Devletin kültür sanat etkinliklerine ayırdığı bütçe küçülürken şirketler, klasik müziği sevdirmek adına kurdukları bu orkestralara yılda milyon dolarlar ayırıyor. Hükümetin son dönemde harcamalarını azalttığı alanlardan biri kültür-sanat etkinlikleri, özellikle de devlet opera ve bale bütçesi… Özel sektörde ise tersi bir tablo var. Kurumlar özellikle de büyük holdingler, kurumsal sosyal sorumluluk(KSS) çalışmaları kapsamında kültür ve sanata destek olmaya özellikle önem veriyor.
Yurtdışında Türkiye’yi temsil edecek düzeyde sanatçıların yetişmesine olanak sağlamak çoğunun hedefleri arasında yer alıyor. Şirketler bu alanda klasik müziğe de yatırını yapıyor. Kimi şirket klasik müzik konserlerine sponsor oluyor, kimi ise orkestralara… Hatta kendi filarmoni ve senfoni orkestrasını kuran şirketler de var. Bu anlamda ilk örnek Tekfen Filarmoni olmuştu. Son örnek ise bu yıl Limak Vakfı tarafından kumlan ve geçen ay ilk konserlerini veren Limak Senfoni Orkestrası oldu.
Türkiye’nin ilk kurulan özel orkestrası Tekfen Filarmoni oldu. 1992 yılında projenin fikir babası ve kurucu şefi Saim Akçıl’ın önerisiyle Tekfen Holding ortaklarından Nihat Gökyiğit tarafından kuruldu.
O yıllarda Karadeniz Oda Orkestrası olarak kurulan, 11 ülkeyi temsil eden 17 müzisyenin yer aldığı orkestra, bugünkü Tekfen Filarmoni’nin nüvesini oluşturdu. Çok uluslu bir yapıya sahip olan Tekfen Filarmoni, yılın belirli zamanlarında bir araya geliyor ve her seferinde 2-4 arası temsil veriyor. Tekfen Holding Kurumsal İletişim Grup Şirketler Direktörü Don Kiss Kalafat, bu yıl kuruluşunun 25’inci yıldönümünü kutlayan Tekfen Filarmoni’nin, Tekfen Vakfı’nın yaşattığı bir kurum olduğunu söylüyor.
Kalafat, bir sanat kurumunu yaşatmanın ucuz bir iş olmadığının altını çiziyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“2017 bütçemiz 2,5 milyon TL. Konser salonu kirası dahil masrafların büyük bölümünün döviz cinsinden olması, bugünlerde zorlayıcı bir unsur. Ancak Tekfen’e akıl payı kadar gönül payı da kazandırdığı bir gerçek. Grup şirketlerimizden Tekfen İnşaat, 10’a yakın ülkede çok büyük altyapı ve sanayi tesisleri inşa ediyor. Toros Tarım markası da Türkiye’nin en büyük tarımsal grubu. Gayrimenkul projeleri haricinde, Tekfen’in şehirli tüketiciyle buluşan herhangi bir ürünü, hizmeti yok. Dolayısıyla ‘kamuoyu’ olarak nitelendirdiğimiz kitle nezdinde fazlaca görünürlüğe sahip değiliz. Bu nedenle, sanata yaptığımız katkılar, Tekfen’e görünürlük de sağlıyor.”
1993’te kurulan Bilkent Senfoni Orkestrası (BSO), ise Bilkent Üniversitesi’nin özgün bir sanat projesi olarak hayata geçti. Orkestra, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nin öğretim kadrosunda yer alan, Türkiye ve 12 ülkeden sanatçıdan oluşuyor.
Bilkent Senfoni Orkestrası, bu özellikleriyle, Türkiye’nin ilk özel akademik, uluslararası sanat topluluğu.
Kültür sanat alanındaki desteklerine önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na(İKSV) verdiği destekle başlayan Borusan Holding’in, 1994’de kurulan oda orkestrası ile yapılan çalışmaları 1999 yılından itibaren senfoni orkestrası olarak devam etti. Zamanla Türkiye’nin bu alanda uluslararası tanıtımında da rol oynamaya başlayan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasının (BİFO) sürekli müzisyenleri yok.
Orkestra üyeleri seslendiren eserlere göre değişiyor. Orkestranın yılda ortalama 14 konsere çıktığını söyleyen Borusan Sanat Genel Müdürü Ahmet Erenli yılda yaklaşık 250-300 konser verildiğini belirtiyor.
