GİGDER, 2020’de 6 milyar dolar olarak gerçekleşen yabancıya mülk satış gelirini 2025 yılında yıllık 20 milyar dolara yükseltecek ‘Gayrimenkul İhracatı 2025 Stratejik Eylem Planı’nı açıkladı. Kurumsallaşma, tanıtım, gayrimenkul alım sürecinin hızlanması ve hukuki hakların temini olmak üzere 4 alanda ortaya koyduğu 15 madde ile sektöre yön veren GİGDER, Uzakdoğu ve Afrika gibi Türkiye için yeni pazarlara girme stratejisiyle ‘Gayrimenkul İhracat Merkezleri’ kurmak için TİM ile görüşerek işbirliğine gitmeyi planlıyor.
Akademi kurarak 5 yılda 5 bin sertifikalı uluslararası gayrimenkul uzmanı yetiştirmek için de düğmeye basan GİGDER’in planları arasında yabancıların sorunlarını daha hızlı çözmek için ‘Uyuşmazlık Çözüm Merkezi’ kurmak da var. Fırsatlara odaklandıklarını belirten GİGDER Başkanı Ömer Faruk Akbal, “Yeni pazarlar için hedeflediğimiz stratejileri hayata geçirdiğimizde 2025’te yurt dışı satış hacmimizin %20’sinin Afrika’dan, % 20’sinin Orta Asya ve Uzakdoğu’dan,%20’sinin Avrupa ve Amerika’dan, %40’ının ise MENA bölgesinden gelmesini bekliyoruz” dedi.
Uluslararası gayrimenkul yatırımlarını güçlendirmek, bu alandaki sektör beklentilerini ulusal ve uluslararası platformlarda karşılamak ve yabancıya mülk satışında referans olan bir sivil toplum kuruluşu olmak amacıyla yaklaşık 1.5 yıldır faaliyet gösteren Gayrimenkul Yurt Dışı Tanıtım Derneği (GİGDER), hazırladığı ‘Gayrimenkul İhracatı 2025 Stratejik Eylem Planı’nın kamuoyuna tanıtımı ile 1. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı gerçekleştirmek üzere bugün bir basın toplantısı düzenledi. GİGDER Kurucuları ve Yüksek İstişare Kurulu ev sahipliğinde, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in de katılımı ile gerçekleştirilen toplantı, gayrimenkul sektörünün önde gelen profesyonellerini biraraya getirdi.
GİGDER’in sunduğu 2025 Stratejik Eylem Planı’nın çok gerekli olduğunu vurgulayarak gayrimenkul sektörünü risk ve fon yönetimine önem verip çevreci yatırımlara odaklanmaya çağıran Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Nebati, kur ve fiyat istikrarının sağlanmasının gayrimenkul ihracatına destek olacağını kaydetti.
“Sadece Libya, Suriye, Irak gibi ülkelerden değil, tahmin edilemeyecek çok enteresan ülkelerden gayrimenkul satın alarak vatandaşlık almak için talepte bulunanlar var” diyen Nebati, “Gayrimenkul piyasası genişliyor. Gayrimenkul tanıtımında çok ciddi adımlar atabiliriz. Yabancıya satışın yükselmesindeki temel etkenlerden biri vatandaşlık ya da Turkuaz Kart karşılığında yapılan satışlarda asgari taşınmaz bedelinin 250 bin dolar olması. 1 Temmuz 2021 itibarıyla gayrimenkul ağırlıklı olmak üzere 15.176 yatırımcı vatandaşlık için başvuruda bulundu. Bu başvurularla 2 yıllık bir sürede 4.5 milyar dolarlık gelir elde ettik, ciddi bir şekilde katlanarak yükseliyor. Aldığımız tedbirlerle konut sektörünü ileriye götürecek adımları atacağız” diye konuştu.
