Son aylarda konut fiyatlarında ciddi artışlar yaşanıyor. Mayıs, Haziran, Temmuz aylarında konut kredisi faiz oranlarındaki düşüş sebebiyle arz talep dengesine bağlı olarak artan konut fiyatlarıyla birlikte, inşaat maliyetleri de sürekli yükseliyor. İnşaat maliyetleri endeksi, Türkiye İstatistik Kurumu Kasım ayı verilerine göre bir önceki yıla göre yaklaşık 2020 Eylül ayında %16,11 oranında arttı.
EVA Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Özhan Yurtseven, endeks oranı düşük bir oran gibi görünse de Ocak-Şubat aylarından beri Pandemi süreci, uzun süredir döviz kurlarındaki artış ve enflasyon etkileriyle inşaat maliyetlerinin ciddi oranlarda yükseldiğini belirtti.
İnşaat sektöründe maliyetleri belirleyen en büyük etkenin genel olarak malzeme fiyatları olduğunu da belirten Yurtseven, “Malzeme fiyatlarında yaşanan değişimler, inşaat projelerinin gayrimenkul satış fiyatlarını belirlemektedir. Bu değişimler, birçok faktörden etkilenebilir. Döviz kurları ve malzeme üretim sürecinde meydana gelen fiyat dalgalanmaları malzeme fiyatlarını en çok etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Yapı malzemelerinin birçoğu yurtdışından ithal edilmektedir. Döviz kurlarında yaşanan ani değişimler, inşaat şirketlerini bir sonraki malzeme tedariki sürecinde etkiler.” dedi.
Geçen sene bu zamanlarda dolar kurunun 5,65 seviyelerinde iken bu dönemde 8,00 seviyesinde olduğunun da altını çizerek, “Euro kuru 6,16 seviyelerinde iken bu dönemde dolar kuru 9,0’lar seviyesinde oldu. Geçen sene Eylül ayına göre bu zamana kadar sadece döviz kurunda yaklaşık %40-%45 artış söz konusu. Enflasyon ve pandemi süreci dövizdeki artışları yukarı yönlü tırmandırmaya devam etmekte.
Dövizdeki yüksek artış oranları ile birlikte inşaat maliyetleri de ciddi oranda arttı. Özellikle inşaatın ana malzemeleri olan kumun, çimentonun ve demirin fiyatında meydana gelen artış inşaat malzemesi tedarik eden firmaların maliyetini fazlası ile artırdı. Tedarikçi firmalar artan bu maliyeti mecburen inşaat firmalarına yansıtıyorlar.
Yakın bir zamana kadar inşaat firmaları maliyet artışlarını kendi kar marjlarını düşürerek, stok malzeme kullanarak vb. çözüm yolları üreterek bu durumu gayrimenkul satışlarına yansıtmamaya çalışıyorlardı. Pandemi süreci ve döviz kurundaki artışlar artık piyasadan da görüldüğü gibi gayrimenkul satış değerleri de artmış durumda. Proje finansmanı sağlamanın da yüksek maliyetli olduğu bir dönemdeyiz. Mevcutta devam eden projeleri bitirmek dışında yeni bir proje maliyetine katlanmak firmalar için zor.
Ülkemizde inşaat maliyetlerinin yaklaşık %80’i dövize endeksli. Bu durum dövizdeki artışın inşaat maliyetlerine yansıması anlamına geliyor. İnşaat maliyetinin ana kalemlerini oluşturan kum, çimento, demirde sene başından bu zamana yüzde 35’lere varan artışlar oldu.
İnşaat malzemeleri tedarik eden firmalar da, bu koşullarda kendilerini garanti altına almak için fiyat politikalarını değiştirmektedir. Vadeli satışlarda tedarikçiler riski, yüksek derecede fiyatlandırmakta bu da maliyetleri yükseltmektedir.
Demir fiyatları Ocak ayında tonu 3200 TL seviyelerinde alım yapılırken, şuanda tonu 5000 TL seviyesine dayanmış durumda. Ocak ayında C30 beton m3 alımı 190 TL den yapılırken, şu anda m3 alımı 230 TL’den yapılmaktadır.
Her yıl inşaat işçilik maliyetleri %10-%15 oranında artıyordu. Pandemi süreci ve döviz kurundaki artışlar yıllık normal artış seviyelerinin de üstünde artışa sebep oldu. İşçilik maliyetleri de %15’lerin üzerine çıkmış durumda. Bütün bu inşaatı oluşturan bileşenlerdeki maliyet artışlarını göz önüne alacak olursak sene başında ortalama 100 birim olan bina inşaat maliyeti 30-35 birim artış gösterdi.
Döviz kurundaki artış konut yatırımcısının parasını faizde ve dövizde değerlendirmesine neden oluyor. Gayrimenkule olan talep sınırlı düzeyde kalmaktadır. Bu durum maliyetleri artmasına dolayısıyla hem satış hızını düşürmekte hem de karlılığını azaltmaktadır.
Son 5 yılda yaşanan bu durum bugün üst seviyelere ulaşmış durumda. Alım gücünün zayıflamasının yanında döviz kurunun önlenemez yükselişi gayrimenkul sektöründe geliştirmeyi çıkmaz yola götürmektedir. Yeni konutlarda ortalama inşaat maliyet artışı, enflasyonun da, üretici fiyatlarındaki yıllık ortalama artışın da üzerine çıkmış durumda.
Arsa maliyetleri artmakta, malzeme fiyatları yükselişte. İnşaat maliyet artışları üst seviyelerde. Sektör satış kar marjları alt seviyelerde. %10-5 kar marjlarına kadar gerileyen sektörde projeyi bitirmek maliyetleri kurtarmak için çabalayan firmalarda olduğunu, hatta sadece KDV iadesine bile razı firmalar olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Satış fiyatları mecburen artış eğilimi göstermek zorunda ama alıcı baskın bir piyasada da bu zamları yapmak kolay değil. Kısacası geliştiriciler artık bir çıkmaza doğru sürükleniyor, yeni proje geliştirsinler mi? Yoksa beklesinler mi? Çarklar durduktan sonra sistemi tekrar kurmak çok zor olacak ne yapsınlar? Malzeme maliyetleri maliyeti arsa fiyatlarında indirim olarak alabilirler mi?
İşte kritik soru bu; eğer arsa fiyatları düşerse bu durumda gayrimenkul önümüzdeki dönemde geliştirilebilir bir enstrüman olur. Yoksa özellikle konut sektörü özelinde gayrimenkul sektörü ciddi bir daralmaya gidecek.” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
RE/MAX Türkiye 4000 gayrimenkul danışmanına ulaştı