Türkiye’de de son dönemde en çok okunan haber konularından biri kuşkusuz emlak piyasasındaki son durumlar. Zira Türk emlak sektörünün de sallantıda olduğu uzmanlarca dile getiriliyor ve büyüme içerisinde önemli bir paya sahip emlak sektörüne dair bu öngörüler piyasayı hiç de memnun etmiyor.
Vergi değişikliklerinden zayıf talebe ve giderek zorlaşan kredi koşullarına kadar pek çok sebep emlak piyasalarının altını oyuyor. IMF’ye göre, varlıklı kişilerin dünyada birden fazla bölgede yaptığı alımlar sebebiyle bir ülkede yaşanan düşüşlerin etkilerini artık daha geniş bir alanda hissetmenin mümkün olduğu belirtiliyor.
Türkiye’de ise konut resesyonunun başladığı çınlıyor piyasada. Arka arkaya inşaat firmalarının katılımıyla gerçekleştirilen konut indirim kampanyaları ile eritilmeye çalışılan konut stoğunun istendiği hızda azalmadığı belirtilirken, fiyatların düşüşü de Türkiye’de emlak piyasasında tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor.
Dünyanın önemli şehirlerindeki son durumları biraraya getiren Bloomberg haberinde düşen fiyatların sadece Türkiye’de değil başka ülkelerde de sıkıntı yarattığı belirtiliyor.
En çok acı çeken piyasalardan birisi Londra’nın en iyi bölgeleri denilebilir. Brexit endişeleri, yavaşlayan ekonomi ve talebi düşüren yüksek fiyatların biraraya gelmesi ile İngiltere’nin başkentinde fiyatlar düşüşe geçti.
Savillis isimli bölgenin önemli emlak danışmanlığı zincirlerinden birinin yaptığı araştırmada, 2014 yılındaki zirveye kıyasla Londra’nın en gözde bölgelerindeki emlak fiyatlarında yaklaşık %18’lik bir düşüş olduğu hatta bazı evlerin değerinin üçte birini kaybettiği belirtiliyor.
Yine önemli merkezlerden biri olan Çin’in başkenti Pekin’de aşırı ısınmış emlak fiyatları alıcıları beklemeye itiyor. Talebin azalmasıyla beraber fiyatlarda da aşağı yönlü bir trend oluşmaya başlamış durumda.
Yeni ev fiyatları bazı inşaat firmaları tarafından ikinci el ev fiyatlarından daha ucuza satışa çıkarılırken bu firmaların karşı karşıya kaldığı finansman sıkıntılarını da gözler önüne seriyor.
Ayrıca şehrin önünde daha da sıkıntılı günler olacak gibi çünkü kiralık arzının, makul fiyatlı konutların ve hükümet destekli gayrimenkullerin artırılmasının yolda olduğu haberleri alıcıların biraz daha bekleme yönünde karar almalarına neden oluyor.
Sidney’de emlak fiyatları son 10 aydır düşüyor. Fiyatlar son dönemdeki kredi krizi, alım gücü ve kaçırmaktan korkmanın sona ermesinin bir kombinasyonu ile Avustralya’nın en büyük şehrinde fiyatlar düşüyor.
Yetkililer giderek riskli hale gelen kredi alımlarına göz açtırmamaya çalışırken, bankalar da koşulları zorlaştırıyor.
Kredi koşulları piyasayı hareket ettiren yatırımcılar için sıkılaşırken, fiyatların gelirlere oranla dünyada en yüksek ikinci şehir olması alım gücü açısından da can yakıyor.
Yüksek stoklar sebebiyle Manhattan’da ev fiyatları vurgun yiyor. New York’un en pahalı bölgesinde de ev fiyatları 3 çeyrektir düşmeyi sürdürüyor.
Artan konut stokları ve fiyatların çok hızlı biçimde çok fazla yükseleceğine dair korkular alıcıları oldukça seçici hale getiriyor. İkinci çeyreğin sonunda piyasada neredeyse 7,000 dairenin bulunduğu, bu rakamın geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %11 daha fazla olduğu Bloomberg haberinde yayınlanmış. Buna karşılık satışların %17 düştüğü ve müteahhitlerin piyasayı hala yeni evlerle doldurduğuna dikkat çekiliyor.
Toronto’da inşaat sektörü yükselen talebi yakalamakta zorluk çekiyor. Toronto emlak fiyatlarının düşüşün ardından ne kadar hızlı toparlanabileceğine dair iyi bir örnek. Ancak bunun nasıl sıkıntıları beraberinde getirebileceğini de gösteriyor.
Amerika ile Kanada arasında yükselen ticari gerginlikler, daha fazla faiz artışı olasılığı ilerideki sorunlardan sadece bir kaçı.
Geçtiğimiz yılın Nisan ayında yaşanan emlak fiyatlarındaki sert düşüşün büyük bir bölümünün toparlandığı ve talebin arzın üzerinde seyretmeye devam ettiği ve hükümetin spekülatif alımları durdurma çabası içerisinde olduğu söyleniyor.
Para Analiz
Dünyanın en önemli emlak piyasalarından çatlak sesler