İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tellioğlu, daralan Türkiye ekonomisinde, inşaat sektörünün içinde bulunduğu sorunlarla ilgili hükümetten adeta üvey evlat muamelesi görmeleri ile ilgili sert konuştu.
İMKON Genel Başkanı Tellioğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
“Yaklaşık 100 gündür devam eden ekonominin seyri ve Hükümetin aldığı kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerle birlikte yasal düzenlemeleri dikkatle izliyor, yakinen takip ediyoruz. Birçok sektörle ilgili başta otomotiv, beyaz eşya ve mobilyada KDV ve ÖTV desteği gibi olumlu düzenlemeler yapılırken, inşaat sektörünün sorunlarına Hükümetimizin kulaklarını tıkatmasının sebebi anlaşılamamaktadır.
Müteahhitlik sektörü olarak zor günler geçirdiğimiz bu dönemlerde devlet desteği olmadan; piyasa durgunluğu, yüksek konut kredi faizi ve aşırı fiyat artışlarına karşı bu süreci atlatmamız mümkün değildir.
Üyelerimizin yıllarca biriktirdiği emekleri heba edilmemeli, zor günlerde Türkiye ekonomisine adeta kaldıraç görevi yapan inşaat sektörü yalnız bırakılmamalıdır.
İnşaat sektörünün kaderine terk edilmesi, binlerce müteahhitle birlikte yüz binlerce alt taşeron ve malzeme tedarikçilerini de mağdur edecek ve ekonomimize onarılamaz tahribatlar oluşturacaktır.
Yüz binlerce müteahhidin mağduriyeti, birkaç statükocu müteahhidin haksız rekabetle fahiş karla aldığı ihalelerle değerlendirilmemelidir.
Müteahhitlik sektörünün haklı fiyat farkı taleplerine karşı zararlarının daha önce kazandıklarına sayılsın anlayışının zararı yine ülkemiz ekonomisinin üzerine büyük yük getirecektir.
Mevcut ekonomik şartların doğurduğu ağır maliyetlerle mücadele eden sektöre bir darbede en önemli tedarikçi konumunda olan çimento sektöründen gelmiştir. 2018’in Ocak ayından itibaren % 37 zam yapan çimentocuların, aynı yılın sonunda 1 Ocak’ta uygulanmak üzere % 40’lık fiyat artışı yapacakları söylenmektedir. Birçok alanda indirim olduğu bugünlerde, bu fiyat artışlarının izahı mümkün değildir. Bu duruma Hükümetimiz izin vermemelidir.
Bu fiyat artışı uygulamaya konulursa konuyu rekabet kurumuna taşıyacağımızı, buradan da çözüm bulunamazsa zaten duran inşaat sektöründe üyelerimize tamamen iş bırakma çağrısı yapabileceklerini söyledi.
Birçok alandan sektöre vurulan bu darbeler sektörde birçok iflasları ve mağduriyetleri beraberinde getirecektir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla, defaten aciliyeti olmayan başlanmamış işlerin cezasız bir şekilde tasfiyesinin yapılması gerektiğini söylemesine rağmen, kamu kuruluşları sanki bu sözleri hiç duymamış, Sayın Cumhurbaşkanımız da bunları sadece laf olsun diye söylemiş gibi meslektaşlarımızın birçok kurumda teminatları yakılmış ve ihale yasağı getirilmiştir. Bu hakkaniyete aykırıdır ve kabul edilebilir bir şey değildir, maalesef ekseriyette mevcut durum da budur.
Sektör olarak talebimiz, TBMM Plan bütçeden çok dar bir şekilde geçen kamu müteahhitlerine yönelik tasfiye kararnamesinin kapsamı nihai karar merci TBMM Genel kurulunda genişletilerek fiyat farkı ve teminatları yananların teminatlarının iadesi de eklenerek çıkartılmalıdır.