Tapuda işlem gün sayısının 2018’de 7 gün iken, salgın ortamında elektronikleşme ile 4.5 güne indiğini belirterek salgın sonrası alınan tedbirlerle Türkiye’nin olumlu verilere sahip olduğunu hatırlatan Nebati, doğrudan yabancı yatırımcı açısından Avrupa’daki en popüler 7’nci ülkenin Türkiye olduğunu ve bu yıl uluslararası kuruluşların % 5’in üzerinde büyüme beklediği Türkiye’nin bu yıl ihracatta da 200 milyar doların üstünde bir rekor elde edeceğini sözlerine ekledi.
Toplantıda İstanbul ile ilgili hedeflerini aktaran İTO Başkanı Şekib Avdagiç, 2025 yılı hedeflerinin birim fiyatı 250 bin dolar ile 40 bin konutun sadece İstanbul’dan yapılmasını sağlayarak kentin 10 milyar dolar elde etmesini sağlamak olduğunu açıkladı. İstanbul’dan konut alan yabancıların ikametgah sürelerinin ortalama 3.5 ay civarında olduğunu ve sağlıktan eğitime pek çok ihtiyacını burada karşıladıklarını belirten Agdaviç, yabancı konut alıcıların aynı zamanda Türkiye’nin gönüllü elçileri olduğunu vurguladı.
Kamunun yabancı yatırımcıların vatandaşlığa ulaşma, gayrimenkul elde tutma süresinin uzatılması konulardaki riskli unsurları giderecek adımları da atmasının gerekliliğini belirten Agdaviç, “Afrika, Afganistan ve bazı Türki Cumhuriyetler gibi potansiyel ülkelerden yatırım için gelen yabancıların vize süreçlerinin kısalması, burada oturmak ve yaşamak isteyen yabancı öğretim üyeleri gibi teknik profesyonellerin de gelmesini kolaylaştırıcı mekanizmaların devreye girmemiz lazım. Doğrudan gelir yaratan gayrimenkul sektörünün ihracat teşviği alması da işlem hacmimizi artıracaktır. 8.500 yıllık tarihiyle değerlendirilmesi gereken İstanbul’u daha nitelikli konut yapısıyla katma değerli, birim fiyatları yüksek bir şehir haline getirmeliyiz” diye konuştu.
Küresel uluslararası doğrudan yatırım miktarının 2020 yılında bir önceki yıla göre % 42 düştüğünü, fakat Türkiye buna karşın sınırlı bir düşüşle süreci atlattığını kaydeden Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem ise otomotivden finansal hizmetlere, enerjiden bilişime kadar pek çok alanda üretim, ticaret ve Ar-Ge üssü konumunda olan Türkiye’nin büyümesinin en önemli lokomotiflerinden birinin gayrimenkül sektörü olduğunu hatırlattı. Erdem, “2020’de inşaat sektörünün GSYİH içindeki payı %5,4, gayrimenkul aktivitelerinin payı ise %6,2 oldu. 2003’ten bu yana 225 milyar dolar dolayında uluslararası doğrudan yatırım çektik. Bunun 57 milyar dolarlık kısmı ise gayrimenkul yatırımlarından oluşuyor. Yatırım yoluyla vatandaşlık programı, birkaç yıl önce ortaya konmasına rağmen program kapsamında Çin’den ABD’ye çeşitli coğrafyalardan 12 binden fazla yabancı yatırımcı bu programdan istifade etti. Bundan sonra da Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak sektöre her türlü desteğimizi vermeye hazırız” diye konuştu.
Türkiye’nin 2020’de 6 milyar dolar olarak gerçekleşen yabancıya mülk satış gelirini 2025 yılında yıllık 20 milyar dolara yükseltecek bir yol haritası geliştirdiklerini kaydeden GİGDER Başkanı Ömer Faruk Akbal, “Ülkemizin uluslararası gayrimenkul pazarındaki çıtasını sadece adet ve hasılat bazında değil, itibar yönünde de artırma gayretimiz, bizi daha uzun vadeli politikalarla sektöre liderlik etmeye, karar ve denetim mekanizmalarını çalıştırarak hem kamu hem de özel sektör paydaşlarımızla ortak değer yaratma bilinciyle bir dizi fikir üretmeye yönlendirdi. Fırsatlara odaklandığımız, yepyeni ve aydınlık bir dönemin arifesindeyiz” diye konuştu.
Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki gayrimenkul satın alma yolculuklarını başarılı bir şekilde tamamlayabilmeleri için artık daha ‘kurumsal, hızlı, etkili ve güvenilir’ bir yolda yürümeye ihtiyaç duyduğunu kaydeden Akbal, “Biz de bu ihtiyaçtan hareket ederek Eylem Planımızı 4 temel başlık altında kurguladık. Bunlar, ‘Gayrimenkul ihracatı ekosisteminin oluşturulması ve kurumsallaşma’, ‘Etkili tanıtım’, ‘Gayrimenkul alım süreçlerinin hızlandırılması ve kolaylaştırılması’ ile ‘Güvenilirliği sağlayan hukuki hakların temini’ başlıklarını taşıyor” dedi. Akbal, Stratejik Eylem Planı’nı 15 maddede şöyle aktardı:
Yabancıya satış piyasası dinamiklerine odaklanarak onu regüle etmek ve bu alanda hizmet veren firmaları çatı altında toplayarak onların mevcut pazarlarda derinleşmesine ve yeni pazarlara ulaşmasına destek olan yeni bir yapıya GİGDER ile kavuşulması, gayrimenkul ihracatı ekosisteminin oluşturulmasının ve bu alanda kurumsallaşmanın ilk adımıydı. Bugün Türkiye’de uluslararası yatırımcılara satılan her 100 gayrimenkulden yaklaşık 25’ini 55 üyesi ile GİGDER gerçekleştirirken, bu oluşumun genişlemesi ve gayrimenkul ihracatına katkı yapacak firmalarla büyüdüğümüz bir dönem olmasını planlıyoruz.
Saha çalışmasını marka ve pazar araştırma şirketi AGS Global’e yaptırdığımız ve Türkiye’nin 12 şehrinde gayrimenkul yatırım geçmişi bulunan, 48 ülkeden toplam 410 uluslararası yatırımcıyla 8 dilde gerçekleştirilen ‘Rekabet ve İlham: Türkiye’de Yabancı Gayrimenkul Yatırımlarının Geleceğini İhracat Odaklı Yeniden Düşünmek’ adlı araştırmamız, ülkemizde yabancı yatırımcıların gayrimenkule ilgisini ölçen ‘ilk kapsamlı çalışma’ oldu. Saha çalışmalarımız ise tüm hızıyla sürüyor. Kısa bir süre sonra detaylarını paylaşacağımız bu yeni raporda yatırım yoluyla vatandaşlık ve ikamet programlarını karşılaştırarak dünyadaki beyin göçünün nasıl hareket ettiğini ve önemli yatırımcıları gayrimenkul pazarımıza çekecek yöntemleri gün yüzüne çıkaracağız.
Sektörümüz için yine sürpriz olacak ve yepyeni bir veri çalışmamızın da şimdiden müjdesini vermek istiyorum. Türkiye’de yabancı yatırımcıya bir konutu bugün ortalama 150 bin dolardan satıyorsak, 2025’te bu rakamı 225 bin dolara yükseltecek bir veri analizi üzerinde çalışıyoruz. Bu veri çalışması sektörümüz için bir ilk olacak ve detaylandırarak yine önümüzdeki süreçte kamuoyuyla paylaşacağız.
