Çukurbağ Yarımadası’nda iki büyük parsel ‘eko-turizm’ niteliği verilerek imara açıldı. İmara açılan parsellerden biri iktidara yakın iş adamlarına, diğerinin üçte biri ise eski CHP lideri Deniz Baykal’a ait…
Geçtiğimiz ay villa ve lüks otellerle kaplı bölgede çıkan yangınla gündeme gelen Kaş-Çukurbağ Yarımadası ile Limanağzı bölgesini kapsayan 1/25 bin ölçekli Nazım İmar Planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak askıya çıkarıldı. Doğal sit alanı statüsündeki Çukurbağ Yarımadası’nın yapılaşmadan korunmuş kesimlerinde iki ayrı bölgenin yapılaşmaya açılması dikkat çekiyor.
Planda ‘Ekolojik Turizm’ alanı olarak ayrılan parsellerde biri, İnceboğaz Mevkii’nde yer alan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile tanınan Cihan Kamer ile Hasan Doğan ailesinin 2007 yılında satın aldıkları 119 dekarlık zeytinlik arazi. Zeytinlik vasfı değiştirilerek, ‘tarla’ olarak tapuya kaydettirilen ve ardından İstanbul-Üsküdar merkezli bir ambalaj firmasına devredilen yarımadadaki araziye villalar inşa edilebilecek.
Çukurbağ Yarımadası’nın batısında yer alan ikinci ‘Eko-Turizm’ nitelikli parselin üçte biri olan 16 bin metrekarelik kısmı eski CHP lideri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’a, aynı ölçüdeki bir diğer hissesi de Baykal’ın akrabası olan bir iş adamına ait.
Kaş’ta uzun yıllardır tartışma konusu olan yarımadadaki bu iki parsel, böylece hem iktidar yandaşlarının hem de ana muhalefet partisinin eski lideri ve yakınlarının beklentisini karşılayacak şekilde imara açılmış oldu. İmar rantı yüksek olan Çukurbağ Yarımadas’ında 1500 metrekarelik imarlı bir parselin fiyatı yaklaşık 300 bin Avro’ya alıcı buluyor.
Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan doğal sit alanlarını kapsayan 1/25 binlik Nazım İmar Planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylandı. Geçtiğimiz ay çıkan yangınla gündeme gelen Çukurbağ Yarımadası ile karayolu ulaşımı bulunmayan Kaş’ın ünlü doğal plajlarını da barındıran Limanağzı bölgesini kapsayan plan, 9 Haziran’da Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı. Bir ay boyunca askıda kalacak olan yeni imar planında Çukurbağ Yarımadası’nın İnceboğaz ve İnönü mevkilerinde bulunan iki ayrı bölgenin ‘E-T-Eko- Turizm’ vasfıyla yapılaşmaya açılması dikkat çekiyor.
Çukurbağ Yarımadasının batı ucu 1970’li yıllarda Ankara Gazeteciler Cemiyeti (AGC) tarafından satın alındıktan sonra tapu düzeltme davası açılmış ve 183 dekarlık arazinin yüzölçümü 1121 dekara çıkartılmıştı. Ardından 1980’lerde imara açılan ve parsellenerek bir kısmı satılan bir kısmı da AGC’nin özel mülkiyetinde bırakılan Çukurbağ Yarımadası’nın bu bölümü bugün büyük ölçüde betonlaşmış durumda.
Yıllar önce yarımadada zeytincilik yapan ya da kayalık arazilerin arasındaki küçük toprak parçalarında tarımsal üretim yapan yerli halkın arazileri ise hem orman ile süren sınır davaları hem de bölgenin doğal sit alanı olmasından dolayı yapılaşmaya açılmadı. AGC’nin geçmişte mevzi imar planı yaptırarak yapılaşmaya açtırdığı bölge dışında kalan araziler, zamanla yerli sahipleri tarafından ‘nüfuzlu’ kişilere satıldı.
İşte o arazilerden biri de Çukurbağ Yarımadası’nın Kaş ilçe merkezine en yakın kısmında yer alan yaklaşık 150 dekarlık zeytinlikti. Kaş Kamping ile İnceboğaz arasındaki bölgeyi kapsayan bu arazi, 2007 yılında önde gelen isimler tarafından satın alındı.
