Pandemi, çalışma, öğrenme ve iletişim biçimlerini değiştirirken insanlar da yaşadıkları yerleri tekrar gözden geçirmeye başladılar. Özellikle pandeminin günlük yaşamı yoğun bir şekilde etkilemeye başladığı 2020’nin ortalarında kentsel alanlardan daha sakin bölgelere ve kırsala doğru önemli bir göç başladı. Bunun en büyük nedeni insanların daha az nüfuslu alanlara taşınarak tüm hane halkının uzaktan çalışma ve dersleri takip etmesini sağlayabilecek altyapıyı oluşturabilecek konutlarda yaşamak istemeleriydi. Kısıtlamaların büyük ölçüde ortadan kalkması ve pandemi öncesi yaşama dönüşün başlaması ile bu kararlar da gözden geçirilmeye başlandı.
Ancak eski çevrelerine dönmeyi düşünen ve bir ev satın almayı planlayanlar, daha yüksek konut fiyatları, yüksek mortgage oranları ve sınırlı konut arzı ile karşı karşıya kalıyor. Bu dönemde ABD’de en çok nüfus kaybeden şehir New York olurken yakınındaki Connecticut, Maine ve Vermont’taki nüfus artış hızı 2021’de önceki 10 yıla göre çok arttı. Bunun en büyük nedeni olarak insanların pandemiye tepki olarak New York’tan ayrılması şeklinde yorumlanıyor.
Pandemi sırasında büyük şehirlerden kırsal bölgelere taşınanlar genellikle kiracılar oldu. Taşınan kiracıların ev satın aldıkları, kırsal bölgelerdeki ev sahibi olma oranlarının artmasına da yansıyor. Şehirlerin dışına doğru bu hareket büyük şehirlerin dışındaki bölgelerde kira oranlarını yükseltirken 2020 ortalarından itibaren ev satışlarının da artmasına neden oldu. Artış, mortgage oranlarının yükselmeye başladığı Ocak 2022’ye kadar sürdü. Ocak 2018-Ocak 2022 arasında müstakil evlerin fiyatı yüzde 11 arttı. Ağustos 2020-Ağustos 2022 arasındaki artış oranı ise yüzde 25,9’a ulaştı.
ABD’de 30 yıllık sabit yüzde 3 civarı olan mortgage oranlarının yıllık sabit yüzde 6,7’ye yükselmesine paralel 2022’nin ikinci çeyreğinde ortalama 440 bin dolar olan bir evin fiyatı yüzde 53 artışla 787 bin dolara yükseldi. İnşaat maliyetlerinin de bu dönemde hızla yükselmesi nedeniyle yeni ev fiyatlarının yüzde 14’ün üzerinde artması bekleniyor.
Deloitte İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri Cem Sezgin, “Pandemi sonrası işe dönüş trendi beklentilerden hızlı gelişti. Hibrit çalışma, kalıcı bir uygulama olarak iş hayatında yerini alsa da birçok şirket kısmen ofise döndü veya dönmeyi planlıyor. Geleneksel çalışma düzenine geçilmesi eğilimi en çok, salgın döneminde uzaktan çalışma fırsatını değerlendirip kırsala göç eden beyaz yakalı çalışanları etkiledi. Çalışma şartları nedeniyle dönenler olduğu gibi yeniden şehir hayatını tercih edenlerin de olduğu görülüyor. Ancak şehre geri dönüş birçok ülkede benzer şartlar nedeniyle beyaz yakalı çalışanları zorluyor. Zorlukların başında da konut kiraları ve konut fiyatlarındaki artış geliyor. ABD ve Avrupa da yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Enflasyon etkisiyle artan fiyatlar, yüksek inşaat maliyetleri şehre dönüş yapmak isteyen beyaz yaka çalışanların önüne engel olarak çıkıyor. Büyük şehirler dışındaki daha küçük ve hesaplı yerleşim yerlerinde konut arayışları ise sürüyor. Önümüzdeki dönem de pandemi zamanındaki kadar olmasa da tersine göçün devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.
Zeray Meva Anadolu ve Effect Kartepe’de yaşam başladı…