Yabancılara gayrimenkul satışındaki mağduriyetlerin önüne geçmek ve kaliteli hizmet standardizasyonunu sağlamanın en önemli yolu, lisanslama mevzuatının oluşturulması. Yabancıya gayrimenkul satışı yapan pazarlama şirketleri, acenteler, geliştirici firmalar ile emlak danışmanlarına lisans şartı getirilmesiyle ilgili yönetmeliğin düzenlenmesi için bir taslak hazırlayarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na talepte bulunduk. Bu kapsamdayabancıya gayrimenkul satışı yapan her aracının bir lisans numarasının olmasını ve tapuda da bu numara ile kaydolması ile suiistimallerin kolayca saptanabilmesini hedefledik.
Kamunun gerekli insiyatifi alarak ilgili lisanslama mevzuatını oluşturmasını takip ederken, bir yandan da sektörde bir ilk olacak eğitim ve sertifikalandırma çalışmasıyla bu alana önderlik etmeye hazırlanıyoruz. Sistemin bir örneğini gönüllülük esasıyla ortaya koyarak GİGDER Akademi’yi kuracağız. Ardından İstanbul Ticaret Üniversitesi ile işbirliğine geçerek sektördeki ilk ‘yabancıya gayrimenkul tanıtımı eğitimi’ni başlatacağız. Ankara Üniversitesi ve yurtdışı ayağında ise Cambridge Üniversitesi işbirliği ile de sürdürmeyi planladığımız bu girişim kapsamında yabancıya satış hukukundan satış sonrası süreçlere, gayrimenkul sektörünün dinamiklerinden iletişim yollarına kadar müfredatımız şimdiden hazır.
GİGDER Akademi ile 5 yıllık sürede Amerika ve İngiltere’deki rakipleriyle boy ölçüşecek düzeyde eğitim ve sertifika almış 5 bin uluslararası gayrimenkul uzmanı yetiştirmiş olacağız. Bizi 2025 hedefine taşıyacak en önemli konulardan birini ‘eğitim’ olarak görüyoruz. Eğitim sonunda sertifikasyonu sağlayan kurumlar, tüm materyallerinde kullanacakları GİGDER Beratı (Badge) sayesinde yabancıya satışta imtiyazlı kuruluşlar olabilecekler.
Türkiye’nin büyümesine etki eden uluslararası doğrudan yatırımlar içinde gayrimenkul sektörünün aldığı pay, bugün % 50’nin üzerinde. Sektörümüzün 2020 yılı gayrimenkul ihracatı ise 6 milyar dolar. Merkez Bankası’nın açıkladığı 2020 yılı hizmet sektörü ihracatına bakacak olursak, 6 milyar dolarlık ihracat ile gayrimenkul sektörü, 14,3 milyar dolar ile taşımacılık sektörü ve 10,2 milyar dolar ile seyahat sektörünün ardından 3. sırayı alabilecek potansiyele sahip bulunuyor. Gayrimenkul, bu listede rakamsal bazda sigortadan telekomünikasyona çok önemli hizmetlerin ihracatını 2’ye, hatta 3’e katlayan bir veriye sahip.
Bu potansiyelden hareketle, sektörümüzün eğitim, sertifika ve lisanslanma mevzuatı ile kurumsallık aşamalarını tamamlamasını takiben oluşturduğu yeni ekosistemde ‘gayrimenkul tanıtım hizmeti’ veren ve bu yolla döviz kazandıran faaliyetlerde bulunan tüm aracı ve danışman kurumların döviz kazandırıcı hizmet kapsamına dahil ederek Ticaret Bakanlığı tarafından teşvik kapsamına alınması, bu alanda tanıtım yapan markalı konut üreticisi firmalara ise Turquality kapsamında destek verilmesi, 2025 yılında yılda 20 milyar dolarlık yabancıya satış geliri hedefine bizi yakınlaştıracak ana düzenlemelerden biridir.
