İstanbul 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • EmlakNews.com.tr
  • ‘Gayrimenkul sektörü sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor’

‘Gayrimenkul sektörü sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor’

EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, gayrimenkul sektörünün hızla değişen belirsiz bir dünyada yol almak zorunda olduğunu belirterek sektörde bir reform hareketinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Dünya piyasalarında gayrimenkulün kullanabileceği sermaye akışı ve kullanımının değiştiğine dikkat çeken Yazıcı, yeni döneme gecikmeden ayak uydurmak gerektiği vurguladı.

Gayrimenkul sektöründe yaşanan sorunların temelde ‘vergi’ ve ‘mevzuat’ olarak iki başlıkta toparlanabileceğini anlatan Yazıcı, bu iki alanda reform yapmak için Türkiye’nin en uygun zamanda olduğuna işaret etti. Sektörün sürdürülebilir olmaktan giderek uzaklaştığını da ifade eden Yazıcı, “Reformlar yapılmazsa sektörü karanlık günler bekliyor” dedi.

Kurumsal şirketler rekabet edemiyor

Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan verginin, gayrimenkul sektöründe çok daha vahim olduğuna vurgu yapan Yazıcı, özellikle dolaylı vergilerin çok yüksek olduğunu anlattı. Özellikle gayrimenkul yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım fonları gibi yüzde 100 kayıt altında çalışan kurumların sektörün yüzde 85’ini oluşturan kayıt dışı oyuncularla rekabet edemez duruma geldiğini ifade eden Yazıcı “Doğru iş yapma iştahı çok azaldı. Her aşamada vergilerin düzgün alınması, birçok şeyi düzeltecek ve sektörlere domino taşı etkisi gösterecek, örneğin alım-satım değerinin doğru gösterilmesi, mülkün alım-satım vergisinin düzgün alınmasını sağlayacak” diye konuştu.

‘Vergi düzenlemesi sayısız kazanç sağlar’

Bu durumun, en ciddi açık olan değer artış kazancından devletin gerçek vergiyi alabilmesine, alım-satım vergilerinde vergi kaçırılmamasına, sektörde kayıt dışı çalışan köşe başı müteahhitlerin vergilerini düzgün ödemesine neden olacağını söyleyen Cansel Turgut Yazıcı şöyle devam etti:
“KDV’nin düzgün tahsil edilmesi, kaçırılacak vergi olmayınca kayıt dışı istihdamın artmasını sağlayacak. Vergi toplamak kolaylaşacak, adilleşecek. Düzgün vergilendirme kayıt dışı ekonomiyi azaltacak, hatta neredeyse yok edecek. İş yapmada eşitlik artacak. Tapuda alım ve satım gerçek değerlerden görününce ülkedeki değer artış/azalış trendleri, neyin satılıp neyin satılmadığı, hangi bölgenin hangi alanda ne kadar talep gördüğü gibi istatistikleri doğru çıkacak. Ülkenin veri üretme kalitesi arttığı için ülke ratingine pozitif etki sağlayacak.”

‘Arsa fiyatları bile düşer’

Vergilerde yapılacak düzenlemenin arsa fiyatlarının düşmesine bile etkisi olacağını öne süren Cansel Turgut Yazıcı, “Değişikliğin yaratacağı etkinin büyüklüğü hayal sınırlarını dahi aşıyor” açıklamasında bulundu. Gayrimenkul sektörünü kayıt altına almanın radikal ama artık zorunlu bir karar olduğunu vurgulayan Yazıcı, “Bu karar için en doğru reform zamanındayız” diye konuştu.

‘Mevzuat karmaşık ve çetrefil’

Bir diğer temel sorunun ise mevzuat olduğunu kaydeden Yazıcı, şunları söyledi:
“Mevzuat söz konusu olduğunda geliştiricinin, arsa sahibinin, hatta vatandaşın bile binlerce derdi var. En büyük problem gayrimenkul sektöründe mevzuatın son derece karmaşık, çetrefil olması. O kadar çok imar yapma, izin verme prosedürü ve yetkisi olan var ki, biri birinin dediğine uymuyor. Bürokrasi süreleri uzuyor, süre uzadıkça maddi kayıplar artıyor, iş yapmak zorlaştıkça zorlaşıyor. Bu nedenle devlet kökenli imar yapmak yetkisi olan kurumlar ön plana çıkıyor, serbest ekonomi gün geçtikçe kan kaybediyor.”

İmarda kazanılmış hakkın olmamasının, sık yapılan değişikliklerin kamu da dahil her kesimi yorduğuna rikkat çeken Yazıcı, iş mahkemeye kaldığında ise yıllarsüren süneçler olduğunu vurguladı. Öte yandan, ‘gayrimenkul ihtisas mahkemeleri‘nin olmayışının süreci daha da uzattığını belirten Yazıcı “Bilirkişilerin çoğu işin her boyutunu bilmiyor ve kararlar gecikiyor. Kentsel dönüşüm mevzuatına dokunuş yapılsa da işiniz mahkemeye düştüğünde yıllarca beklemeniz kaçınılmaz” diye konuştu.

‘Yönetmeliklerde çok fazla gri nokta var’

Yönetmeliklerde çok fazla gri nokta olduğuna da işaret eden Yazıcı, şöyle devam etti:
“Tanımlamaların farklı yorumlanabilmesi için hazırlanmış gibi, herkes kendine göre yorumluyor. Aynı imar notlarını farklı belediyelerde farklı inşaat alanları ile ruhsatlandırabiliyorsunuz. Herkes için eşitlik yok, adillik yok, yoruma dayalı çok nokta var. İmalatta kontrol sınırlı ve suiistimale açık. Gri noktaların tümü kontrol altına alınmalı. Peki bunu kim yapacak? Bunun için ciddi bir kurul oluşturulması gerekiyor. Gerçekten çalışacak, deneyimli, birikimli bir kurul; “gayrimenkul üst kurulu gibi”. Konuların hızla çözüleceği, kararların çok taraflı düşünülerek alındığı, herkes için eşitlik sağlayacak bir kurul. Kısacası gayrimenkulde mevzuat ve birleşenleri için ciddi ve kararlı reformlar gerekiyor.”

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

‘Gayrimenkul sektörü sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor’

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek bunu kabul etmiş olursunuz.