müteahhit sahip olduğu payı başka kişilere sattı. Bina tamamlandı hem arsa sahipleri hem müteahhitten ev alanlar binada oturmaya başladı. Ancak binanın iskânı bulunmuyordu.
Arsa sahipleri, sözleşmenin yapılmasından 24 yıl sonra müteahhittin sattığı daireleri satın alan Faik-Sultan Tari çiftine karşı tapu iptal davası açtı. Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009’da açılan davada müteahhittin ayıplı mal teslim ettiği öne sürüldü. Başvuruda binanın iskanının alınmadığı belirtilerek, müteahhit ile yapılan sözleşmenin iptali ve Tari çiftinin üstüne kayıtlı tapuların da iptali istendi.
Mahkeme davayı kabul etti. Mahkeme, Tari çiftini, müteahhittin halefi olarak görülmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, Tari çiftinin müteahhittin yapması gerekenleri yapmaması halinde arsa paylarından haklarının doğmayacağını ve bu payların iptal edilebileceği riskini göze alarak tapuyu aldıklarına hükmetti. Mahkeme önce sözleşmeyi, daha sonra Tari çiftinin tapularını iptal ederek arsa sahiplerine devretti. Tari çifti kararın iptali için Yargıtay’a başvurdu. Temyiz incelemesini Yargıtay 15. Hukuk Dairesi yaptı. Daire, yerel mahkeme kararını onayarak Tari çiftini geri çevirdi. Bu kez karar düzeltme yoluna gidildi ancak sonuç değişmedi.
Yargıtay kararının da kesinleşmesi ile birlikte konu AYM’ye taşındı. 18 Temmuz 2014’te AYM’ye yapılan bireysel başvuruda karar, geçtiğimiz günlerde çıktı. AYM’nin 5 kişilik heyetinden 3’ü Tari çiftinin mülkiyet hakkının ihlal edilmediği yönünde karar verdi. AYM, Tari çiftinin tazminat talebini ise geri çevirdi. AYM kararına Osman Paksüt ve Celal Mümtaz akıncı muhalefet şerhi koydu. İki üyenin muhalefet şerhinde, arsa sahiplerinin 24 yıl sonra dava yoluna gittiklerine işaret edilerek, binanın ekonomik ömrünü tamamlamadığına işaret edildi. Arsa sahiplerinin iyi niyetli olmadıklarına işaret eden iki üye kararlarında, başvurucu Tari çiftinin ortaya çıkan zararlarını tazminat etmelerinin zor olduğuna işaret edildi. Bu arada söz konusu binanın bir süre önce kentsel dönüşüme sokularak yıkıldığı yerine yeni bir binanın yapıldığı öğrenildi.
Tari çiftinin avukatı Niyazi Çem, kararı AHİM’e taşıyacaklarını kaydetti. Verilen kararın hatalı olduğuna işaret eden Av. Çem, “Müvekkiller tapu siciline güvenerek iki daireyi alıyor. Ancak parasını ödeyerek aldıkları daireleri böyle bir kararla ellerinden alındı. Arsa sahiplerinin 24 yıl sonra böyle bir dava açmaları zaten dürüstlük ilkesine aykırı” dedi.
Prof. Dr. Ethem Saba Özmen ise, söz konusu karara ilişkin “Tam bir hukuk garabeti. Burada fahiş bir hata var” yorumunda bulundu. “Bu kararla Türkiye’de güvenli bir tapu alabilmek ortadan kalktı” diyen Özmen, benzer durumda olan yüzbinlerce kişinin sorun yaşayabileceğine işaret etti.
Av. Bülent Ernas ise AYM kararına ilişkin şunları kaydetti: “Medeni Kanunumuzun tapu siciline iyi niyetle güvenin korunması yolundaki temel ilkesini hiçe sayarak verilen bu Yargıtay kararının Anayasa Mahkemesi’nce de mülkiyet ihlali olmadığı gerekçesiyle adeta tasdik edilmesiyle artık Türkiye’de güvenli olarak taşınmaz satın almak imkansız hale gelmiş oluyor. Vatandaşlar müteahhitlerden taşınmaz alırken arsa sahiplerinden feragat yazısı alınmış olmasına dikkat etmeli. Müteahhit olmayan kişiden aldıkları taşınmazın da evveliyatında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olup olmadığını araştırmaları gerekir. Devletin tuttuğu tapulara güvenerek yapılan satışların bu kararlar nedeniyle her an iptal edilebilecek olmaları sorunu ortaya çıkmakta olup, gayrimenkul sektörü açısından satışlarda sıkıntı yaratacak bir karar olduğu kanaatindeyim.”
Dinçer Gökçe/Hürriyet
Anayasa Mahkemesi’nden ev sahiplerini ilgilendirecek karar