Yabancı yatırımcıları bilgilendirmeye yönelik ‘İstanbul’da Mülk Edinme Rehberi’ için işbirliği yaptığımız İTO ile bu kez Türkiye’nin potansiyelini dünyaya daha doğru anlatma ve itibarını uluslararası arenada yükseltme hedefiyle makro bir iletişim kampanyası için biraraya geliyoruz. İlk ayağı ‘İstanbul’da Mülk Edinme Rehberi’ olan Home Turkey Home projesi, gayrimenkul pazarını yurt dışı alıcı ve yatırımcılar ile buluşturacak, sektörü A’dan Z’ye kapsayan ve her türlü bilgi ve kanuni düzenlemeyi barındıran bir dijital platform olacak. Bir dizi tanıtım stratejisini içerecek ve detaylarını yine önümüzdeki süreçte aktaracağımız kampanyamız kapsamında Gayrimenkul Uluslararası Tanıtım Fonu’nu kurma yolunda çalışmalar yapmak gündemimizde.
İran ve Irak gibi güçlü olduğumuz pazarlarda etkinliğimizi daha da artırmak, Çin, Hong Kong, Singapur ve Hindistan ve Afrika gibi Türkiye’yle ilgili henüz farkındalığı olmayan önemli pazarlarda da iletişim çalışmalarına hız vermeyi planlıyoruz. Bu doğrultuda sadece İstanbul ve Antalya’yı değil, tatil, emeklilik, gastronomi ve sağlık gibi alanlarda ülkemizin çok farklı bölgelerini de öne çıkaracak, yepyeni bir iletişim politikasına hazırlanıyoruz. Bu noktada yerel kurumlarla da işbirliği içinde olacağız, her türlü destek ve dayanışmaya hazırız. Yeni pazarlara eğilirken roadshowlar ve mini fuarlar düzenleme planımız var.
Yurt dışında yeni pazarlara ulaşırken, satış yapmak isteyen firmaların hatlarda kurulacak tanıtım ofislerini kullanmalarını sağlayacağız. Türkiye Ticaret Merkezleri ile işbirliğine giderek, öncelikli olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Dubai, Londra ve Newyork’ta mevcut bulunan Ticaret Merkezleri’nde birer tanıtım ofisi kiralanmasını sağlayarak bu ofislerde ilgili pazarlara hitap eden Türk firmalarımızın tanıtım ve sıcak satış yapabileceği, hukuk müşavirliği ve tapu hizmetleri ile desteklendiği bir sistem kurmayı hayal ediyoruz.
Ticaret merkezi açma yetkisi Ticaret Bakanlığı tarafından TİM ve TOBB’a verilmiş durumda. Bakanlığımız da uygun görürse, TİM veya TOBB üzerinden bunu proje olarak sunmayı planlıyoruz. Bu minvalde, mevcut ticaret merkezlerini izleyen süreçte Uzakdoğu’da Hong Kong, Afrika’da Johannesburg, Doğu Afrika’da Addis Ababa gibi belirli lokasyonlarda ‘Gayrimenkul İhracat Merkezleri’ oluşturarak artırmak istiyoruz.
2021 yılı itibarıyla Türkiye’deki yabancı gayrimenkul yatırımlarının %57,3’ü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan, %25’i Avrupa ve Amerika’dan, %13,1’i Orta Asya ve Uzak Doğu’dan, sadece %4,6’sı ise Afrika kıtasından gerçekleşiyor. Gayrimenkul İhracat Merkezleri’nin katkısıyla ise Orta Asya, Uzakdoğu ve Afrika satışlarını hatırı sayılır seviyede artırmayı planlıyoruz. Bu minvalde 2025 yılında yurtdışı gayrimenkul yatırımlarının %20’sinin Afrika’dan, %20’sinin Orta Asya ve Uzakdoğu’dan, %20’sinin Avrupa ve Amerika’dan ve %40’ının ise MENA bölgesinden geleceğini öngören bir satış kotası hedefi belirledik.
