Dünyanın en iyi 10 parfüm ustasından biri olan; Ralph Lauren, Este Lauder, Tom Ford, Burberry, Yves Saint Laurent gibi birçok dev firma için parfüm tasarlayan, Beyonce, Elton John gibi isimlerin vazgeçemediği master parfümör Christophe Laudamiel, Akra’nın davetlisi olarak Antalya’ya geldi. Sanatçı, Akra’nın özgün kokusuna imza atacak.
Antalya Akra, yeni nesil otelcilik konsepti “Urban Social”ı hayata geçirirken konaklamada farklı kodları bir arada kullanıyor. Deneyim ve duyguları ön plana çıkartan bu konseptte; ‘Dokunuş’, ‘Lezzet’, ‘Koku’, ‘Ses’ ve WellBeing (Daha İyi Bir Sen) kodlarını buluşturarak tüm konaklama deneyiminin merkezine yerleştiriyor. Her kod için ayrı çalışma yapan AKRA, “koku” için dünyanın en önemli koku uzmanları arasında sayılan Christophe Laudamiel ile anlaştı. Koku kodunun önemi ise Antalya’dan ayrılıp kendi ülkesine, şehrine giden tatilcilerin AKRA deneyimini unutmayıp, o özel kokunun anılarında yer etmesi, tekrar tekrar yaşama isteği verip, huzuru ve mutluluğu çağrıştırmasından geliyor.
Şampiyon parfümör
1969 doğumlu bilim insanı, akademisyen, sanatçı Christophe Laudamiel; “Master Parfümör”, “parfüm bestecisi”, “öğretim görevlisi”, “yazar” ve “Fransız Ulusal Kimya Olimpiyatları Şampiyonu bir kimyager kimliklerini bir arada ustaca harmanlıyor.
Kimse kokunun farkında değil
Mekanlarda, özellikle otellerde kokunun bu anlamda kullanımının daha yeni yeni başladığını ama yine de dünyanın henüz özellikle mekan kokusunun öneminin farkında olmadığını söyleyen Laudamiel “Mimari, dekorasyon, lezzet hatta müziği yeterince kullanıp önem veriyorlar ama kokunun misafirler üzerindeki dönüştürücü etkisinden haberdar değiller. İşletmeler bu gücü dünyanın hiçbir yerinde yeterince kullanmıyor. O yüzden Akra ailesini böyle bir konuya önem verdikleri için içten tebrik ediyorum. Çünkü artık gelecek, beş duyumuz içerisinde beynimizi direkt etkileyerek harekete geçiren kokuların etkisiyle şekillenecek. Oteller kendilerine özel kokularla bütünleşecek” dedi.
“Antalya’nın kültür mirasını Akra kodlarıyla birleştireceğim”
“Kokuların kültürle de çok ciddi ilgisi var. Antalya’nın tarihi dokusu, taşıdığı miras çok etkileyici. Otelin sunduğu ve sahiplendiği bir takım anahtar kavramlar ve öyküyle şehrin dokusunu harmanlayıp kokuya döndüreceğim. O yüzden gelir gelmez Antalya’yı gezdim. Antalya dendiğinde aklıma herkes gibi “deniz, kum, güneş” geliyordu ama yakından görünce Antalya Müzesi’ne, Kaleiçi’ne hayran kaldım. Ve elbette portakal bahçeleriniz… Tüm bunları birleştirerek kokuya dönüştüreceğim” dedi.
News
