İstanbul Arnavutköy Taşoluk, Haraçcı ve son olarak da Sancaktepe’de projeler geliştirdiğini ileri süren Havakent Yapı Kooperatifi, hatasını düzeltmek yerine haksız ve yanlış bir uygulamasını haber yapan emlaknews.com.tr aleyhine 7 Nisan 2021 tarihinde 5 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
Buna ek olarak habere konu olan eski müşterileri Tarık Oral hakkında da “Ticari itibarın zedelenmesi, haksız rekabet, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu”ndan suç duyurusunda bulundu. Tarık Oral, başından geçen gerçekleri anlatarak savcılığa ifade verdi. Maruz kaldığı manipulatif ve muhatapsız durumu hakime anlattı. Savcı, ifadeye ve Havakent’in suçlamalarını göz önüne alarak Tarık Oral’ın haklı olduğuna karar verdi ve dava açılmasına gerek olmadığına hükmetti.
Adaletten aldıkları bu kararı iyi okuyamayan ve ders almayan Havakent Yapı Kooperatifi ile avukatları, emlaknews’in sahibi Hüseyin Belibağlı aleyhine açtıkları 5 bin TL’lik manevi tazminat davasındaki suçlamalarını sürdürdü. Duruşma 22 Eylül 2021 tarihinde Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapıldı. Davacı tarafın avukatının “Müvekkillerim manen zarara uğradı, şirketin telefonları üç hafta susmadı” türünden itirazları hakim tarafından dikkate alınmadı. Buna ek olarak kurumlarının genel kurul kararlarını anlattı ama kendi uygulamalarından hiç söz etmedi. Hakim, davaya konu olan kooperatif uygulamalarının “kamu aleyhine olduğunu, toplumu değil şirketin kendi menfaatlerini her şeyden üstün tuttuğunu” ifade ederek karara vardı. Davacı tarafı uygulamalarından dolayı haksız bulunarak açılan davanın reddine karar verildi.
Böylece emklaknews’in her zaman belgeli, kamu menfaatini koruyan, habercilik anlayışının ne kadar doğru bir yol olduğu bir kere daha tescillendi.
Emlak editörlüğü yapan Tarıl Oral, 3+1 ev almak üzere Temmuz 2020’de Havakent Yapı Kooperatifi’ne 60 bin TL ödedi. Oral’a pay senedinin eve geleceği söylendi. Aradan bir ay geçmesine rağmen pay senedi eve gelmedi. Bu arada Tarık Oral işini kaybetti. Kooperatife müracaat ederek durumunu anlattı, paraya ihtiyacı olduğunu ve ev alacak mali gücünün kalmadığını söyledi. Kooperatifin Satış Müdürü Gülçin Pelit, önce konuyu olumlu karşılayarak parasının kesinti yapılmadan ödenmesi için elinden geleni yapacağını söyledi. Fakat işler böyle olmadı. Oral, kooperatifi her arayışında muhatap bulamamaya başladı.
Aradan zaman geçtikçe Gülçin Pelit’in tutumu değişmeye ve çirkinleşmeye başladı. Hatta Pelit bir keresinde, “Benim işim satış, gerisi beni ilgilendirmez, alacağın için Erkut Çavuş’u bul” diyerek kooperatif başkanını işaret etti. Bu arada da kooperatif, Oral’ın istediği 3+1 ev yerine geriye dönük olarak 2+1 ev pay senedi düzenledi ve Oral’a gönderdi. Böylece paradan yapacağı yüzde18’lik kesinti için kendince hukuki zemin oluşturmaya çalıştı. Oral’ın hakkı olan para, yüzde 18 gibi fahiş bir kesintiden ve 7 ay aradan sonra nihayet ödendi…
2020 yılının yaz aylarında gelişen bu olaylar, Mart 2021’de haber konusu olarak sitemize sirayet etti. Oral’dan konu dinlendi, ödeme makbuzları incelendi, çapraz sorgusu yapıldı, kooperatifin haksız uygulamaları tek tek çıkarılarak haber metni hazırlandı ve yayınlandı.
Kooperatif, hakkında yapılan haberdeki suçlamaları örtbas etmek için yalan, yanlış, hukuki dayanaklardan yoksun, adaleti oyalayıcı, algı oluşturucu, insanların haber alma hakkını engelleyici ve en önemlisi de vatandaşı uyaran haberi ört bas etmek üzere her şeyi kullanarak harekete geçti. Gerek sitemizin gerekse Tarık Oral’ın aleyhine açılan davalar ve soruşturmalar, adaletin yalçın kayalıklarına çarparak dağıldı.