Satın alınan arazi, Futbol Federasyonu Eski Başkanı Hasan Doğan’ın oğlu Selim Doğan adına kaydedildi. İddiaya göre bir dönem Erdoğan’ın çocuklarıyla ortak mücevher işi yaptığı ortaya çıkan Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer ve Erdoğan’ın çocuklarına burs verdiği iddia edilen Ramsey’in sahibi Remzi Gür’ün adının geçtiği arazi satışını, Antalya ile Burdur’da yatırımları bulunan bir başka iş insanı takip etti.
Yaklaşık 6 milyon Avro’ya satın alındığı öne sürülen zeytinlik arazinin imara açılabilmesinin önünde hem sit alanı hem de zeytinlik gibi engeller vardı. Bu haliyle imara açılması olanaksız olan arazinin niteliğinin değiştirilmesi için, bakanlardan üst düzey bürokratlara uzanan görüşmeleri de içeren uzun bir süreç başladı.
Bu arada arazinin arkeolojik sit alanı olan 30 dekarlık kısmı, hazineye ait bir başka araziyle takas edilmek üzere ayrıldı. Ardından ise kalan kısmının imara açılması için hummalı bir çalışma başlatıldı. Geriye kalan yaklaşık 120 dekarlık arazinin imara açılmasının önünde engel olarak görülen ‘zeytinli tarla’ niteliğinin değiştirilmesi ve tapu kaydına ‘tarla’ olarak işlenmesi için 15 Ağustos 2014 tarihinde dönemin Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne başvuru yapıldı. İlçe tarım müdürlüğü, 25 Ağustos 2014 tarihinde başvuruya verdiği resmi yanıtta, talep edilen cins değişikliğinin uygun görülmediğini bildirdi.
Ancak bu yanıtın ardından iddialara göre Belediye Başkanı Halil Kocaer devreye girdi ve Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne yeni bir başvuru daha yapıldı. Bu kez siyasi baskılar sonuç verdi ve bir ay önce uygun görülmeyen zeytinlik arazinin vasıf değişikliği uygun bulundu.
Dönemin Kaş Tarım İlçe Müdürü Gökhan Göktaş imzasıyla 24 Eylül 2014 tarihinde verilen yanıtta, arazinin cins değişikliğiyle ilgili talebin ‘uygun’ bulunduğu kaydedildi. Zeytinlik arazinin imara açılması girişimini o günlerde haberleştirerek kamuoyunun gündemine getirmiştik.
Skandalın ortaya çıkmasının ardından konu TBMM’nin gündemine taşınmış ve sorumlular hakkında dava açılmıştı. Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, işlemin iptal edilerek ilgililer hakkında soruşturma açıldığını belirtmiş ve şu bilgileri vermişti:
“Antalya Kaş İlçesi Merkez Mahallesi’nde bulunan 46 ada 48 nolu parselin cins değişikliği için Kaş İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzce yürütülen işlemlerle ilgili olarak Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzce soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucu ilgili personele disiplin işlemi uygulanmış, cins değişikliği işleminin iptali için Kadastro Bölge Müdürlüğüne müracaat edilerek tapunun beyanlar hanesine cins değişikliği uygun görüş yazısının iptal edildiğine yönelik şerh koydurulmuş ve arazinin yeniden zeytinli tarla vasfına dönüştürülmesi için ilgili mahkeme de dava açılmıştır.”
Dönemin Bakanı Faruk Çelik’in iptal edildiğini açıkladığı zeytinlik araziyi imara açma girişiminin doğru olmadığı ortaya çıktı. Kaş’ın betonlaşmadan korunmuş son doğal alanlarından biri olan ve Yunanistan’ın Meis adasına bakan deniz kıyısındaki arazinin tapu kayıtlarına bakıldığında geçmişte ‘zeytinli tarla’ olan vasfının ‘tarla’ olarak değiştirildiği ve tapuya bu şekliyle kaydedildi. İddiaya göre geçmişte Selim Doğan adına kayıtlı olan söz konusu parsel, İstanbul-Üskudar (Kısıklı) merkezli bir ambalaj firmasına devredil. Firmanın adı, Kösdağ Ambalaj Ürünleri Ticaret A.Ş. Kurucusu ise Ahmet Hasan Kösdağ. Ülker Grubuyla da ticari ilişkileri olduğu bilinen Kösdağ’ın ambalaja yönelik başka yatırımları da bulunuyor.
