Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan bu önemli sektörün yüzde 95’ni temsil eden Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) 60. yılını kutlamanın gururunu yaşıyor. 51 entegre, 15 öğütme olmak üzere toplamda 66 fabrikanın üyeliği bulunan TÇMB; Türkiye’nin en önemli derneklerinden biri olarak Türk çimento sektörünün ortak sesi olmak ve daha kaliteli ürün, daha verimli hizmet anlayışı ile sektörel sorunlara toplumsal, çevresel, yasal ve etik değerlere bağlı çalışma anlayışı ile çözüm bulmak için 60 yıldır faaliyet gösteriyor.
60. yıl buluşmasında sektöre dair önemli veriler paylaşarak TÇMB’nin faaliyetlerine değinen Yönetim Kurulu Başkanı M. Şefik Tüzün, “Sektörün itibarını yurt içi ve yurt dışında koruyup gelişmesini sağlamak ve ülkemizde çimento kullanımını yaygınlaştırmak bilinciyle, üyelerimiz ile birlikte toplumun yararlarını da gözeterek, sürdürülebilir büyüme içerisindeki konumumuzun tüm kamuoyu nezdinde vurgulanması için 60 yıldır TÇMB olarak çalışmalarımızı yaratıcılık, şeffaflık, dürüstlük ve güvenilirlik değerlerini içselleştirerek ileriye taşıdık ve taşımaya devem ediyoruz” dedi.
2016 yılında yaklaşık 100 ülkeye, 7,6 milyon ton olarak gerçekleştirilen ihracat performansı ile çimento sektörü, Türk ekonomisinin dalgalı durumundan en az etkilenerek küçülme yaşamayan tek sektör oldu.
2016 yılında sektörde toplam 495 milyon dolarlık çimento ihracatı gerçekleştirildi. Toplam ihracatın %52’si Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA), %20’si Amerika, %14’ü Afrika ve %11’i Avrupa kıtalarına yapıldı. 2016 yılı için çimento sektörü % 5 oranında büyüme kaydetmiş ve İhracat yapılan ülkelerin başında 1 milyon ton üzerinde satışla Suriye yer almıştır.
TÇMB Başkanı M. Şefik Tüzün sektörün geleceğine dair; “Türk çimento sektörünün klinker kapasitesi 2016 yıl sonu itibariyle 80 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamın planlanan kapasite artışlarıyla 2017 yılsonunda 82,5 milyon ton, 2018 yılsonunda ise klinker kapasitesinin 85 milyon ton, eşdeğer çimento kapasitesinin ise 110 milyon ton olması beklenmektedir” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz yıl rakamlarına değinen Tüzün, iç satış büyüklüğünü 3 milyar dolar, ihracatı da 550 milyon dolar olarak tahmin ettiklerini belirterek, yaklaşık 80 ülkeye ihracat yapıldığını, en fazla ihracat yapılan ülkelerin sırasıyla Suriye, Libya, Batı Afrika ülkeleri ve ABD olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 2016 yılı sonunda cari açığı 32,6 milyar Dolar olarak açıklanmıştır. Bu rakamın içinde, petrol ürünleri ithalatı hatırı sayılır bir yer tutmaktadır. Türkiye, her yıl 25 milyon ton petrol ithal etmektedir ve ithalata bağımlılık oranı yüzde 98 seviyesinde seyretmektedir. “Otoyollarımızın tamamı Bitümlü Sıcak Karışım(BSK)’la kaplanmaktadır. Ülke çapında 10 yılda 2155 km otoyol yapılmıştır” diyerek cari açığın kapatılması konusunda beton yolların katkısına değinen Tüzün, “Bu otoyolların yaklaşık 500 km’si beton yol olarak yapılmış olsaydı, 10 yılda 100.000 ton daha az bitüm ürünü kullanılacaktı. Bu sayede 2.000.000 ton daha az ithal petrol ithal edilecekti. Bu da 10 yılda yaklaşık 390 milyon dolar daha az petrol ithal edeceğimiz anlamına geliyor. Ülkemizin 2016 yılı cari açığının 32,6 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında petrol ithalatında yapılacak 390 milyon dolarlık tasarruf, ülke ekonomisi açısından oldukça önem taşımaktadır. Dolayısıyla yüzde yüz yerli hammaddeye dayanan beton yol kullanımının artırılması cari açığımızın azalmasında önemli bir rol oynayacaktır” açıklamasında bulundu.
Konut satışlarında yeni bir rekor yılı olan 2016 yılında inşaat sektörü %7,2 ile ülkenin en çok büyüyen sektörü olarak karşımıza çıktı. Mili gelir hesaplamasında kullanılmaya başlanan yeni yöntem ile inşaat sektörünün milli gelir içindeki payı % 7’nin üzerinde yer aldı. Sektördeki istihdam yıl boyunca ortalama 2 milyon seviyesinde gerçekleşti. Geçen yılın büyüyen tek sektörü olan inşaat sektöründe 2017 yılının da beklentileri karşılaması bekleniyor. 2017 yılının ilk üç ayına dair açıklanan rakamlara göre, konut satışı yüzde 7.4 oranında artarak 325.000 adedin üzerinde bir satış gerçekleştirildiği belirtiliyor.
Tüzün; “Hükümet tarafından hayata geçirilen ve hız kesmeden devam eden kentsel dönüşüm projeleri, 3’üncü havaalanı, Avrasya Tüneli gibi özel projeler, hızlı tren, metro, otoyol gibi altyapı projeleri, Türkiye’nin enerji bağımlığını azaltmayı hedefleyen HES, RES vb. enerji yatırımları 2017 yılında da çimento sektörün direkt şekilde etki ederek, büyümeye katkı sağlayacaktır. Ancak, son 2 yıl içinde yurtiçi çimento talebinin durgunlaşması ve büyüme hızının azalmasına karşılık gündemde olan yeni yatırımlar ile gelecek ilave kapasiteler sektörün ihracat performansına bağımlılığını artırmaktadır. İhracatın önümüzdeki yıllarda büyüme gösterememesi durumunda fabrika kapasite kullanımlarında ve verimlilikte azalma görmemiz kaçınılmaz olacaktır” dedi.
Çimento sektöründe ihracat beklentisi açıklandı