Denizli’de güneşten elektrik üretimiyle ilgili faaliyet gösteren EKZ Proje Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Ekiz, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinin 5 bin MW’a yaklaştığını söyledi. Özellikle yaz aylarında ve öğlen saatlerinde GES’lerin şebekeye çok ciddi anlamda destek verir hale geldiğini anlatan Ekiz “Bu durum TEİAŞ verilerinden de net şekilde anlaşılıyor. Ayrıca GES’ler işletme ve bakım anlamında da ciddi istihdam sağlıyor. Bu da gözle görünür seviyede” dedi.
Kendisi bir nükleer mühendisi olan, ancak güneş enerjisi alanında faaliyet göstermeyi tercih eden Serdar Ekiz şunları söyledi: “5 bin MW’lik kurulu güce ulaşsa da güneş yatırımlarımız henüz çok yetersiz. Çünkü enerjide dışa bağımlılık söz konusu. Özellikle doğalgaz ve ithal kömüre dayalı elektrik üretiminin hala yüksek olduğunu görüyoruz. Kur artışlarını da dikkate alırsak, bu enerji ekonomisinin tüm ülke ekonomisine ağır fatura çıkardığını cümle alem biliyor.”
Türkiye’nin dışa bağımlılıktan kurtulmasının yolunun yenilenebilir enerjiyle ilgili, özellikle güneş ve rüzgar konusunda yeni yatırımların hızlandırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Serdar Ekiz şöyle devam etti: “Bunu yapmazsak uzun vadede enerjide dışa bağımlılığımız azalmayacağı gibi, cari açığımız da kapanmaz. Bu yüzden güneş konusunda yapılabilecek hızlı sonuç alınabilecek işler var. Küçük EKZ Proje Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Ekiz, yatırımcıların, orta ve büyük ölçekli yeni güneş enerji santrali lisans ihaleleri açılmasını beklediğini vurguladı. kullanıcıların daha fazla işin içine girmesi bunların başında geliyor. Endüstriyel çatılarda güneşten elektrik üretiminin yaygınlaşması lazım. Böylelikle hem elektriği tükettiğimiz yerde üretmiş, yani Doğu’dan batıya elektrik taşımak zorunda kalmamış olacağız. İşe yaramayan alanları da değerlendirmiş olacağız.”
Serdar Ekiz, güneşe dayalı elektrik üretim yatırımlarının neden istenilen hıza ulaşamadığı sorusuna şu cevabı verdi:
“Birincisi, ekipmanlar dolar bazlı olduğu için kur artışları yüzünden maliyetler arttı. İkincisi, kurulacak çatı ve cephe uygulamalarındaki mahsuplaşma modeli, bu tip yatırımları cazip olmaktan uzak tutuyor. Ama tüm bunlara rağmen Türkiye’nin güneşe dayalı elektrik üretim yatırımlarını hızlandırmaktan başka seçeceği yok.”
Çatı ve cephe uygulamalarının yaygınlaştırılması için son günlerde saatlik yerine aylık mahsuplaşma modeline geçileceği beklentisinin öne çıktığına işaret eden Serdar Ekiz şöyle konuştu:
“Çatı ve cephe uygulamalarında saatlik yerine aylık mahsuplaşmanın getirileceğini tüm sektör duydu. Bunun kesinleşmesini bekliyoruz. Bu sevindirici. Yine de, özellikle 10 kW altı GES uygulamaları için yıllık bazda mahsuplaşma imkanı sağlanmasıyla daha hızlı şekilde yaygınlaşacağını söylemem lazım.”
Serdar Ekiz, lisanslı GES’ler konusunda da yeni adımlar atılması gerektiğini vurgularken, “Yatırımcılar güneşte yeni lisanslandırma ihalelerinin açılmasını dört gözle bekliyor. Artık büyük ölçekli güneşe dayalı elektrik üretim santrali projelerine teşviğe ihtiyaç kalmadı. Çünkü 100 MW ve üzeri kurulumlarda, diğer kaynaklara göre güneşten daha düşük maliyetli üretim mümkün. Yani fizibıl GES projeleri geliştirmek eskisinden çok daha kolay” diye konuştu.
Serdar Ekiz, Avrupa’da çok sayıda örneği bulunan enerji kooperatiflerinin Türkiye’de de kurulmaya başladığını, ancak sayıları 25’i bulan kooperatifl erin bugüne kadar aktif olarak faaliyete geçmiş bir projeleri bulunmadığını vurguladı. Bu yüzden kurulan kooperatiflerden birçoğunun faaliyete geçmeden tasfiye sürecine girdiklerini kaydeden Ekiz, “Çünkü mevzuatı aşamıyorlar. Mevzuatta ciddi sıkıntılar var. Bu da çatı ve cephe uygulamalarının bir benzeri sorundan kaynaklanıyor” dedi.
Serdar Ekiz, EKZ Proje Danışmanlık olarak, AB destekli kırsal kalkınma projeleri geliştirip hayata geçirdiklerini söyledi. Tarımsal işletmelere, soğuk hava depolarına çatı projeleri yaptıklarını anlatan Ekiz şöyle dedi: “Denizli’de iki projeyi hayata geçirdik. Bunlardan biri Soft İplik şirketinin kırsal alandaki fabrikasının çatısına kurduğumuz 630 kW’lık GES. Diğeri de Kale İlçesi’ndeki Halil Dönmez’e ait süt toplama merkezinin çatısında kurup devreye aldığımız 53 kW’lık sistem. Bu sistemler, şirketlerin kendi ihtiyaçlarını karşılıyor, fazla üretim olursa da şebekeye verebiliyor. Bu tip projeler, özellikle tarım işletmelerinde enerji girdisini azaltarak, rekabet gücü kazandırıyor. Yani çiftçiler, maliyet düşürüp rekabetçi fiyatlarla piyasaya ürün verebiliyor. Soğuk hava deposu işletmeleri de en büyük gider kalemleri olan enerji maliyetlerini aşağı çekerek daha kârlı faaliyet gösterebiliyor.”
Mehmet Kara/Dünya
Güneşte yeni lisans bekleniyor