Konut sektöründe satışlar hız kesince devlet sektöre hareket getirmek için bu yıl içinde ikinci kez devreye girdi.
Çarşamba günü itibariyle de gayrimenkul sektöründe “Türkiye İçin Kazanç Vakti” sloganıyla kampanya başlatıldı.
Müteahhidin ve devletin büyük bir yük aldığı kampanya alıcılara ise geniş imkanlar tanıyor. Alıcıya peşinat tutarından, düşük faiz ve ödeme vadelerine kadar birçok olanak sunuldu. Bunun yanı sıra bir de döviz ve altın birikimi olup bunu dövizin yükselme ihtimaline karşı elinde tutanları da koruyan koşullar getirdi. Dövizle peşinat ödemede ise Merkez Bankası’nın döviz kuru baz alınacak. Sonrasında bu rakam üzerinden dövizini TL’ye çevirip bununla konutun peşinatını ödeyebiliyor. Ayrıca döviz veya altın kurunda bir artış olduğunda bir yıl sonunda bu artışı aldığı konutun fiyatından düşebiliyor. Amaç burada bir süredir bekleyen alıcıyı gayrimenkul ofislerine çekmek ve sektöre yeniden hareket getirmekti. Kampanya sonrası konuştuğum firmalar kampanyanın insanları harekete geçirmeye başladığını söylediler.
Gayrimenkul firmaları çok sayıda projenin yer aldığı kampanyayı sektöre hareket getirmesi açısından faydalı görüyor. Ancak kampanyanın düşük peşinat ve uzayan vadeler nedeniyle devletle çalışmayan firmaların kısa vadede yaşadığı nakit akışına çözüm getirmeyeceğini belirtiyorlar. Bu noktada önerilen formül ise devlet destekli gayrimenkul yatırım fonlarının kurulması. Çünkü artan kur ve enflasyondan dolayı Türkiye gayrimenkul piyasasının yabancılar için avantajlı hale geldiği söyleniyor. Dolayısıyla büyük kaynakları olan ve aralarında Avrupalı yatırımcıların da olduğu birçok fon Türkiye gayrimenkul piyasasıyla ilgilenmeye başlamış. Özellikle devam eden projelerin tamamlanması açısından bu fonları getireceği getiri çok önemli. Ancak devlet destekli gayrimenkul yatırım fonları olmadığı için bu yatırımcıların piyasaya girmediği söyleniyor.
Kampanyayı sorduğum Cathay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Alper Tuğsuz, kampanyanın özellikle kamuyla çalışan müteahhitlerin projelerini tamamlamasını sağladığını söyledi. Ancak kamuyla çalışmayan şirketlerin devam eden projelerini tamamlaması için devlet destekli gayrimenkul yatırım fonlarına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Halihazırda döviz kurundaki hareketin Ortadoğulu yatırımcının yanı sıra Avrupalı, Çinli ve Koreli yatırımcı grupları harekete geçirdiğine işaret eden Tuğsuz, “Biz şimdi Alman bir yatırımcı grubuyla görüşüyoruz. Görüşmemiz ilerledi. Ancak burada devlet desteği gerekiyor. Örneğin Emlak Bankası veya diğer kamu bankaları ya da Emlak Konut ve TOKİ gibi devlet kurumları bir kaç tane yatırım fonu kurarak, başlamış ve belli bir seviyeye gelmiş gayrimenkul projeleri almalı. Çünkü gayrimenkul yatırım fonları normalde özel sektörün kat mülkiyeti çıkmamış projelerine yatırım yapamıyor. Ancak içinde devlet varsa giriyorlar. Dolayısıyla bunları özel sektöre çekmek için devletin burada kendi gücünü kullanması gerekiyor. Bunu da şöyle yapabilir: Sektörün üst örgütleri olan İNDER, GYODER, KONUTDER’i çağırıp ben sizinle gayrimenkul yatırım fonu kuruyorum demeli. Devlet 100 liralık bir fona en fazla yüzde 10-15 gibi can suyu oranında katılım sağlayacak. Bu olduğu zaman yurtdışından çok rahat katılım olur.” Böylece diğer firmalar da yabancıya tek tek satmaktansa toplu alımlarla projelere finans bulur ve projelerini hızlıca bitirme imkanına erişebilir.
Leyla İlhan/Dünya
Müteahhitler devlet destekli yatırım fonu istiyor