Hepimiz uzunca bir zaman evlerimizde kaldık, bu sürede evimizin, mutfağımızın, yaşam alışkanlıklarımızın daha bir farkında olduk. Deneyimlerimiz oluştu, beklentilerimiz gelişti, hatta karantinanın başındaki beklentilerimizle süre uzadıkça ve mevsim de değiştikçe düşüncelerimiz fark etti. Bu sürede kimimiz hayatı yavaşlattık, kimimiz online sistemde olduğu gibi dolu dizgin devam etmeye çalıştık. Peki bundan sonra hayatımızda neler değişecek? EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü, Cansel Turgut Yazıcı, hem gayrimenkul sektörünü hem de çalışma alanlarını değerlendirdi.
Bütün ev halkı evde olunca herkese evlerin olduğundan daha bir küçük gelmesine neden olduğunu ve bunalttığını belirten Yazıcı, “ Daha geniş depolama hacimleri aradık, özellikle uzun süre sokağa çıkma yasağında yiyecek ve içecek stoklamak zorunda kalmak bize kiler hacimleri ihtiyacını gösterdi” dedi.
Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ev halkının çalışan bir nüfusu varsa herkes kendine çalışma alanı ihtiyacı duydu, büyük küçük bir masa ve teknolojiye ulaşma imkanı bizi rahatlatan konu oldu. Bu dönemde evde çok özendiğim şey oğlumun çalışma masası oldu.
Özellikle yaşlı nüfusun yaşadığı binalarda, bina hijyenini düzenli sağlamak, gelen gidenin takip edip temizlik yapmak, yaşlılara göz kulak olmak apartman görevlilerinin yeni görevi oldu. Görevlisi olmayan apartmanlarda bu süreç ekstra bir strese neden oldu, haklı olarak apartman görevlisini paylaşan apartmanlarda hastalık bulaşması korkusu ile tedirginlikleri arttı.
Havuzlar, spor salonları ise yalan oldu. Hiçbirimiz bu alanları kullanamadık ve korkarım ki uzunca bir zaman daha gönül rahatlığı ile bu alanları başkaları ile huzur için paylaşamayacağız. Bahçesinde birazcık oturulabilir yeşili olan binalar diğerlerinden daha kıymetli olacak. Ortak alanları “ortak olmadan” kullanmayı öğrenmemiz gerekecek. Bu alanlar maske ve mesafe şartları ile hayatımızda yerini alacak.
Bahçeli evler, dubleks daireler ve en önemlisi balkonlu evler öne çıktı. Bundan sonra balkonun konut alımında en önemli kriterlere gireceğini düşünüyoruz. Hava soğukken depolama için kullanılan balkon alanları havalar ısındıkça karantinada nefes aldıran ve “mutluluk yaratan” alanlar oldu. Küçük şeylerden mutlu olma dürtüsüne dönebilen bizler bu ufak balkonların nasıl fark yarattığı hatırladık. Evimden baktığımda sandalyesinin yarısını Fransız balkonuna sığdırabilen yaşlı amcanın nasılda nefes almaya çalıştığını görüp binlerce dolarlık çoğu işlevsiz kalan bu balkonsuz dairelerde oturan insanlar için üzüldüm.
Teknolojik evler bizim için olmazsa olmaz olmadığını ama teknolojiye ulaşmanın olmasa olma olduğunu gördük. Gayrimenkul de akıllı teknoloji biraz bekleyebilir, ama teknolojiye evin her köşesinden aynı kalitede ulaşmak bekleyemez. Satış ve pazarlamada teknolojiyi daha fazla kullanır olduk. 360 derece ev gezmeler, sanal müşteri temsilcileri ile görüşme, sanal satış, kiralama, sanal fuarlar hayatımıza bir daha çıkmamak üzere hızla girdi. Türk halkı her konuya hızla adapte olabilme yeteneğini burada da gösterdi. Birkaç ay içinde bunlar bize normal görülmeye başladı.
Evde çamaşır kurutma da bu süreçte başka bir soru olarak görüldü, çamaşır kurutma makinası satışlarının artacağını düşünüyorum.
Aynı anda bütün binanın tek bir sistemle klimatizasyonun sağlanması dönemi bitti. Artık Herkes kendi konut veya ofisini kendi içinde klimatize edecek, çünkü taşınan her havanın risk olduğu maalesef kötü yoldan öğrendik.
Yazın tatile gitme sürecimizi bir süre değiştireceğiz. Yazın otellere alışıncaya kadar, evler tercih edilecek. Bu da konut yatırımcıları için iyi haber. Evinden sıkılanlar ve finansal imkanı olanlar ciddi olarak ev değiştirmeyi düşünecek, bunun arkasındaki psikoloji daha çok “ tebdili mekanda hayır vardır” olacak.
Kaçak yapıları yık yık bitmiyor