Türkiye genelinde 13 milyon yapıyı ilgilendiren ‘İmar Barışı’ bir yandan çözüm sunarken bir yandan yeni sıkıntıları beraberinde getirdi. Çevre ve Şehirçilik Bakanlığı, tıpkı kentsel dönüşümün ilk başladığı yıllarda olduğu gibi bu süreçte de tüm komşuların yüzde 100 onayını istedi. Bu durumda Yapı Kayıt Belgesi için vatandaş bireysel olarak 31 Ekim’e kadar başvursa bile çıkacak bedelin tamamı belirtilen süre olan 31 Aralık 2018’e kadar ödenmediği müddetçe barış mümkün olmayacak. Her komşunun kendi payına düşen bedeli ödemesi gerekiyor. Birinin benim param yok ya da ödemiyorum demesi durumunda ise Yapı Kayıt Belgesi düzenlenemiyor.
İşte tam da bu noktada Türkiye genelinde sıkıntıların yoğun olarak yaşandığı gözleniyor. Gazeteye her gün bu konu ile ilgili en az 3-4 telefon geliyor. Gelen telefonlarda sıklıkla duyduğumuz huzur içinde geçinen apartman sakinlerinin birbirine girdiği yönünde. Vatandaş, “Barışmak isteyen çok ama bir kişinin istememesi ve parayı ödememesi neden çoğunluğu etkiliyor? Çoğunluğun hiç mi önemi yok? Birey-daire veya üçte bir çoğunluk sorunu çözer ve vatandaş barışabilir” deniyor.
Bir başka çözüm önerisi ise sınıflandırma olarak karşımıza çıkıyor. Bize telefon açan bir vatandaş, “Bizim apartmanda tapular kat mülkiyetli. Ben en üst katta oturuyorum. Dairemi terası içeriye katarak büyüttüm. Şu an öyle kullanıyorum. Bunu yasal hale getirmek istiyorum. Zaten bina yıkılıp yeniden yapıldığında yapı kayıt belgesi bana ek bir emsal vermiyor. Kimsenin yıkılıp yeniden yapıldığında da hakkını ihlal söz konusu değil. Benim durumumda olanlarda çoğunluk aranmamalı” talebinde bulunuyor.
Yapı Kayıt Belgesi’nin verilmesine ilişkin düzenlenen ve Resmi Gazete’de yayımlanan usul ve esaslarda, “Yapı Kayıt Belgesi bedelinin tamamını ödeyen yapı maliki genel hükümler çerçevesinde diğer yapı maliklerinden kendi paylarına düşen miktarı talep etme hakkına sahiptir” deniliyor. Ancak bunun da sorunu tam olarak çözmediğine dikkat çekiliyor. Bize telefon açan bir vatandaş, “Benim apartmanda 12 daire var. Apartman yöneticisi olarak e-devletten müracaat ettim. Ama bir kişi ödemem diyor. Diğer daire sahipleri de biz onun payına düşen parayı ödemeyiz diyorlar. İkna edemedim kimseyi. O kişiden bu parayı almak için avukat tutmak gerekiyor. Bu da en az 3 bin lira avukata para ödemesi demek. Sonra mahkemenin ne zaman biteceği belli değil. Bittiğinde de ödemeler tam rakamdan olmayabilir. Bu işi her bir daire sahibi olarak, (bireye daire olarak) değiştirmezlerse binlerce kişi mağdur olacak” dedi.
İmar Barışı’nda vatandaşı kaygılandıran bir diğer unsur ise bilmeden verdikleri yanlış beyan. Yanlış beyan nedeniyle Yapı Kayıt Belgesi için apartman sakinlerinden tek tek para toplayıp yatırdıktan sonra bakanlığın bunu geri ödemeyeceği endişesi taşıyanların sayısı bir hayli fazla. Bu tür endişesi olanlar için öncelikli tavsiye birer harita mühendisine başvurmaları. Çünkü 31 Ekime kadar girilen beyanların düzeltilmesine imkan tanınıyor. Harita mühendisinin ölçümleri sonrasında binanızda kadastro işlemleri yapılırken kayıtlık olduysa veya taşkın bina olması durumunda da çözüm var. Bu gibi durumların da beyanda belirtilmesiyle Yapı Kayıt Belgesi için müracaat edilebiliyor. Bakanlık para iadesini de mümkün kılıyor. Örneğin 500 metrekarelik bir yerin bilmeden bin metrekare gösterilmesi durumunda ödenen fark Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurularak talep edilebiliyor. Yapılan incelemeler sonucunda talebin haklı bulunmasıyla para iadesi alınabiliyor.
Görüşlerine başvurduğumuz bakanlık yetkilileri ise İmar Barışı’nın bir fırsat olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de imar sorununun birçok nedeninin olduğuna dikkat çeken bir yetkili, “Bina yıkılıp yeniden yapıldığında mevcut imar hakkı neyse o uygulanacak. İmar barışı ek emsal tanımıyor. İmar barışında kat mülkiyeti kurulurken bütün komşuların hepsinin arsa paylarının yeniden dağılımına onay vermesi lazım. Bizim tavsiyemiz vatandaşın barıştan yararlanması. Arsa tapulu gayrimenkulün bağımsız bir birim olduğunu resmi olarak elinde tutması vatandaşın yararına olur” açıklamasında bulundu.
Yeni Şafak/Emine Açar
İmar barışında her komşunun payına düşeni ödemesi gerekiyor