Dünya Bankası’nın üye ülkelerde yatırım ortamını etkileyen iş düzenlemelerini analiz eden İş Yapma Kolaylığı Endeksi genel sıralamasında daha önce 60. basamakta yer alan Türkiye, 2019 yılında 190 ülke arasında en kolay iş yapılan 43. ülke olurken, 2020 raporuna göre de 33. ülke konumuna yükseldi. Yabancıların konut edinimindeki sürecin hızlanması ve finansman ihtiyacının giderilmesi konusunda gerekli adımların atılarak bu sıralamada ilk 10’a girmenin, sektörümüze çok önemli katkıları olacağına inanıyoruz.
İkamet ve vatandaşlık programlarının sektörümüzün ihtiyaçlarına göre çeşitlenmesi ve ülkemize yatırım yapan yabancılarla, göç yoluyla gelen mülteci veya sığınmacıların aynı kefeye koyulmaması gerekiyor. Bu iki farklı kitleyi birbirinden daha vize alma aşamasında ayırarak verilecek ‘Yatırımcı Vizesi’ ile yatırım yapılmasını kolaylaştırmalıyız.
Uluslararası gayrimenkul yatırımcısının, Türkiye’de edindiği gayrimenkule dayalı hakların, ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarınca korunduğunu bilme ihtiyacı bugün azami düzeyde. Edinilmiş hakların korunması, uluslararası alıcıların ülkemiz sınırları içinde rahatça hareket etmesi ve yatırımlarını artırması için olmazsa olmaz niteliktedir. Bu nedenle kamu tarafından ilgili yasal düzenlemenin yapılmasını bekliyoruz.
Yabancı yatırımcıların özellikle yurtdışı temsilciliklerinde yaşanan sorunları mahkeme sürecine taşımadan tespit edip gerekli aksiyonları hızla alma noktasında harekete geçeceğiz. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) tahkim merkezleri veya İstanbul Tahkim Merkezi (İSTAÇ) ile işbirliğine giderek ‘Uyuşmazlık Çözüm Merkezi’ kurmayı planlıyoruz. Böylece yabancı yatırımcılar mahkemelerde uzun yıllar alacak süreçlere girmeden GİGDER’in arabulucu olduğu bir anlayışla daha rahat ve güvenli yatırım yapabilecek. Bu yolla hem mahkemeler üzerindeki yükleri azaltacağız, hem de yabancı yatırımcıları yanıltıcı işlemlerden zamanında korumuş olacağız. Bu noktada doğacak sorunları % 70 oranında azaltmayı hedefledik.
Yabancı yatırımcılara hukuki açıdan güven verici faaliyetler arasında; üye beyannamesine uygun hareket edildiğini kontrol eden disiplin kurulu mekanizmalarının kurulmasının, alıcıları yanıltan aracı, geliştirici veya diğer hizmet sağlayıcılara karşı ücretsiz hukuki danışmanlık verilmesinin ve yanlış bilgi, yanıltıcı reklam yapanlara karşı sektörümüzü hukuken koruyabilme yetkisi bulunmasının da yer alması gerektiğini düşünüyoruz.
Dijitalleşmek, bugün sadece özel sektörün değil, artık kamunun da önemli bir gereği. Yabancıya satışın vekaletlerle ilgili kısmında konsolosluk faaliyetlerinin dijitalleşerek online vekalet imkanlarının ortaya konulması ve dijital çözümlerin geliştirilmesi bu alanda çıkabilecek sorunların önüne geçebilecektir. Kamu kurum ve kuruluşlarının uluslararası rekabette öne geçilebilmesi için mutlaka dijital çözümleri etkin ve verimli bir şekilde kullanması gerekiyor.
Bununla birlikte kamuda vergi dairesinden yurtdışı temsilciliklere, değerlemeden Tapu ve Kadastro’ya ve bankalara kadar yabancılara karşı kurumdan kuruma değişen yaklaşımlar yerine, yönetmeliklere uygun ve birbiriyle tutarlı yaklaşımlarla hizmetlerde bir örneklik sağlanarak yatırımcılara güven verilmeli.
Avcılar’da tapu dolandırıcılığı!