Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke genelinde ipotekli konut satışları ekimde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19,8 düşerek 38 bin 593’e geriledi. Geçen yılın ekim ayında yüzde 36,9 olan toplam konut satışları içinde ipotekli satışın payı da 2017’nin aynı döneminde yüzde 31,4’te kaldı.
Gayrimenkul sektörü temsilcileri, söz konusu gerilemede, banka kredi faizlerinin yükselmesi ve vatandaşların konut kredi başvurularının geri çevrilmesinin etkili olduğunu belirtti.
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, bankaların son dönemde “tabiri caizse yoğurdu üfleyerek yediğini”, kredi verme konusunda “çok cimri” davrandığını söyledi.
Aşa, bankaların şu anda değerleme uzmanlarının acil satış değeri olarak yazdığı fiyat üzerinden kredi verdiğini, bu yüzden ev sahibi olmak isteyen vatandaşların istediği rakamı bankadan alamadığını belirtti.
Nizameddin Aşa, önceden dikkat edilmeyen hususların da çok irdelendiğini ifade ederek, “Daha önce aynı projeye kredi açan banka, aynı kredideki bir başka bağımsız bölüme çeşitli nedenlerle kredi vermiyor. ‘Bu projenin şuyu, buyu eksik’ deniliyor. Halbuki aynı banka bir yıl önce aynı projeye kredi vermiş.” şeklinde konuştu.
Bankaların kredi verirken özellikle 2010-2015 döneminde rahat davrandığını, son 2 yıldır ise ince eleyip sık dokuduğunu, daha önce girmedikleri teknik konulara baktığını belirten Aşa, “Başvuran tüketicide herhangi bir sorun olmamasına ve sıkıntı yaşanmayacağı öngörülmesine rağmen daha önce yüzde 100 olan kredi verme oranı şu anda yüzde 65’lere geriledi. Yani, kredi verilebilecek başvuruların 3’te biri reddediliyor.” dedi.
Aşa, tüketici ve emlakçılardan aldıkları bilgilere göre, başvuru reddinin dışında, değerin de düşük çıktığını vurguladı.
Coldwell Banker Türkiye Başkanı Gökhan Taş da son dönemde bankaların konut kredisini “düşük oranlı olduğu” için vermediğini ve bankaların zarar iddiasında bulunduğunu söyledi.
Bankaların kredi vermemek için ellerinden geleni yaptığını iddia eden Taş, “Normalde 500 bin liralık bir eve 400 bin lira kredi çıkabilir. Banka, gelir durumunu baz alıyor ve ona göre kredi veriyor. Önceden kişinin yan gelir beyanı dikkate alınırdı, şimdi orada da zorluk çıkartılıyor.” diye konuştu.
Taş, son dönemde kredilerin tamamen resmi gelire göre, “katı” bir şekilde verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“2 yıl önce 5 bin lira gelirli bir vatandaşa aylık 2 bin 500 lira ödeme yapacak şekilde rahatça kredi verilirken, şu anda bu rakam bin 500 liraya düştü. Bankalar, önceden 100 lira veriyorsa şimdi 70 lira veriyor. Yani konut alacak tüketiciye sunabileceği kredinin yüzde 70’ini veriyor. Şu anda bankalar, konut kredisi verirken hem ciddi zorluklar çıkartıyor hem de kredi miktarını önceki dönemlere göre çok düşük tutuyor.”
Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt ise bankaların vatandaştan ziyade sektörü riskli gördüğünü, ayrıca diğerlerine göre düşük faizli olan konut kredisini uzun süreli vermek istemediğini söyledi.
Sektörün çözüm olarak kendi bünyesinde vadelendirme yaptığını belirten Özyurt, hükümetin, zaman zaman çözüm odaklı tedbirler aldığını ancak bu tedbirlerin kalıcı olması gerektiğini kaydetti.
Özyurt, ekonomide çarkların hızlanmasının ve canlılık sağlanmasının her sektör gibi inşaatı da direkt etkilediğini dile getirerek, “Örneğin sektör, vergi ve harç indirimini kapsayan tedbirler paketinden olumlu etkilendi. Bizler bu konuda kalıcı çözüm üretilmesinden yanayız.
Biz durursak 250 sektörün işi bozulur. Faiz tarafında da tedbirler alınmalı. Çünkü alım yapmak için faiz oranlarının düşük olması esas.” diye konuştu.
Cihan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Yavuz Pala, bankalardan dönen başvuruların son dönemde yüzde 30’lara çıktığını belirterek, “Bu değerlendirmeler hangi kriterlerle yapılıyor, bilemiyoruz. Ancak vatandaş banka ile karşı karşıya kalmak istemiyor. Bir sorun yaşadığında bankayla başa çıkamama endişesiyle hareket ediyor.” dedi.
Pala, müteahhitin öz sermayesi ile büyük montanlı konutları bitirmesinin mümkün olmadığını, bu durumda satıştan gelecek kaynağın büyük önem taşıdığını, bu nedenle kendilerinin uzun vadeli kredi açamadığını söyledi.
216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar da son dönemde bankaların kredi verme konusunda zorluk çıkardığını belirterek, şu görüşleri dile getirdi:
“Bankaların bireylere verdiği kredilerin faiz oranları, şirketlere verdiği kredilere göre daha düşük. Yüksekten alıp düşük orandan vermek istemeyen bankalar zorluk çıkartıyor. Bankaların konut kredilerinde zorluk çıkarması satışlarımızı yüzde 15 olumsuz etkiliyor. Ancak sektörü başlı başına etkileyen konu, kredilerde zorluk çıkarılması değil. Başka ciddi sorunlar da var.”
Piyasada son dönemde durağanlık olduğunu, gelecek yıl ise hareketlilik beklediklerini ifade eden Dündar, Avrupa ve ABD’deki düşük konut kredi faizlerine işaret ederek, Türkiye’de de faizlerin düşmesi gerektiğini söyledi.
Bahaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdüssamet Bahadır ise borcuna sadık olan Türk halkının en çok konut kredisi ödemelerinde hassas davrandığını ifade ederek, “Konut borcunu ödeyemeyenlerin oranı yüzde 1 bile değildir. Konut alacak olanların kredi başvurularının olumsuz olması, konut yapan üreticiyi de olumsuz etkiliyor.” şeklinde konuştu.
İnşaatın finansmanını temin etmek için satışın da olması gerektiğini ve konut sahibi olmak isteyenler için kendi bünyelerinde vadelendirme yaptıklarını belirten Bahadır, “Kredilerde yaşanan bu sıkıntının sektöre olumsuz yansımaması için tedbir alınması gerekir.” dedi.
AA
Bankalar 3 konut kredisi talebinden birini reddediyor