Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın öncülüğünde başlatılan “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında hayata geçirilen yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı projelerin, cari açığın en önemli nedeni olan enerjide ithalat faturasını kademeli olarak düşürmesi hedefleniyor.
Gazete Habertürk’ten Esra Nehir’in haberine göre, bu adımlardan birini de çatıda ya da binaların cephelerinde güneş panelleriyle elektrik üretimi oluşturuyor. Vatandaş, lisans almadan güneş paneli ile çatısında ya da binanın cephesinde üreteceği elektriğin ihtiyacı kadarını tüketecek, kalan bölümünü şebeke üzerinden sisteme satacak. Böylece, elektrik üretiminde ithal girdi olan doğalgaz daha az kullanılacak. Devletin de vatandaşın da enerji faturası hafifleyecek. Devlet, kendi elektriğini üreten vatandaşlardan vergi almayacak.
Güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payını artıracak önemli bir düzenleme kısa süre önce hayata geçirildi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) “çatı mevzuatı” olarak bilinen düzenlemesi ile aboneler, binalarının çatı ve cephelerine yerleştirilecek güneş panelleriyle elektrik üretebilecek. Bina uygunsa, rüzgâr türbini ile de elektrik üretilebilecek. Bunun için aboneler, bölgelerindeki elektrik dağıtım şirketine başvuracak. Dağıtım şirketi başvruyu aylık olarak alacak ve bir sonraki ayın 20’sine kadar sonuçlandıracak. Başvurular, trafo gücü ve tüketim güçlerine göre değerlendirilecek. 3 kVA ve altı kapasiteler için kolaylık sağlanacak. Ancak trafo ve altyapı koşullarına göre panellerin kurulu gücü 10 kVA’ya kadar çıkabilecek.
Çatıda elektrik, vergiden muaf olacak. Meclis’te görüşülen torba yasa ile konutlarda çatı ve cephe uygulamalı yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ve kurulu gücü azami 10 kilovat olan elektrik üretim tesisinin ürettiği elektrik vergiden muaf olacak. Bu şekilde ürettiği elektriği dağıtım şirketlerine satan kişilerin belge düzenleme, defter tutma, beyanname verme yükümlülüğü olmayacak.
Güneş enerjisinden üretilecek elektrik, faturaları da düşürecek. Aboneler, ürettikleri ihtiyaç fazlası elektriği mevcut şebeke üzerinden dağıtım şirketine satabilecek. Üretilen elektrik, faturalardan mahsup edilecek. Konut satıldığında ya da kiracı değiştiğinde yeni bir kabul işlemine gerek olmayacak. İmzalanacak sözleşme veya anlaşma ile üretilen elektrik kullanılmaya devam edilebilecek. Her bir abone tek bir üretim başvurusu yapabilecek. Böylece konutlardaki enerji giderleri azalırken, elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynakların payı da artırılacak.
Türkiye’de 15 milyon bina olduğunu, söz konusu binaların üçte birinde güneş enerjisi potansiyelinin bulunduğunu belirten Lisanssız Elektrik Üretimi Derneği (Lİ- DER) Başkanı Yalçın Kıroğlu, toplam üretim potansiyelinin en az 10 bin megavat olduğunu söyledi. Türkiye’nin çatıda su ısıtma sisteminde de dünyada kurulu güç bakımından en büyük 2. ülke olduğunu hatırlatan Kıroğlu, “Bizim bunu yapabilecek potansiyelimiz var. Su ısıtmada güneş kullanılabiliyorsa, bir müddet sonra güneşten elektrik üretimine de yaygın olarak başlanabilir” dedi.
Çatıda yalnızca güneş değil rüzgârdan da elektrik üretimi yapılabilecek. Kıroğlu’na göre Türkiye şartlarında çatıda rüzgâr enerjisi çok uygulanabilir değil. Türkiye’deki rüzgârların değişken olduğunu ve belli bir esme kapasitesinde sabit gitmediğini söyleyen Kıroğlu, şunları kaydetti: “Trakya ve Ege bölgeleri bol rüzgâr alıyor ama rüzgârı şiddetli. İstanbul’da zaman zaman fırtınaya varan saatte 60-70 km süratte rüzgâr meydana geliyor. Rüzgâr türbinleri bu tarz sert rüzgârlara dayanabilir değil. Bu nedenle çok fizibıl değil. Pazar payı güneşin binde biri kadardır.”
Çatıda üretilen elektriğe vergi ödenmeyecek