Türkiye İMSAD’ın düzenlediği Gündem Buluşmaları yapıldı. Gündem Buluşmaları toplantısında; ‘Türkiye’nin uluslararası konumu’, ‘Dış politikamızdaki değişimler’, ‘Jeopolitik sorunlar’, ‘2017 yılı ikinci yarı beklentileri’, ‘Körfez ülkeleri ve Katar sorunu, AB ile ilişkiler ve Almanya seçimleri’, ‘Trump Hükümeti ve tüm dünyada değer kaybeden dolar’ gibi dış politikanın gündem konuları konuşuldu.
Açılış konuşmasında, Türkiye’nin inşaat malzemeleri sanayisi için önemli bir pazar çeşitliliğine sahip olduğunu vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, “Potansiyel tüm pazarlara uzaklık tanımaksızın ihracat yapabiliyoruz. Nitekim ABD, uzak bir pazar olmasına karşın, 2016 yılında en çok ihracat yaptığımız pazar olarak zirveye oturdu. ABD’nin bu yükselişinde yakın pazarlara ihracatımızdaki gerilemenin de etkisi kaçınılmaz. Avrupa Birliği ülkeleri de bizim için çok önemli bir pazar. İhracatımızın yüzde 35’i AB ülkelerine yapılıyor. Rusya, Orta Asya ülkeleriyle birlikte Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri de önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Özellikle de Körfez ülkelerinin son 10 yıldır inşaat malzemeleri sanayisi için konumu tartışılmaz. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İran, Yemen, Katar en çok ihracat yaptığımız Körfez ülkeleri.
Dünyadaki en büyük müteahhitlik firmalarını belirleyen ENR verilerini de değerlendiren Ferdi Erdoğan, “ENR tarafından yapılan tespite göre, 2013 yılında dünyada müteahhitlik yapan 250 firma 544 milyar dolarlık iş yaparken, 2 yıl üst üste yüzde 4,1 oranında azalma gösterip toplam gelirleri 500 milyar dolara düşmüş durumda. Müteahhitlerimiz bu düşüşü 2 soruna bağlıyorlar; bunlardan bir tanesi uluslararası likiditede sıkılaşma, diğeri ise jeopolitik sorunlar. Türkiye’ye baktığımızda, ülkemiz 40 firmasıyla ENR 250 listesinde 2. sırada yer alıyor. 2012-2014 döneminde yurtdışı yeni proje tutarları 25-30 milyar dolar iken, 2016 yılında 12,5 milyar dolara iniyor. Yaklaşık yüzde 60’a yakın bir küçülme var. Sebebi ağırlıklı olarak jeopolitik sorunlar. Dolayısıyla dış politikadaki her gelişme önce Türk müteahhitlerini, sonrasında onlarla birlikte hareket eden malzeme üreticilerini ve başta yurtdışı inşaat işlerinde çalışan istihdamı etkiliyor. İnşaat malzemesi ihracatının başına gelen düşüşlerin en önemli sebebi bu bölgedeki krizlerden kaynaklanıyor” dedi.
2017 yılı ikinci çeyreğinde gerçekleşen referandumun ve Haziran ayındaki Ramazan ve bayram tatilinin piyasalara olumsuz etki yaratacağı beklentisi olduğunu ifade eden Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu beklentinin aksine iktisadi faaliyetlerimizde önemli ölçüde artış meydana geldi. Referandum sonrası Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi ile idari olarak yeni bir süreç başlamış oldu. Buna paralel olarak ekonomimizde de yeni beklentiler ortaya çıktı. Yılın ilk yarısını değerlendirecek olursak; ekonomimizin ilk yarıda gerçekleştirdiği yüzde 5,1 oranındaki büyüme ilk yarıyıla ilişkin olumlu bir tablo çiziyor. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen bu büyüme ilk yarıda sanayi sektöründe yüzde 6,5, hizmetler sektöründe yüzde 6,0 olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında yüzde 6,4 büyüyen inşaat sektörü genel ekonomik büyümenin de üzerinde bir performans gösterdi. Gayrimenkul sektörü ise 2017 yılı ilk yarısında sadece yüzde 1,7 büyüme gerçekleştirdi. Bu yüzden gayrimenkul sektöründeki işler önemli ölçüde yavaşladı. Toplam inşaat harcamaları 2017 yılının ilk yarısında 190,6 milyar TL olarak gerçekleşti. İnşaat harcamaları 2016 yılı ilk yarısına göre cari fiyatlarla yüzde 32,5 yükselme gösterdi. İnşaat malzemeleri ihracatı yüzde 3,5 artarak 8,04 milyar dolara yükseldi. İthalatımız ise ihracatın aksine aynı dönemde yüzde 18,8 gerileyerek 4,22 milyar dolara indi.”
Türkiye İMSAD’ın konuk konuşmacısı E. Büyükelçi Hakkı Akil, bugün dünyada yaşanan birçok gelişmenin, 1990’larda Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile çok dramatik bir değişim içine girmesiyle ortaya çıktığını savundu. Hakkı Akil, şöyle konuştu: “Bugünkü sorunların temelinde de bu çöküşün yattığına inanıyorum. 90’lardan önce, soğuk savaş döneminde din hiçbir zaman önemli bir faktör olarak ortaya çıkmamıştır. Sovyetler Birliği’nden sonraki ideolojik kırılmadan sonra din o ideolojik boşluğu doldurdu ve yerine siyasi bir değer ortaya çıktı. Bu arada 1990’lara kadar, Türkiye’nin Batılılığı hiçbir zaman sorgulanmıyordu. O dönem ideolojik aidiyet duygusu Demir Perde’nin neresinde olduğunuza bağlıydı. Ayrıca küreselleşme akımı başladı. Bu ciddi jeopolitik sonuçlar doğuran bir gelişme oldu” dedi.
Türkiye ekonomisi performansının, gelişmekte olan ekonomilerin performansının üzerinde seyrettiğini belirten Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, şöyle konuştu: “Neredeyse gelişmekte olan ekonomiler ortalama büyümesinin 1 puan üzerindeyiz. G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan’dan sonra, Endonezya ile birlikte üçüncü en yüksek büyüme ülkemizde gerçekleşti. AB’de bizden daha hızlı büyüyen ülkeler bizimle karşılaştırılabilecek ülkeler değil. Nüfus büyüklüğü itibariyle bize yakın ekonomiler olarak baktığımızda, Almanya’da yüzde 2,1, Fransa’da yüzde 1,8, İngiltere’de yüzde 1,7 büyüme gerçekleşti. Dolayısıyla gelişmiş ekonomilerin büyümesinin yüzde 2’ye yakın olduğunu söyleyebiliriz. Tüm dünya ekonomisindeki ortalama büyüme açısından baktığımızda aşağı yukarı 2 puan yukarıda gittiğimiz söylenebilir.”
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, inşaat ve inşaat malzemeleri sektöründe yaşanan gelişmeler ve beklentileri güncel rakamlar ve tablolar eşliğinde değerlendirdiği konuşmasında, tek tip İmar Yasası’nın hayata geçeceğini, Eylül ayı sonu itibariyle KDV ve tapu harçları indirimi gibi desteklerin sona ereceğini, orta vadeli program ve Bakanlık programlarının açıklanacağını hatırlattı. Dış politika ve jeopolitik risklerin arttığına işaret eden Dr. Can Fuat Gürlesel, ekonomiye yönelik diğer desteklerin de kademeli olarak azalacağına dikkat çekti.
Erdoğan: Dış politikadaki gelişmeler inşaatı etkiliyor