Dev mimarlık ofislerini inceleyerek kendine yeni bir vizyon çizen Dome+Partners, son iki yılda evrim geçirdi. Firmada çalışan 2 arkadaş ayrılarak şirketlerini kurdu ve Dome’ye ortak oldu. Böylece Anadolu’daki partner ofis açıldı.
Bir fikre 20 yıl
Dünyayı saran firmaların esas fikrini bulmak için çok araştırma yaptığını söyleyen Dome+Partners’ın kurucusu Murat Yılmaz, “Benim için çok önemliydi. 20 yılımı bu fikre harcadım. Ana fikir yerel ortaklarla partner olmakmış. Bunu iyi işlemişler ve uygulamışlar. Bende öyle yapma kararı aldım. 2016’da yapmış olmaktan mutluyum.” diyor.
2016’da da Kazakistan, Gürcistan, Milano ve Londra’daki yeni ofisler açan Dome, 7. büroyu Katar’da açtı. Firma orta vadede Moskova’da ve Nijerya’nın başkentinde de var olacak.
Almanya’yı da planlarına katan Dome Partners, Avrupa’nın birikimini Türkiye’nin doğusundaki ülkelere transfer ederek dünya devi olacak. Dome Partners, ikinci 10 yılda da Şanghay, Çin ve Singapur’dan ortaklar edinecek.
Dome Partners’taki 10 ülke fikri ikiye katlandı
Kafasındaki “10 ülke” rakamının hedef olmakla beraber sınır olmadığını kaydeden Yılmaz; partnerlik, verimlilik, birlikte büyüme ve paylaşma kavramlarından taviz vermiyor.
Kendinden ortaklar üretiyor
Ekibini büyüterek 120 kişiye çıkaran Yılmaz, fikirlerini önce kendinde uyguluyor. Ekibi 10’lı ofislere ayıran Yılmaz, “Ekip genişledi. Büyüme ve pazarın daralması ile sistemleşmek elzem oldu. Hepsinin idari, mali ve finansal işlerini özerkleştirdik.” diyor.
2017 hedefleri belli
Ofisteki yeni yapılanmanın verimliliği artırdığını söyleyen Yılmaz, yeni şubelerden Katar’ın da bu modelle yapılaşacağını söyleyerek sahadan örnekler verdi. Yılmaz, “Peşinden Suudi Arabistan ve Tunus’ta böyle yapılanacak. 2017 hedefi bu 3 ülke.” diyerek fikrini açıklıyor.
Dome’yi “Buna inananların” ve “Çalışanların sahiplendiği” bir dünya şubesi olarak tarif eden Yılmaz, “Batıdan edindiğimiz bilgiyi yakın gelecekte Türkiye’nin doğusundaki ülkelere transfer edeceğiz. Hedeflediğimiz örnekler FCK, Genzyme Center Architecture ve Atkins gibi aynı işi yaptığımız firmalar. Bunlar dünyanın her yerinde varlar ve binlerce çalışana sahipler.” diye konuşuyor.
Büyüme süreçlere bağlı
Gelişimi dünya siyaseti, yönetimi, ekonomi ve konjüktürün belirlediğini örneklendiren Yılmaz, “Kafamda İran’da vardı. Dünyadaki politika değişimi, başkanlığı Trump’un kazanması, İran piyasasının politika ve ekonomi anlamında kapanması bu düşüncemizi ertelememize neden oldu. ” dedi.
Her şeyin sürece bağlı olduğun anlatan Yılmaz, “Aslında Katar ve bölge hakkındaki fikirler 20 yıl öncesine dayanıyor.10 yıl önce Middle East’e geldiğimizde hem bizim hem de pazarın hazır olmadığını görmüştük. Şuanda her ikisi de hazır. Mesala Katar’daki ofisi Ramazan sonu gibi açacağız. İlk iş de master planlar olacak.” şeklinde konuştu.
