İktidarın yıllar önce büyük şovlar eşliğinde, canlı yayınlarda startını verdiği kentsel dönüşüm projeleri, yurttaşları mağdur ediyor. Bunun en çarpıcı örneği, İstanbul’un Anadolu Yakası’nın en ‘merkezi’ noktalardan biri olan Kadıköy’e bağlı Fikirtepe’de yaşandı. Zira burası, kentsel dönüşüm denince akla gelen ilk bölgelerden biri.
8 yıl önce başlatılan kentsel dönüşüm projesi kapsamında yurttaşlar evlerini müteahhit firmalara verdi. Ancak yıkılan evlerin yerine yenisi yapılmadı. Evlerini firmalara verenler, kirayla tanıştı. Hatta maaşlarının neredeyse hepsini kiraya yatırmak zorunda kaldılar. Kira yardımı da yapılmadı. Kalacak evi olmadığı için köylerine dönen de var, güvencesiz binalarda kalanlar da… Böylece büyük vaatlerle başlatılan ‘dönüşüm’, büyük mağduriyetlere vesile olmuş oldu. 2005’te kentsel dönüşüm için ‘pilot bölge’ seçilen Fikirtepe ise ‘pilotsuz’ kaldı.
Fikirtepe’de başlamadan biten projelerin ‘mimari’ olan Raci Şaşmaz’ın da aralarında bulunduğu 13 kişi ise yarın ‘tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı’ suçundan hâkim karşısına çıkacak. Kurtlar Vadisi’nin yapımcısı Şaşmaz ile Ahmet Mahir Şaşmaz, Aydoğan Selimoğlu, Hızır Selimoğlu’nun da aralarında bulunduğu Pana Yapı ve Selimoğlu İnşaat firmasının ortak ve yöneticisi 13 şüphelinin cezalandırılmasının istendiği duruşma, İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşecek. İki gün sürecek duruşma, saat 09.00’da başlayacak.
Peki, dava öncesi Fikirtepe mağdurları ne düşünüyor? Bölgedeki son durum ne? Bu sorulara yanıt aramak için Fikirtepe’ye gidiyorum. Pana Yapı’nın ‘yarım bıraktığı’ inşaat alanının önünde buluştuktan sonra bir süre bölgeyi geziyoruz. Yarım bırakılan inşaatları da gözlemliyorum, güvencesiz yapılarda oturmak zorunda kalan yurttaşları da… Sonrasında da kentsel dönüşüm mağdurlarıyla çay eşliğinde yaşananları konuşuyoruz.
İlk olarak Cemal Tut isimli mağdur ile sohbet ediyorum. Tut ve ailesi, 2012 yılında kentsel dönüşüm için ‘imza’ atmış. Tut, “8 yıldır süreç devam ediyor” diyerek başlıyor konuşmaya. Ona göre Fikirtepe vahim durumda, mağdurlar ise perişan halde: “2012’de Selimoğlu İnşaat projeyi yapmaya talipti, daha sonra Pana Yapı, Selimoğlu’nu devraldı ve muhatabımız hem Pana hem de Selimoğlu oldu. Ali Cengiz Oyunu yaptıklarının kanaatindeyim. Buranın canlanması hiç mümkün gözükmüyor. Resmen insanları dolandırdılar.
İnsanlar o dönem konuyu yeterince bilmiyordu. Bu durum ‘çantacı’ denen insanların, vatandaşların aklını çelmesine neden oldu. Mali durumu yetersiz olan şahıslar, kendini müteahhit olarak sundu. Fikirtepe’ye geldiler ve burasını bir rant kapısı olarak gördüler. Bir diğeri de devlet, kentsel dönüşümle ilgili planlama yapamadı. Firmalar bu boşluklardan yararlandı. Mali durumu yetersiz firmalar, ‘Başkasının parasıyla bu işi yaparız’ mantığıyla hareket etti ve tökezledi. Bunların sonucunda insanlar mağdur oldu ve Fikirtepe bu hale geldi.”
Kentsel dönüşüm mağduru Tut, dönüşüm nedeniyle birçok yurttaşın kirasını dahi ödeyemeyecek durumda olduğuna dikkat çekiyor ve “Biz ve bizimle beraber bir dünya insan mağduriyet yaşıyor” ifadesini kullanıyor: “Yaşananlar ve ekonomik sıkıntı nedeniyle Buradaki herkesin psikolojisi bozuldu.”
Tut’a ‘23 Haziran seçimleri öncesi’ Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Fikirtepe ziyaretini hatırlatıyorum. Şu yorumda bulunuyor: “İktidarın bu konuya samimi yaklaştığını düşünmüyorum. Siyasetçilerin işi, seçimden seçime gözükmek. Çözüm odaklı olmadıklarının hepimiz farkındayız.”
