Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Öngören “Yabancıya mülk satışı karşılığı ikamet hakkı ve vatandaşlık hakkı verilmesinde rakamın 1 milyon dolardan 250.000 dolara çekilmesi kararı ülkemize, yabancı saldırılar ve ekonomideki hatalar sonucu kaybettiğimiz parayı geri kazandırır. Türkiye’nin büyümesini sürdürüp; Cumhurbaşkanımızın sürekli belirttiği katma değerli milli sanayi üretimi, daha iyi eğitim, adalet ve eğitim reformları ve daha iyi demokrasi gibi yapısal reformları yapması; orta gelir tuzağından kurtulması ve kısa vadeli borç baskısından kurtulması için ek 100 milyar dolara ihtiyacı var.
Bu kampanya ile belirli bir sürede 400 bin kişiye 250,000 dolardan ev satsak 100 milyar dolar döviz toplarız. 400.000 kişi aileleri ile 1,5 milyon kişi yapar zaten 4 milyon Suriyeli kardeşimize bakan bir ülke için bu rakam yönetilebilir. Bu yolla çevremizdeki ülkelerde yaşayan orta direk Müslümanların huzur limanı bir ülke oluruz. Ancak bu gelirin sürdürülebilir olması için devletin “ön ödemeli konutları” yani hemen tapu alınamayan yeni inşaatları da inşaat şirketlerinden gerekli bitirme teminatlarını alarak yabancıya satış kapsamına sokması gerekiyor. Aksi taktirde sadece stok azalır, yürüyen işlere faydası olmaz. Yine leasing ile satılan taşınmazları da sisteme dahil etmeliyiz” şeklinde düşüncelerini açıkladı.
Prof. Dr. Gürsel Öngören Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’un açıkladığı imar barışı rakamlarını ise şöyle değerlendirdi: “İmar barışından gelen yaklaşık 3 milyar lira hepimizi yanılttı. Eski bakanımız ve ben bunun beş-on katını bekliyorduk. Doların yükselişi yarısını götürdü desek bile yaklaşık beş katı para ve başvuru gelmedi. Nedenlerine baktığımızda en önemli sorun; ikinci aşama olan kat mülkiyetine geçişte veya cins değişikliğinde o binada oturan kişilerin tamamının oybirliği ile onayını alma yasal zorunluluğu.
Burada da kentsel dönüşüm gibi ikili bir yasal değişiklik gerekiyor. İlk olarak oybirliği yerine 2/3 veya daha da iyisi %51 arsa payı çoğunluğu onayı yeterli sayılmalı veikinci olarak eğer başkalarının ortak alanları ve arsaları kullanılmışsa buna karşılık belediye emlak vergi değerinin altında olmamak kaydıyla SPK denetimli değerleme şirketinin belirlediği değerin hak sahiplerine dağıtılmak üzere bankaya depo edilmesinin yasaya eklenmesi gerekiyor. Biliyorsunuz kul hakkı yiyenin bu dünyada ve ahirette durumu zor. Devlet, kul hakkı yenmesin diye bu konuyu oybirliği yoluyla kapatmak yerine dünyadaki bireyden ziyade kamuyu öne çıkaran yeni mülkiyet rejimine ve adalete uygun çözümler bulmalıdır. Bir iki küçük dokunuş ile İmar Barışı Kanunu değiştirilirse hedeflediğimiz o günkü tahmini gelire TL cinsinden ulaşabiliriz.”
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören açıklamalarını şu şekilde tamamladı:
“Netice olarak imar barışının Devlet’e gelir sağlaması ve vatandaşları birbiriyle adalet terazisinde uzlaştırabilmesi için, Ekimde Meclis açılınca Kanunda değişiklik yapılması gerekiyor. Dün İmar Barışı Tebliğindeki değişiklikler yararlı ama bunun gibi temel konuları kapsamıyor. Öte yandan gayrimenkul ve inşaat sektörünün gelişmesi için uğraşan tüm sivil toplum kuruluşlarının ortak dileği; yabancıya mülk satışı karşılığı ikamet ve vatandaşlık verilmesi sınır bedelinin 250.000 dolara çekilmesi idi.
Uzun süredir dile getirilen böyle bir reformist yaklaşımının Bakanımız Sayın Murat Kurum vesilesiyle yaşama geçirilmesi ile mutlu olduk. Komşu ülkelerin orta ve üstü gelirli vatandaşlarını bağrımıza basmaya bu yolla da devam edeceğiz. Türkiye’de yapacakları yatırım ve 250 bin dolarlık konut alımı sonucu komşularımızın çocukları huzur içinde ülkemizde okuyabilecekler yaşlıları sağlık kuruluşlarımızda tedavi olacaklar, ülkemiz bölgemizin huzur ve sığınma limanı olmaya devam edip, dünya barışına katkıda bulunacak”.
Gürsel Öngören: İmar barışı gelirleri hepimizi yanılttı