‘Yatırımı geleceğe yapıyoruz’
İncelemelerde bulunmak üzere geldiği Katar’da görüştüğümüz Yılmaz, tecrübenin önemine işaret ederek, “Kafamdaki soruların cevabı ‘Geçmiş 100 yılda İngilizler ne yaptı ise, bizim de gelecek 100 yıl onu yapmamız gerektiği’ yönünde oldu. Ben kendimi ona hazırladım ve zamanını bekledik. Gelecek 20 yılda Türkiye, çevresindeki ülkeler ve Türkî Cumhuriyetler’de merkezi ülke olacak. Bizimde bu merkezde bilgi, emek, teknolojiyi geliştirmemiz ve satmamız gerek. Katar buna şimdi hazır. Ama Suriye ve Irak değil, oraların 5-10 yıla ihtiyacı var. Bizim yapmamız gereken buna hazırlıklı olmak.” diye açıklama yaptı.
Dome+Partners sürekli takipte
Bölgede dengelerin sürekli değiştiğini söyleyen Yılmaz, “Petrol fiyatları yüksekken yatırımcılar çok daha rahat proje verirlerdi. Fiyatların düşmesi iki kere düşünmelerine neden oldu. Açıkçası bu durumda Türklerin şansı arttı. Piyasadaki daralma iki yıldır bizim işimize geliyor. Fiyatlarımızı Avrupalı ve Amerikalı firmalar veremiyor. Birde yabancılar kadar iyi emek ve ürün verebildiğimizi Körfezli yatırımcılar kabullenir oldu.” diyor.
Mimarlık ve müşavirlik önden gitmeli
Türk müteahhitlerin dış ülkelerde iş yapabilmesi için önce Türk mimarların proje çizerek malzemeyi belirlemesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, kapıyı açan anahtarın müşavirlik ve hizmet olduğunu savundu.
Körfez ülkelerinde dünya standardında bir yaklaşım olduğunu söyleyen Yılmaz, “Buradaki düzen bizden farklı. Projeye hangi malzeme yazıldıysa o kullanılır, değiştirilemez. Projeyi oluşturan malzeme; tasarımın parçasıdır. Bir ülkenin kapısını açmak için Türk mimarlık ve müşavirliklerinin daha etkin olması gerek. Zira hemen peşinden malzeme ve onu uygulayacak inşaatçı gelir.
Yaklaşım değişiyor
Türkiye’de bu kriter oturmadığı ve kalite beklentisi bu kadar olmadığı için ekonomik terciler yapılır. Ama artık Türkiye’de de 10 yıl öncesine göre yazılan malzemeler korunuyor. Yurt içinde biz de gelişiyoruz ama dışarıda bu yaklaşım çok güçlü. Türk tasarımcı burada daha çok iş yapmalı ki inşaat malzemesi de farklı ülkelere girsin. Türk inşaatçılığı bu açıdan geç kaldı ama her şeyin bir zamanı var.” dedi.
‘15 Temmuzla birlikte arınmaya başladık’
Türk inşaat sektörünü de değerlendiren Yılmaz, farkında olmadan tüm ülkenin arındığına işaret etti. Referandum sonucunu ve 15 Temmuz girişimini engel olarak gören Yılmaz, “Darbe girişiminden sonra büyük bir engel aşarak dünyadaki yerimizi sağlamlaştırdık.” diye konuya açıklık getirdi.
‘Sektörde evrimleşebilen ayakta kalır’
Sektörel konulara da değinen Yılmaz son 1 yıldır piyasanın ve aktörlerin evrimleştiğini kaydetti. Arsa üretimini önemli ve çok ciddi bir sorun olarak gören Yılmaz, “TOKİ, Emlak Konut GYO eliyle veya kentsel dönüşümle arsa üretilebiliyor. Bunu yapabilen ayakta kalıyor ve diğerleri zorlanıyor. Doğal bir süreç bu, evrimleşme. Kentsel dönüşümü çözen gelecek 20 yılda daha başarılı olacak.” diyerek açıklamalarını noktaladı.
Hüseyin Belibağlı-Emlaknews.com.tr
News
Merhabalar murat bey ben esma ben size yane ogise ulaşamıyorum arzu ablam dediki eskiden müdürden izin alim dedi kahve içiriz bi abi var adı ne pv beni ağlatıyor Ben üzülüyorum