Orkestranın tüm Türkiye’nin bir sentezi olduğunun altını çizen Erenli, Borusan Sanat’ın bütçesinin 6,5 milyon dolar, BİFO’nun payının ise 4,5 milyon dolar olduğunu anlatıyor. Ahmet Erenli, Borusan Sanat ekibi olarak 2016 yılında göreve geldiklerinde kendilerine verilen hedefin orkestrayı yurtdışına taşımak olduğunu ifade ediyor.
Erenli, bu konuda şunları söylüyor: “İlk etapta bunu başardığımız kanısındayım. Bugün orkestramız Avrupa salonları tarafından davet edilen bir orkestra oldu. Elbette bunu biz ekip olarak tek başımıza yapmadık. Yurtdışından bir tanıtım firmasıyla anlaştık. CD yapmak için saygın CD kurumu Onyx ile çalışmaya başladık. Bütün bunlar bize bu yıl Deutsche Grammophon firması ile CD yapma olanağı sağladı. Elbette bundan sonra daha fazla turne, daha fazla yurtdışı konserleri yapacağız.”
Doğuş Holding ise bu anlamda farklı bir örneğe imza attı. Türkiye’nin ilk ve daimi ulusal çocuk senfoni orkestrası olan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrasını (DÇSO) 2006’da kurdu. Doğuş Holding Kurumsal İletişim Bölüm b Başkanı Bahar Erbengi, kurucu destekçisi oldukları DÇSO’nun 12 yıldır dünya çocuklarına senfonik müziği yaşıtları aracılığıyla sunarak, çoksesli evrensel müziğin 7’den 70’e daha fazla kişiye ulaşmasını sağladığını anlatıyor.
Türkiye’deki çeşitli konservatuvarların 11-18 yaş grubu öğrencilerinden oluşan DÇSO, bugüne kadar yurtiçinde ve yurtdışında gerçekleştirdiği 66 konserde, 800’ü aşkın çocuk sanatçıyı orkestra bünyesinde bir araya getirdi ve yaklaşık 89 bin izleyiciye ulaştı.
DÇSO’yu kültürel içeriğinin yanı sıra çocukların kişilik ve zeka gelişimlerini destekleyen bir eğitim projesi olarak da değerlendirmenin mümkün olduğunu söyleyen Erbengi, orkestraya şimdiye kadar yaklaşık 20 milyon TL’Iik yatırım gerçekleştirdiklerinin altını çiziyor. Bahar Erbengi, DÇSO dışında farklı kültür-sanat projeleri sayesinde de Türkiye’de klasik müziğin gelişimini desteklediklerini ifade ediyor.
Erbengi, “Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kasım 2007’de imzaladığımız bir protokol ile ‘Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu Teknik İyileştirme Projesi’ni başlatarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının (CSO) ana sponsoru olduk” diyor. ”
Kendi filarmoni ve senfoni orkestralarını kuran kurumların yanında var olan orkestralara sponsor olan şirketler de var. Örneğin Denizbank 14 yıldır İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasının (İDSO) kurumsal sponsorluğunu üstleniyor. Denizbank Yönetim Hizmetleri Grubu Genel Müdür Yardımcısı Tanju Kaya, İDSO ile sürdürdükleri uyumlu birlikteliğin Türkiye’de bu alana yatırım yapma niyetinde olan tüm kurumlar için örnek teşkil ettiğini söylüyor. Kaya, topluma yaklaştıran her projenin kendileri için kıymetli olduğunun altını çiziyor. Tanju Kaya, dolayısıyla da konserlere ve Türkiye’nin kültür sanat alanındaki faaliyetlerine verdikleri destekleri sürdüreceklerini anlatıyor.
Kendi orkestrasını kuran son şirket Limak Holding oldu. Limak Vakfı, Türk müziğini çok sesli yorumlayarak, geniş kitleleri çok sesli müzikle buluşturmayı amaçlayan Limak Filarmoni Orkestrası’nın kuruluşunu bu yıl tamamladı. Dünyaca ünlü Türk tenor Murat Karahan liderliğinde ve sanat yönetmenliğinde kurulan orkestra, ilk konserlerini geçen ay verdi. Orkestranın en büyük sürprizi, ilk konserde Zeki Müren’in şarkılarına yer vermesiydi.
Fatoş Bozkuş-Ekonomist
Dev inşaat firmaları orkestra kuruyor