Tarihi cadde toz toprak ve gürültüden geçilmiyor. Nostaljik tramvay hattının yenileme adına beton ile kapatıldığı ray yolundan yürüyoruz. Cadde üzerinde neredeyse 10 dükkandan 3’ü kepenk kapatmış. Üstelik kapatılan dükkanların yerine yenileri de açılmıyor. Sokak aralarında kapanan dükkanların sayısı ise daha fazla. Kapalı kepenklerin üzerinde kiralık yazıları dikkat çekiyor.
Caddeyi bu halde gören bir daha gelmek istemiyor. İğne atsanız yere düşmeyecek olan balık pazarında da esnaf deyim yerindeyse sinek avlıyor. Nedenini sorduğumuz bir esnaf “Ekonomik kriz var. Üzerine de bu inşaat ve caddenin kimliğinden uzaklaşması bizi bu hale getirdi” diyor.
Caddede kendinizi yabancı hissetmeniz de an meselesi. Çünkü neredeyse tüm kafe ve restoranların tabelaları Arapça yazıyor. Yerli ve Avrupalı müşterilerden umudunu kesen esnaf, caddeyi sahiplenen Arap ülkeleri vatandaşlarına bel bağlamış durumda. Bu nedenle pek çok tabelayı okumak bile güçleşiyor. Çünkü caddede neredeyse Türkçe tabela kalmamış.
Dikkat çeken bir nokta da caddede sadece küçük esnaf kepenk kapatmamış. Köklü bankaların şubeleri, Bütçesi güçlü dijital ürün satan firmalar ve müzik marketler de şubelerini kapatmış.
Caddenin sembolü pişmiş kestanecilerin sayısında bile azalma var. Meşhur Beyoğlu çikolatasını satan küçük esnaf sayısı da parmakla gösterilecek kadar azalmış. Dünya starlarının yerini dolduracak müzisyenlerin yerini ise küçük bebeklerle duygu sömürüsü yapıp, elindeki alet ile müzik yapmaya çalışan yabancı uyruklu kişiler almış.
Sözcü
Esnaf İstiklal Caddesi’ni terk etti, dükkanlar boş kaldı