Mimarlığı, kişiliği, iyi eğitimi, çok kültürlülüğü, belediye başkanlığı adaylıkları, partiler üstü olması ve hepsinden de öte gününü aşan projeleri ile öne çıkan Mimar Ahmet Vefik Alp, 20 yıl önce çizdiği Kıbrıs’ı Türkiye’ye bağlayan köprü projesi ile yine gündeme geliyor.
Marmaray, boğazın altından geçen katlı Avrasya Tüneli ve Pendik Yeşilköy Otoban Yüzer Viyadük projesi gibi ilginç fikirleri 15-20 yıl sonra gerçekleştirilen Alp’in bu projesinin gerekliliği düşünülüyor. Alp, “İstanbul için düşündüğü “3. Köprü ve Kuzey Otoyolu’nun alternatifi veya kardeşi, ‘Pendik-Yeşilköy Otoray Yüzer Viyadük’… Kısaca Transmar projemi 1998 yılında açıkladım” diye konuşuyor.
Türkiye-Kıbrıs arasında yapımı düşünülen köprünün 10 yıl sonra gerçekleştirilmesi işten bile değil. Boğaziçi Köprü’nün inşa edildiği günün şartları ile 18 Mart 2017’de temelinin atılması planlanan Çanakkale Köprüsü’nün sahip olduğu gereklilik kadar öneme sahip bulunuyor.
Türkiye dev projeler gerçekleştirip inşaat konusunda ilerlerken Turgut Özal’ın önerisi ve Rauf Denktaş’ın hayali ile Mimar Alp’in çizdiği projenin 60 km.lik bir uzunluğa sahip.
Yarısı duba, yarısı tüp geçit olan proje ile Mersin Anamur ile Kıbrıs Girne arasında yer alacak. Karşılıklı ana karalardan 15’er km.lik dubalar üzerine köprü inşa edilecek ve bunlar denizin 30 metre altından tüp geçitle birbirine bağlanacak. O günün şartları ile Türkiye Kıbrıs arası 45 dakikaya inecekti.
Maliyeti hesaplanmayan köprünün kendi fikri olduğunu kaydeden Alp, İstanbul için düşündüğü Transmar’ın ve nasıl Kıbrıs’a mâlolduğunu şöyle anlatıyor:
Araçlar 100 km/h, manyetik motorlu raylı mekik 300 km/h hızla 50 km Marmara Denizi üzerinden SGHL ve AHL arasında gidip geliyordu. Transit ve çevresel trafik İstanbul’u bypass ediyordu. Günde 100.000 geçiş olması bekleniyordu. Mekik ile 2 havaalanı arası 15 dakika sürüyordu. Proje ilgi çekti. İTÜ’den Prof. Dr. Yücel Odabaşı ve 10 kişilik bilim ekibi projeyi 2 yıl didik didik etmiş, sonunda bilimsel vizeyi vermişti. Proje yabancı basında ve bilim kitaplarında yer aldı.
Transmar’ı takdim etmek için birçok kongreye davet edildim. Ancak davetlerin en ilginci bizim ‘Yavru Vatan’dan geldi. 2000 yılında KTCC Türkiye Büyükelçimiz Ertuğrul Apakan beni telefon ile arayarak Cumhurbaşkanı Denktaş’ın beni Kıbrıs’a davet ederek yanıma Transmar’ı da getirmemi istedi.
Denktaş Transmar’dan 30 km daha uzun bir su geçişinin Kıbrıs’ı Anavatan’a bağlayıp bağlayamayacağımı bilmek istiyordu. Böyle bir mega projenin yaklaşık 10 milyar dolar maliyeti olabileceğini, mühendislik açısından mümkün olsa bile Ada ile Anakara arasında projeyi verimli ve anlamlı kılabilecek bir trafiğin olamayacağını, Kıbrıs’ın tartışmalı durumuna ilaveten uluslararası sulara gireceğimizden tepki çekeceğimizi, süper güçlerin böyle bir projeye izin vermeyeceğini kendilerine ifade ettim.
Denktaş da pek tabii bu hususları en az benim kadar biliyordu. Ancak onun da ‘çılgın bir hayali vardı. Kanımca Kuzey Kıbrıs’ı Anavatan ile bir şekilde bütünleşmiş görmek en büyük düşüydü. Kolları yeniden sıvadım ve ekibimle ‘Kıbrıslink’ yüzer geçiş projesini hazırladım. Gazetelerde yer alınca Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyetine, Yunanistan’a, ve dünyaya ‘Türkler’le şaka olmaz’ mesajı verilmişti.
Ahmet Vefik Alp’in Kıbrıslink projesi yine gündemde