Forum İstanbul 2016’nın ikinci gününe gayrimenkul sektörü damgasını vurdu. Öğleden sonra gerçekleştirilen oturumlarda Kentlerin Planlanması konusu ele alınırken, kentsel planlama, dönüşüm, gayrimenkulde yeni finansman modelleri ile kentleşmenin önündeki fırsat ve tehditler gibi konular masaya yatırıldı.
Forum İstanbul Başkan Yardımcısı ve RE-PİE Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur, dünyanın ekonomik krizle birlikte ekolojik bir çöküşle yüz yüze kaldığını söyledi. İçinde bulunduğumuz dönemde refah ve ekonomik büyümeden ziyade terörizmin küreselleştiğine dikkat çeken Sur, kutuplaşma diye tanımlanan farklı bir tehdit altında olduğumuzu ve dijitalleşme çağında siber teknolojilerin kullanımının terörizmi daha da değişik boyutlara taşıyabileceğini kaydetti. Gelir dağılımındaki bozukluğun ve refahın beklendiği gibi tabana yayılamadığını da ifade eden Sur, “Tüm bunlar dünyayı aynı zaman diliminde ekolojik, ekonomik ve sosyolojik açıdan dar boğaza sokarak yeni bir arayışa itiyor” dedi.
Günümüzde kentleşme oranının yüzde 50, kentte yaşayan insan sayısının 3.5 milyar olduğunu anlatan Sur, insanların 3’te birinin sağlıksız koşullarda, çöküntü bölgelerinde yaşadığını, 100 milyon insanın ise hiç evinin olmadığını kaydetti.2050’lere gelindiğinde 9 milyara ulaşacak olan insan nüfusunun yüzde 70’inin kentlerde yaşayacağına vurgu yapan Sur, “Kentlerin kaderini doğru bir şekilde yazmamız ve tüketim alışkanlıklarımızı tümden değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Digicom Gayrimenkul Grup Başkanı Işık Gökkaya moderatörlüğünde gerçekleşen son oturumun açılış konuşmasını ise Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı İlhami Koç yaptı. Bu oturumda kentsel dönüşümün finansal boyutu, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım fonları, gayrimenkul portföy yönetim şirketleri, gayrimenkul sertifikaları ve kira sertifikaları ele alındı.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı İlhami Koç, bankaların topladıkları mevduatların üzerinde kredi verdiği için bankacılık sektörünün sınıra dayandığını belirterek büyümenin başka kaynaklardan finanse edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu kaynaklardan birinin sermaye piyasaları olduğunu belirten Koç, borsada ciddi ıskontolarla işlem gören GYO’ların da cazibesini kaybettiğini ileri sürdü. Bu alanın sırf vergi avantajı için kurulan GYO’lar yüzünden kirlenmiş bir alana dönüştüğünü ifade eden Koç, Son yıllarda Türkiye sermaye piyasalarına giren GYF’ler ise kurumsal yatırımcıyı hedefleyen bir ürün. Kurumsal yatırımcıların gelişmesiyle birlikte o tarafı hedefleyen yabancı yatırımları gayrimenkule çekmek için GYF’lerin ideal olduğunu düşünüyorum” dedi. Koç buna karşılık bu araçtan kısa vadeli kazanç beklememek gerektiğine de dikkat çekti.
Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel ise kat karşılığı model, yap-ver-sat modeli, kamu-özel sektör işbirliği modeli, şirket modeli ve ihale modeli olmak üzere 5 temel modelden bahsederek her bir model için finansman sağlama hesaplamalarını anlattı. Kentsel dönüşümün kat karşılığı ile finansmanı konusundaki hesaplama yöntemlerini de ele alan Çamlıbel, altyapısı yasalarla oluşturulmuş olan kentsel dönüşüm hamlesinin uygulanabilir ve sürdürülebilir olması için, kamunun iradesi ve öncü rolünün önemli olduğunu vurguladı.
Kentsel dönüşüm için 20 yılda toplam 465 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Çamlıbel, b sebeple özel sektörle işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Farklı teşvik, uygulama ve finansman metodları bulunarak özel sektörün ve vatandaşın desteklenmesi gerektiğini de ifade eden Çamlıbel, “Bireysel emeklilik fonları, gayrimenkul sertifikaları, sukuk, altyapı GYO’ları, gayrimenkul yatırım fonları gibi enstrümanlar de dönüşüm projelerine yatırım yapabilmeli” dedi.
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik GYO, GYF gibi enstrümanların kentsel dönüşümde tek başına Türkiye gayrimenkul sektörünün ihtiyacını çözemeyeceğini belirterek Türkiye’de kentsel dönüşümden kamu, özel sektör ya da hak sahibi ne beklediğinin henüz anlaşılamadığını kaydetti. ‘Amaç güvenli binalar mı yapmak, yeni şehirler mi oluşturmak, yoksa ekonomiye canlılık vermek mi” sorusunu gündeme getiren Çelik, Türkiye gerçeğiyle Londra ya da New York’un gerçeğinin aynı olmadığını vurguladı. Bu konuda ‘Türk tipi’ bir finans ve iş modeline ihtiyaç olduğunu ileri süren Çelik “Yabancı yatırımcıyı da içine alacak, tüm paydaşlara fayda sağlayan ve tek bir eksende toplayan yeni bir finansman modeline ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.
Forum İstanbul’da gayrimenkul rüzgarı esti