Denge Değerleme’den yapılan açıklamaya göre şirket, İzmir Depremi‘nin gayrimenkul piyasasına etkisini değerlendirdi. Araştırmaya göre, gayrimenkullerin piyasa değeri ve kira değerlerini etkileyen başlıca sebepler, salgın süreci ve konut kredi faiz oranlarındaki indirim kampanyasıyken, İzmir’de yaşanan deprem sonrası ana faktör deprem oldu.
Raporda, İzmir’de gayrimenkul değerlerinin salgının ilk dalgasından sonra mayıs itibarıyla yükselişe geçtiği, deprem sonrası ise salgının ilk günlerine geri dönerek yatay seyrini devam ettirdiği belirtildi.
Konut kira değerlerinin ise vatandaşların sağduyulu davranması, yerel ve merkezi idarenin hassas yaklaşımı gibi nedenlerle gayrimenkul değerlerine çok benzer şekilde seyir izlediği belirtilen çalışmada, gayrimenkul değerindeki esas düşüşün ekim ayında olmasının sebebinin depremden ziyade, Kovid-19 salgınında ikinci dalganın etkisi olduğu açıklandı.
Şehir merkezinde genel olarak eski yapıların olması, kiralık daire sayısının azlığı ve deprem psikolojisi ile nüfusun şehir merkezi dışındaki ilçelere kaydığının saptandığı raporda, bu ilçelerde bulunan kiralık stok fazlalığı nedeniyle arz talep dengesinde de bir bozulma gözlemlenmediği belirtildi.
Depremin ardından İstanbul’da gayrimenkul sektörünün nasıl etkilendiği sorusuna da cevap aranan araştırmada, beklenen olası İstanbul depreminde ağır hasar alması beklenen ilk beş ilçe, Fatih, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy ve fazla etkilenmesi beklenen diğer ilçelerin Silivri, Avcılar, Büyükçekmece, Esenler, Tuzla ve Beylikdüzü olacağı bildirildi.
Genel olarak deprem öncesi inşa edilen binalara taleplerin yeni binalara olan talebe oranla azaldığı bu ilçelerde, bu nedenle eski yapılarda kentsel dönüşümün hızlandığı, eski binalardaki zemin veya giriş katlara rağbetin azaldığı, yüksek katlı binalara oranla az katlı binalara da talebin arttığı, kira ve daire değerlerin de benzer oranlarda değişim gösterdiği belirtildi.
Şu an eski binalarda ikamet edenlerin yeni binalara geçme talebinin de fiyatların artışında etken olduğu belirlenen çalışmada, stokların erimesi, güvenli yapıların satılması için yeni konutlardaki kredi faiz oranlarının eski binalara göre daha düşük olması, alınan teşvik önlemleri gibi faktörlerin de talebi artırdığı ve değerlerin yüksek oranda artmasına kaynak teşkil ettiği vurgulandı.
Yaşanan İzmir depreminin İstanbul’daki kentsel dönüşüm taleplerini nasıl etkilediğinin de araştırıldığı çalışmada, ‘Deprem sonrasında hem kamu tarafında hem de halk nezdinde farkındalığın ciddi oranda arttığı görülmektedir.’ ifadeleri yer aldı.
Rapora göre, deprem öncesi kentsel dönüşüme yönelik değerleme hizmetleri çok düşük seviyelerde iken sonrasın da önceki taleplerin 2-3 katı talep artışı yaşanırken raporda, ‘Bölgesel kentsel dönüşüm işlemlerinin uzun zaman almasından dolayı daha küçük ölçekte, veya bina bazında, yerinde kentsel dönüşüm adı altında eski binaların yenilendiği görülmüştür.’ bilgisi paylaşıldı.
Fatma Eda Topcu – AA
Avrupa metropollerinin en çekicisi İstanbul