Bu meyanda tüm Türkiye’de inşaat sektörünü kucaklayan kurumsal yapımızla sektörün ihtiyaç duyduğu çözüm önerilerini ve sektörde elzem hale gelen yasal düzenlemelere ait görüşlerimizi ilgili Bakanlıklarla paylaştık.
Ancak ne yazıktır ki; Türkiye’de yaşadığımız sorunlar ve bu sorunlara karşı yetkililerin aldığı tedbirlerin, günü kurtarmaya veya belli kesimleri korumaya yönelik olduğunu maalesef üzülerek müşaade ediyoruz.
Anadolu’daki müteahhitlerimiz yüksek girdi maliyetleri ve finansman sorunlarına mülkiyetlerini ipotek verme adına çözüm ararlarken, bazı sermaye odaklarına müteahhitlik sınıfında değerlendirilerek sıfır maliyetli kaynak aktarılması ve onların talepleri doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılması son derece üzücüdür.
Biz sektörün çatı kuruluşu olarak; yıllardır sektörün sağlıklı yapıya kavuşması gerekliliğini söylüyoruz. Ekonomik sistem her darboğaza girdiğinde başladığımız yere tekrar dönmek istemiyoruz.
Sektörün mesleki yasayla güçlendirilerek, kendisini temsil etme ve ifade etme, sorunlarını çözme kapasitesine eriştirici niteliğe kavuşturulması, Türkiye ekonomisinde sarsılmaz bir sektör olmasını ve sektöre güven duyulmasını istiyoruz.
Bu doğrultuda taslağını hazırladığımız ve Hükümete ilettiğimiz “Müteahhitlik Hizmet Yasası ve Odalaşma” maalesef Hükümette yeterli karşılık bulmamıştır. Bu manada Hükümetin attığı sözde çözümsel adımlar, çözümden çok belirsizlik odaklıdır.
Kentsel Dönüşüm, İmar Barışı, İmar Yasası ve ilgili yönetmelikler maalesef uygulama karmaşası ile karşı karşıyadır. Bu manada çıkartılan yasal düzenlemelerin önemli bir kısmı maalesef sektörün sorunlarını tam çözemediği gibi farklı yeni sorunları tetiklemektedir.
İnşaat sektörü tüm Türkiye’ye yayılmış, katma değer ve istihdam yaratan bir sektördür. Sektörü sadece dar bir statükodan dinleyen ve değerlendiren bir zihniyet meselelere elbette dar çerçeveden bakacaktır. Nihayetinde bugün gelinen noktada sektörde devam eden çöküş bu zihniyetin eseridir.
Kentsel dönüşüm, imar yasası ve imar barışı gibi Türkiye için hayati önem taşıyan konular sektörel paydaşların görüşü ve onayı alınmadan “ben yaptım oldu” mantığı ile çözülemez ve çözülememiştir.
Biz sektörel çatı kuruluşu olarak; bir kez daha ilgililere, yetkililere ve kamuoyuna sesleniyoruz.
Türkiye yapı stoku, sağlıklı yapılar, gelişmiş şehirler ve Türkiye’nin imarı ve kalkınması için lütfen bize kulak verin!
Biz Türkiye’nin en ücra köşesinden ekonomiye, istihdama can veren, yön veren sektörüz. Günlük yasa çıkarmak ve uygulamak ülke ve sektör olarak bizim sorunlarımızı dün çözemediği gibi bugün de çözmez ve sorunlarımızı çoğaltır!
Çözüm yolu, bizzati ağaçtan düşenle birlikte çözüm arayışı içinde olmak ve sektörün ihtiyaç duyduğu yapısal reformlarına birlikte karar vererek uygulamaktır.” Bu vesile ile bütün milletimizin yeni yılını kutlar; milletimiz ve inşaat sektörü için kötü günlerin geride kalmasını temenni ederiz.
İnşaat sektörü hükümetten acil çözüm bekliyor