Kasım ayının üçüncü vizyon haftasında Paranoya dışında üç yerli film daha izleyici ile buluştu.
Yaşamayan bilmez, insanın içine bir kuruntu düşmeye görsün, yer bitirir insanı. Bir de bakmışsınız paranoyanız sizi esir almış, korkularınızdan köşe bucak saklanmaya başlamışsınız… Peki hiç, sen de çok paranoya yapıyorsun, diye söylendiğiniz eşiniz, dostunuz, arkadaşınız oldu mu? Sürekli takip edildiğini veya geceleri salondan garip sesler geldiğini ya da insanların hep onun kötülüğünü için uğraştığını düşünen? İllaki karşılaşmışsınızdır. Gelgelelim pek çoğumuz abarttıklarını düşünür, pek de ne yaşadıklarını anlamaya çalışmayız. Aman sen de çok abartıyorsun, der geçeriz. İşte Cengiz Özkarabekir’in yönettiği Paranoya, izleyiciye bugüne kadar yapamadığı empatiyi yapma fırsatı sunuyor.
‘Herkes beni içeri tıkmanın peşinde…’ Filmin ismiyle müsemma bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Muntazam Durmaz (Onur Buldu) bir gazeteci.
Yıllar önce, üniversite öğrencisiyken – enteresandır – yazdığı bir şiir yüzünden hapse atılmış. Hatta hapisteyken babasının cenazesine katılamamış… Muntazam’ın paranoyası böylece başlamış. Fakat gazetecilik yapmaya başlayan Muntazam’ın yakasını bu paranoya bir türlü bırakmaz. Dilinin ucunda tek bir cümle vardır artık: ‘Herkes beni içeri tıkmanın peşinde…’
Muntazam’ın yaşadıkları, hissettikleri bir nevi toplumun sesi alında… Köşe bucak ‘saklanan’ kim bilir kaç gazeteci var ülkede… Muntazam bir şeklide insanların gözüne yeni operasyon dalgalarını sokan haberler, sokakta konuştuğu için de konuşana mikrofon uzattığı için de tutuklananlar, insanlarda nasıl bir ‘paranoya’ oluşturuyor hesap edin… Ya da KHK’lıları düşünün… Meslekleri ellerinden alınan on binlerce insan, yeni hayatlarında yeni işlerini yaparken bile paranoyaya daha doğrusu korkuya esir ediliyor.
Kısacası, Türkiye’nin yakın geçmişine, bugününe ve toplumun psikolojik yapısına ayna olan Muntazam, büyük bir paranoya havuzunda sadece bir örnek.
Onur Buldu, oyunculuğu ile tüm film sırtlıyor. Ama onu, deyiş yerindeyse ‘çıldırtan’, paranoyasını sürekli pekiştiren, hiç peşini bırakmayan önemli oyuncular da var: Ege Kökenli, Bülent Şakrak, Füsun Demirel, Cihat Tamer, Hüseyin Avni Danyal, Ayşen İnci, Osman Alkaş sadece birkaçı.
Ezgi Bahar- velev.news
Vekon deprem sonrasında Malatya’da hafif çelik köy evleri inşa ediyor