İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EmlakNews.com.tr
  • ‘Avrupanın yeni cazibe merkezleri İsveç ve Finlandiya’

‘Avrupanın yeni cazibe merkezleri İsveç ve Finlandiya’

KPMG’nin 21 ülkeden yaklaşık 100 bankanın temsilcileriyle görüşülerek yaptığı ‘Gayrimenkul Kredileri Barometresi 2016 Araştırması’na göre, Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlaması, Rusya ile AB arasındaki gerilim ve Avrupa’daki artan terör olayları belirsizliği körükleyince İngiletere ve Almanya gayrimenkul yatırım hacminde kan kaybetmeye başladı. İlginin kuzeye kaydığını ortaya koyan araştırmaya göre, İsveç ve Finlandiya yeni cazibe merkezleri olma yolunda yükseliyor.

İngiltere ve Almanya hacim kaybediyor

sinem-canturk

KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı ve Şirket Ortağı Sinem Cantürk, gayrimenkul yatırım hacminin İngiletere’de yarı yarıya, Almanya’da ise üçte bir azaldığını söyledi. Fransa’nın ise 10 milyar euroya yaklaşan yatırım hacmiyle, 2014 yılında kazandığı üçüncülüğü geri aldığını kaydeden Cantürk, “2016 yılının ilk yarısındaki en büyük yatırım piyasaları arasında yıllık bazda en yüksek artış Finlandiya’da yüzde 34 ve İsveç’te yüzde 29 artış gerçekleşti” dedi.

Rusya dahil olmak üzere Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde büyüme potansiye bulunduğunu kaydeden Cantürk, “Rusya, Orta ve Doğu Avrupa bölgesi, 2016 yılının ilk yarısında yaklaşık 6,5 milyar euro toplam yatırım tutarıyla Avrupa gayrimenkul yatırımı hacminde küçük bir pay alabildi. Buna rağmen, bu bölgenin güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğu herkesçe biliniyor” diye konuştu.

Dogu Avruya’da gözler Polonya’da

Bölgede 2016 yılının ilk yarısında önemli yatırım faaliyetleri gözlendiğini anlatan Cantürk,  yatırımların önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50 artış kaydettiğini de vurguladı. Yatırımcıların bu bölgede en fazla ilgi gösterdiği ülkenin ise  2,07 milyar euroluk yatırımla Polonya, ve 910 milyon eurolik yatırımla Macaristan olduğuna dikkat çeken Cantürk, “Rusya 2016 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 46’lık önemli bir büyüme kaydetti ve hem bu ülkeye uygulanan yaptırımlara hem de piyasadaki dalgalanmaya rağmen yaklaşık 1,4 milyar euro yatırım çekmeyi başardı” şeklinde konuştu.

En büyük sorun belirsizlik

Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlaması, Rusya ile AB arasındaki gerilim ve artan terör olaylarının iş dünyasındaki iyimserliği sınırlandıran nedenlerden bazıları olduğunu kaydeden Cartürk, Brexit’in fiili etkilerinin henüz öngörülemediğini ancak, referandum sonucunun tüm Avrupa’da hatta dünya genelinde yeni makroekonomik ve siyasi belirsizlikler doğurduğunu dile getirdi.  Cantürk, Amerikan seçimlerinin sonucunun da küresel piyasalardaki belirsizliği arttırarak, beklentilerde değişim yarattığını vurguladı.

Türkiye’de büyüme tahminleri temkinli

Türk ekonomisinin, 2014 yılında yüzde 3 olan büyüme oranınını, yurt içi talebin ve düşük petrol fiyatlarının desteğiyle 2015 yılında yüzde 4’e yükseltmeyi başardığını kaydeden Sinem Cantürk,buna karşılık ülke içi güvenliğin tehdit altında olması, darbe girişimi ve yatırımcı güveninin azalması sonucu ülkeden sermaye çıkışlarının başlaması gibi bir dizi görece önemli risk unsurunun büyüme tahminlerini doğrudan etkilediğine dikkat çekti. Cantürk Amerikan seçimleri sonrası gelişmekte olan ülkelerden önemli miktardaki sermaye çıkışı yaşanlasının Türkiye’yi de ciddi şekilde etkilediği görüşünü dile getirdi. ” dedi.

Projeler cazip yatırım fırsatları yaratıyor

2015 yılındaki ekonomik ve siyasi belirsizliklerin Türk gayrimenkul yatırımı pazarını olumsuz etkilediğini da anlatan Sinem Cantürk, yatırımcıların sanayi gayrimenkullerine olan ilgisinin yatırım seçeneklerinin yetersizliği nedeniyle 2016 yılının ilk çeyreğinde azaldığını kaydetti. Özellikle belirsizlik ortamının yatırımcıların perakende mağaza segmentine olan ilgisinin de azalmasına yol açtığını ifade eden Sinem Cantürk “Bununla birlikte gayrimenkul geliştirme ve yenileme projeleri ile cazip yatırım fırsatları, yatırımcılar tarafından yakından izlendi”  dedi:

Cantürk’ün Türkiye incelemesinde şu başlıklar öne çıktı:

  • Araştırmaya katılan banka temsilcilerinin yüzde 80’i gayrimenkul finansmanının kendi faaliyetleri açısından orta seviyede önemli olduğunu, yüzde 20’si ise çok önemli olduğunu belirtti.
  • Bankalar gayrimenkul kredilerinin yüzde 57’sini gelir getiren projelere verdi. Son 12-18 aya bakıldığında bankaların yeni gayrimenkul geliştirme projelerine ve gelir getiren projelere kredi vermeye açık olduğu görülüyor.
  • Araştırmaya katılanların yüzde 60’ı gayrimenkul kredileri için ayrılan karşılıkların yeterli olduğunu düşünüyor. Geri kalan yüzde 40’lık kesim ise yetersiz olduğuna inanıyor. Bankaların verdiği kredilerin ortalama tutarı 19 ile 39 milyon euro. Tercih edilen kredi tutarı ise 19-41 milyon euro arasında…
  • Bankacılık sektörünün toplam gayrimenkul kredisi portföyünün önümüzdeki 12-18 ayda değişmeyeceğini düşünenler yüzde 60 oranında… Katılımcıların yüzde 40’ı ise portföyün büyüyeceğini savunuyor.
  • Katılımcıların yüzde 80’i kendi bankalarının gayrimenkul kredisi portföyünün aynı kalacağını ifade ederken, yüzde 20 ise küçüleceğine inanıyor.
  • Bankalar temkinli yaklaşıyor
  • 2016 yılında Avrupa gayrimenkul piyasasındaki finansman koşulları geçen yıla benzer bir şekilde olumlu olmayı sürdürüyor. Ancak mevcut koşulların gelecekte iyileşeceğine yönelik iyimserlik azalıyor.
  • Bazı bankalar çok sayıda tahsili şüpheli kredi olayının yaşandığı piyasalara temkinli yaklaşıyor. Bazı yatırım piyasalarında buna bağlı olarak hafif bir gerileme yaşandı.
  • Banka finansmanında kayda değer iyileşmeler görüldüyse de, pek çok ülke piyasası küresel finans krizinden önceki seviyelere hala ulaşamadı. Analize göre o günleri bir daha görme olasılığımız da yakın zamanda pek yok…

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

‘Avrupanın yeni cazibe merkezleri İsveç ve Finlandiya’