Cemal Tut, “Her şey ortada adam bunca insanı dolandırdı” diyor ve sözlerini sonlandırıyor: “Adaletin ne kadar geç tecelli ettiğin farkındayız ama hukuktan ayrılmadan mücadelemizi sürdürmek durumundayız. Biliyoruz ki uzayan davalar Pana Yapı’ya vakit kazandırıyor.”
1976 yılında Fikirtepe’de yaşamaya başlayan Bayram Ulucak’ın evi de ‘dönüşüm’ kapsamında yıkıldı. Uzun süre inşaatlarda çalışan Ulucak, artık Fikirtepe’de yaşamıyor. Aldığı 2 bin TL maaşın bin 400 TL’sini Ümraniye’de kirada oturduğu eve vermek zorunda. Demli çayını içerken “Bu hale geleceğini bilsem, altında kalırdım da yine vermezdim evimi” diyor.
Ulucak, devletin kendileriyle ilgilenmediğine dikkat çekiyor, müteahhitlerle mağdurların baş başa bırakıldığını dile getiriyor. Uluocak, şöyle konuşuyor: “İntihar edecek duruma geldim. Mağdurum, yazık değil mi bana? Devlet hatalı, firmaların ekonomik durumuna bakılacaktı. Böylece projenin bitirilip bitirilemeyeceği anlaşılacaktı. Fakat bu yapılmadı. Benim gibi mağdur olanlar çok. 5 çocuğu olup kira verenler var, devletin buna el atması lazım. Hem vatandaşın hem de devletin hatası var. Biz müteahhitlerle baş başa bırakıldık. Kentsel dönüşümü çıkarttılar ama sonra karışmadılar.”
Ulucak, 2-3 Mart arasındaki duruşmaya değinerek sonlandırıyor sözlerini: Yıllardan beri mağduruz, artık Fikirtepe’ye bir el atın. Şaşmaz’ın yargı önünde hesap vermesini istiyorum.”
Evi yıkıldıktan sonra hayatı değişenlerden biri de 65 yaşında Zeynep Düzgünoğlu. Gözleri yaşlı şekilde anlatıyor yaşadıklarını: “65 yaşımdan sonra evsiz barksız sürünüyorum, yani aslında sokaktayım. Her gün nerede kalacağımı düşünüyorum. Bir gün çocuğumda, bir gün yeğenimde kalıyorum ve bu benim çok zoruma gidiyor.
Benim evim, sırt çantam. Başka bir şeyim yok. Biz ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ne de İBB’ye dedik, ‘Gelin bizim evimizi yenileyin, bu evler kötü, biz bu evlerde oturmak istemiyoruz” diye…
Gerçekten demedik ve bizim barınma hakkımızı elimizden aldılar. Burası ne gecekondu bölgesi ne de Hazine arazisiydi. Burası özel mülkiyetti. Mülkiyetimizi elimizden zorla aldılar. Mahkemede hâkime sormak istiyorum; ‘İnsanın en doğal hakkı barınma hakkıdır, bu hak elinden alınabilir mi?’ diye…
Alınamaz ama bu hakkı bizim elimizden aldılar. Ben evimi kendi çalışmamla yaptırmıştım, atölyelerden kazandığımla yaptırmıştım. Raci Şaşmaz’ın hukuk önünde hesap vermesi lazım. 54 senedir Fikirtepe’de oturuyorum; gençliğim, çocukluğum, yaşlılığım burada geçti. Benim yurdum burası, nasıl terk edebilirim? Genç değilim ki bir ev daha yaparım diyeyim… Hayır benim öyle bir lüksüm yok. Adaletin olmasını hukukun işlemesini istiyorum. Raci Şaşmaz’ın bu insanları bu kadar mağdur etmesini engellemeleri lazımdı.”
Son olarak Ziya Arı ile konuşuyorum. Kentsel dönüşüm nedeniyle Arı’nın ailesi Aydos’a taşınmış. Arı ise Fikirtepe’de oturmaya devam ediyor. Şöyle diyor Arı:
“Mağduriyetin son noktasındayız. Ben bekarım tek başıma burada yaşıyorum. Fakat büyüklerimiz artık her gece burayı düşünüyor. Yatıyorlar kalkıyorlar bu ev olacak mı diye soruyorlar. Kiraya zam gelecek mi, ne yapacağız diye düşünüyorlar. Zor bir durum içerisindeyiz. Hâkim karşısına çıkacaklar, ceza alacaklar diye ümit ediyorum.”
Uğur Şahin – Birgün
Fikirtepe Vurgun Vadisi’nde yargılama başlıyor