Tanzanya’da yaklaşık 3.1 milyar dolarlık demir yolu projesiyle ülkeyi Türk müteahhitlerinin yurt dışında en fazla iş üslendiği ülke konumuna getiren Yapı Merkezi şirketinin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Arıoğlu ve Türkiye’nin Darüsselam Büyükelçisi Ali Davutoğlu, Afrika’daki çalışma koşulları ve iş imkanlarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Arıoğlu, Tanzanya’daki Darüsselam-Morogoro hattının devamı olan ve geçen hafta temeli atılan Morogoro-Makutupora hattına ilişkin, “Yaklaşık 40 senedir demir yolu projeleri yapıyoruz. Tanzanya’daki proje bugüne kadar aldığımız en büyük proje. Projenin hızı saatte 160 km, bu Sahraaltı Afrika’daki en hızlı ve teknolojik tren projesi.“ ifadesini kullandı.
Yapı Merkezi olarak Afrika’da Senegal, Fas, Cezayir, Etiyopya gibi ülkelerde iş yaptıklarını ve yakın zamanda Kenya’da bir projeye başlayacaklarını anlatan Arıoğlu, “Bir hayalimiz var. Atlantik’i Hint Okyanusu’na bağlamak istiyoruz.” diye konuştu.
Demir yolu projelerinin Afrika için büyük önem taşıdığını hatırlatan Büyükelçi Davutoğlu ise “Afrika ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacmi çok sınırlı. Bunun nedeni de ulaşım imkanlarının yetersiz oluşu. Bu hatla birlikte Darüsselam Limanı’ndan denize kapalı ülkelere denize açılış imkanı sağlanacak. Tanzanya’nın bir ucundan diğer ucuna 6 saatte ulaşılabilecek.” dedi.
Davutoğlu, Doğu Afrika Topluluğu ülkelerinin bu hat açıldığında sembolik olarak değil gerçekten bir bağa kavuşacağını söyledi.
Türk şirketlerinin yeni hedef pazarının Afrika olduğunu dile getiren Arıoğlu,“Türk inşaat şirketlerinde Afrika’ya yönelik bir akım başladı. Cumhurbaşkanımızın son dönemde yaptığı ziyaretlerin çoğu Afrika’ya oluyor. Müteahhitlerimiz de çok sık gidip geliyor. Türkiye, Afrika’nın farkında.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Afrika’ya yönelik bir strateji geliştirmeye çalıştığını ve yakın zamanda Tütkiye olarak Afrika’yla olan ticaret hacminin artacağını savunan Arıoğlu, Çin gibi Türkiye’nin de kıtaya yönelik kendi modelini geliştireceğini belirtti.
Türkiye’nin Afrika açılım politikasının artık geride bırakıldığını belirten Büyükelçi Davutoğlu, “Afrika’ya açılım politikamız vardı. Büyükelçiliklerin sayısı artırıldı, Türk Hava Yolları uçtuğu noktaların sayısını artırdı. Biz artık açılımı geride bıraktık. Artık Afrika’yla ortaklık aşamasına geldik. Ortaklık aşamasının en büyük göstergesi ise büyük şirketlerimizin artık orada yer alması.” dedi.
Davutoğlu, Türkiye’nin bilgi ve teknolojisini Afrikalılar ile paylaşarak Afrika’nın kalkınmasında yer aldığını kaydederek, bunu yaparken hedefin ortak menfaatleri gözetmek olduğunu ifade etti.
Afrika ülkelerinin kendilerine has zorlukları bulunduğunu söyleyen Arıoğlu, “Burada yağmur mevsimi diye bir şey var. Üç ay devamlı yağmur yağdığı oluyor. Çeşitli alışık olmadığımız hastalıklar sözkonusu ve sıtma vakası var. Kültürel anlamda tam kavrayamadığımız bir kültürle iç içe oluyoruz. Ödemeyle ilgili riskler oluyor.” dedi.
Afrika’ya gelen Türk şirketlerinin zorluklara karşı yaptıkları işi çok iyi bilmeleri gerektiğini dile getiren Arıoğlu, “Coğrafya ve kültürel anlamda Afrika zaten zor bir yer o sebepten en azından yapacağınız işi iyi biliyor olmanızda fayda var. Firmalara en büyük önerim bildikleri işi için gelsinler.” diye konuştu.
Afrika ülkelerinin az gelişmiş ülkeler olduğu için her alanda yatırıma açık bulunduklarını söyleyen Davutoğlu, “Mesela enerji üretimi yetersiz. Dolayısıyla enerji santralleri kurulabilir. Enerji için burada doğalgaz, kömür ve hidroelektrik kaynakları var. Tekstil ve ilaç sektöründe de yatırım yapılabilir.” ifadelerini kullandı.
Yatırım yapılırken oyunu kuralına göre oynamak gerektiğini ve ülke mevzuatına uygun davranılması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, “Şirketin başlangıcından işletme aşamasına kadar hukuk müşavirliklerine ve danışmanlarla çalışmak lazım.” dedi.
Türk şirketlerinin Çinlilere göre avantajlı olduğunu söyleyen Arıoğlu,”Çinliler borçlandırarak ve pahalıya iş yapıyor. Kredi verdikleri işlerin hepsinde yapmış oldukları işi çok pahalıya mal ediyorlar. Bizim kilometre maliyetleriyle Çin maliyeti arasında çok fark var. Onların kilometre satış maliyeti çok daha fazla.” ifadesini kullandı.
2017 senesinde Yapı Merkezi‘nin dünya müteahhitleri sıralamasında 78’inci, demir yolu ve toplu taşımacılık listesinde ise 9’uncu sırada yer aldığını söyleyen Arıoğlu, “İlk kez bir Türk şirketi ilk 10’a girdi.” dedi.
Arıoğlu, Etiyopya’daki projelerinde 2 bin 300’ü Türk toplam 7 bin kişinin çalıştığını, Tanzanya’daki projede ise çalışanların sayısının toplam 5 bini geçeceğini aktardı.
AA
Türk inşaat şirketleri gözünü Afrika’ya çevirdi