Çukurbağ Yarımadası’nı da kapsayan yeni hazırlanan 1/25 binlik Nazım İmar Planı’nda ‘Eko Turizm’ alanı olarak ayrılan bu 46 Ada 48 nolu parselin güneyinde yer alan sahil kesimi rekreasyon alanı olarak belirlenirken geri kalanında ‘düşük yoğunluklu’, iki katlı villalar yapılabilecek. Kaş Çukurbağ Yarımadası’ndaki parsel fiyatlarıyla ilgili yaptığımız araştırmaya göre büyük ölçüde betonlaşan yarımadada imarlı parsel bulmanın oldukça zor olduğu, 1500 metrekarelik imarlı parsellerin ise 250-300 bin Avro’ya satıldığı belirtiliyor.
Yeni imar planına göre düşük yoğunluklu da olsa yapılaşmaya açılan bu parseller oldukça yüksek bir rant beklentisi yaratıyor. Yeni planda imara açılan bir diğer bölge ise yarım adanın uç kısmında, İnönü Mevkii’nde yer alıyor. Planın askıya çıkarıldığı gün imara açılan bu parsellerden birinin ‘turizm imarlı arsa’ vasfıyla satışa çıkarılması dikkat çekti. Toplam 20 bin 334 metrekarelik araziye 30 milyon TL’nin üzerinde fiyat belirlenmesi imar rantının boyutlarını gözler önüne seriyor.
Çukurbağ Yarımadası’nda imara açılan iki büyük parselden biri de eski CHP lideri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın hissedarı olduğu arazinin bulunduğu bölgede yer alıyor. Deniz Baykal’ın Kaş’taki arazisinin varlığı yıllardır yerel halk tarafından biliniyor. Ancak arazinin sit alanı ve zeytinlik vasfında olması imara açılmasına engel oluyordu.
Baykal’ın, Kaş’taki arazisiyle ilgili eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile telefon konuşması yaparak ‘ricacı’ olduğu da ortaya çıkmıştı. Eski Bakan Bayraktar’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman ile yaptığı iddia edilen bir telefon konuşması yasal dinlemelere takılmış, bu konuşmanın deşifreleri ise 4 bakan hakkında hazırlanan 17-25 Aralık fezlekelerinin eklerinde yer almıştı.
Cumhuriyet Gazetesi’nden Aykut Küçükkaya, 2 Eylül 2014 tarihli gazetede yer alan haberinde konuyu özetle şöyle aktarmıştı:
“Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekede yer alan ve Adalet Bakanlığı’na gönderilen yasal dinleme kaydına göre Deniz Baykal, bir arazi için bakanlığın ‘plan ücreti ve kentsel dönüşüm payı’ kapsamında istediği 5 milyon TL’nin indirilmesi için ricacı oluyor. Bu rica tam 1 yıl önce 3 Eylül 2013 tarihinde 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman’la, Bakan Bayraktar arasındaki telefon konuşmasında dinlemeye takılıyor. Bayraktar, bürokratı Kahraman’a, ‘Bu Selçuk Akıltopu’nun işi sende miydi? Şimdi buraya geliyor, Deniz Baykal aradı beni de. O nedir 5 milyon mu istemişsin ondan bağış?’ diye soruyor.
Bürokrat Kahraman da, Bakan Bayraktar’a, ‘Plan ücreti 2 altı yüz civarında bi 2 civarında da şey istedik bakanım kentsel dönüşüm katkı payı istedik galiba’ diye yanıt veriyor. Bunun üzerine Bayraktar, ‘Ama diyor 5 milyon etmez orası diyor Deniz Baykal… Yani olmazsa şeyi bu kentsel dönüşüm hesabına yatıracağı paraya kaldırabilirsin veya azaltabilirsin’ diyerek Baykal’ın ricası için talimat veriyor.
Bürokratı da Bayraktar’a, ‘Tamam tamam tamam bakanım’ diye yanıt veriyor.”
Küçükkaya, konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Deniz Baykal’ın 5 milyon liralık ödemeyi yapıp yapmadığı sorusuna, “Miktarını, rakamı hatırlamıyorum ama yasal olarak ödenmesi gereken ne ise o aynen ödenmiştir. Yasal gereklerin dışında yapılmış bir talep var ise o talebin gereği yerine getirilmemiştir” yanıtını verdiğini de aktarmıştı.
Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın bu parseli 2006’da yapılan mal varlığını açıklamasında ‘Tarla ve araziler’ başlığı altında Kaş’taki arazileri olarak yer almıştı. Siyaseten yasaklı olduğu ve kamu görevi yapmadığı bir dönemde, 15 Mart 1983 tarihinde Kaş’tan 16 dekar zeytinli tarla niteliğinde arazi aldığını belirten Baykal, bunun için 1 milyon lira ödediğini belirtmişti.
Yeni planda ‘eko turizm’ niteliği verilerek yapılaşmaya açılan zeytinlik arazinin bulunduğu Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın parseli yaklaşık 50 bin metrekare. Tapu kayıtlarına göre dört kişiye ait olan parselin 16.656 metrekaresi Deniz Baykal’a aynı büyüklükteki diğer bir hissesi de Selçuk Akıltopu’na ait. Geri kalanı ise Süreyya Tomruk ve Hüseyin Yazıcı arasında bölünmüş.
Söz konusu Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın parselinde yeniden kadastro düzeltme çalışması yapılarak arazinin ada parsel numaralarında değişikliğe gidilmesi dikkat çekiyor. Buna göre daha önce 47 ada 19 parsel olarak kayıtlı olan arazide sınır düzeltme işlemi yapılarak 6 Eylül 2018 tarihinde son haliyle tescil edilerek 209 ada 20 parsel olarak kaydı yenilenmiş.
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da onaylanarak askıya çıkarılan imar planının açıklama raporunda, Çukurbağ Yarımadası’nın üç farklı bölgesinde alt ölçekli imar planı bulunduğu belirtiliyor. Bunlardan biri mesire yeri, diğeri ise arıtma tesisine yönelik hazırlanan planlar. Üçüncü imar planı ise yarımadanın batı ucunda geçmişte Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından yaptırılan ve yapılaşma yoğunluğu yüksek olan kentsel amaçlı plan.
Yeni hazırlanan 1/25 binlik Nazım İmar Planı’nın açıklama raporunda, daha önceki alt ölçekli planların kullanım kararlarını olduğu gibi korunacağı kaydedilerek, “Bunun haricinde, özel mülkiyete konu iki farklı bölgeye eko-turizm kararı getirilmiştir. Yarımadanın kalan bölümlerinde ise mülkiyeti orman olan bölgeler orman olarak işaretlenmiştir. Kalan bölümler ise doğal karakteri korunacak alanlar olarak düzenlenmiştir” ifadelerine yer veriliyor.
Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın arsasının plan raporunda ayrıca ‘eko-turizm’ vasfı getirilen İnceboğaz’ın doğusundaki bölgenin sahil kesiminin rekreatif alanlar olarak belirlendiği kaydediliyor. Doğal makilik örtüyle kaplı olan bölgede yeni planla getirilen ‘rekreatif alan’ tanımı şöyle: “Oturma ve yemek yerleri, yemek pişirme yerleri, çeşmeler, açık havuzlar, oyun ve açık spor alanları, açık gösteri alanları, yeşil bitki örtüsü ve kıyı yapısının elverdiği yerlerde denize iniş rampaları bulunan kamu ya da özel alanlar.”
Buna göre Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın ve kişiye özel parsellerin bulunduğu alanlardaki sahil kesiminde ‘kişiye özel rekreasyon’ alanları oluşturulabilecek. İnceboğaz bölgesindeki eko-turizm niteliği verilen alanda inşa edilecek villalar için kıyıda geniş bir yeşil alan, yeme içme ve spor üniteleri ile plaj düzenlemesi yapılabileceği anlamına geliyor.
Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Deniz Baykal’ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal, imar planı hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını dile getirdi. Yarımada iktidara yakın iş adamlarına ait arazinin imara açılabilmesi için Çukurbağ’daki Deniz Baykal’ın arazisinin de pazarlık unsuru olarak kullanıldığı ve bu şekilde imara açıldığı yönündeki iddialara ilişkin görüşünü de sorduğumuz Aslı Baykal, bu konularda da bilgi sahibi olmadığını kaydetti.
Yeniçağ Gazetesi
Beyaz yakalılar arazi yatırımına yöneldi