Devletin de bu noktada kooperatifler yasasını yeniden düzenleyerek bu tür olayların önüne geçmesi gerekiyor. Yakın zamanda faizsiz finans sistemlerini kontrol altına alması ne kadar isabetli olduysa, kooperatiflerin yasal boşluklarının bir an önce doldurulması gerekiyor. Alınacak evin süresi ve fiyatının belli olması gerekiyor. Aksi halde konu lastik gibi uzuyor ve kooperatifzedelerin doğması kaçınılmaz oluyor.
Bizden söylemesi… Bu arkadaşların bir an önce gerçekten normale dönmesi ve iyi niyetli hareket etmeleri gerekiyor. İyi niyetle haberde yazdığımız olayları maddi olarak gerçekleştirmeleri, vatandaşa hızlı ve ucuz konut üretmeleri, haksız uygulamaları terk etmeleri ve hukuku meşgul etmeyi bırakmaları gerekiyor. Bu zamana kadar kendileri hakkında iyi niyetle sitemizin yaptığı haberleri de dikkate alırlarsa seviniriz.
Yasal boşlukları iyi niyetle değerlendirmeleri gerekiyor. Çünkü kooperatifler ticari kuruluş olmadıklarından ellerindeki maddi imkan kadar ev yapabiliyor… Yönetimler bunu biliyor ve durumu menfaatlerine çeviriyorlar. İşe başlamıyorlar. Süreç uzuyor ve ortaklarından yıllarca taksit alıyorlar! Bu arada VATANDAŞIN PARASI ERİYOR… Türkiye binlerce kooperatif faciası ile dolu. Bizde bu durumu anlatmak ve vatandaşı uyarmak için haber yaptığımızda kooperatifin suçlamaları ile karşı karşıya kalıyoruz..
Kooperatifin yaptığı suçlamaları doğru ve hukuki zemine oturtması gerekiyor.
Zira burada gerçekten;
Eski ortakları Oral’ın hayatından memnun olduğunu ve bu zamana kadar kendilerinden şikayetçi olmadığını ileri sürüyorlar. Bunu iddia etmeleri dahi abesle muktebes..
Bundan sonra okurlarımıza hakkımızda yapılan suçlama belgelerini ve çıkan kararları sunuyorum.
BAKIRKÖY 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
CEVAP VEREN
DAVALI : Hüseyin BELİBAĞLI – T.C:
DAVACILAR : 1) Erkut ÇAVUŞ 2) Gülçin PELİT
VEKİLİ : Av. Aslıhan KALYONCU
KONU : Dava dilekçesine cevaplarım ile dava dilekçesindeki tüm iddia ve talepleri kabul etmediğimin bildirilmesi hk.
AÇIKLAMALAR :
Erkut Çavuş ve Gülçin Pelit’in hakkımda açtıkları davayı kabul etmiyorum. İddiaları mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksundur. Yaptığım habere yalan diyorlar ve bana hakaret ediyorlar. Bu nedenle tüm tazminat ve dava haklarım saklıdır. Daha önce sektörde yaşanan onlarca dolandırıcılık olayına şahit olmam da bu tür konularda ne kadar hassas olunması gerektiğini ortaya koymaktadır. Son dönemlerde Kooperatifçilik gibi yasal yollar kullanılarak ekonomik durumu uygun olmayan, bir ömür çalışıp çabalayarak ve hatta borçlanan vatandaşın başını sokacakları ev alma hayallerinin yıkıldığı ve umutlarının söndürüldüğüne dair kötü örnekler çok fazladır.
Bana açılan davaya konu olayda vatandaşın yatırdığı paranın 6 ay geciktirilmesi, yüzde 18’inin kesilerek iade edilmesi, vatandaşın mağduriyetinin boyutunu göstermesi açısından önemlidir. Haberini yaptığım firmayı bilmem, tanımam, sahiplerini ve yetkililerini bilmem. Bu zamana kadar görüşmüşlüğüm, hukukum ve ticari münasebetim olmamıştır. Benim için binlerce haberden ve şirketten sadece birisidir. Yapılan haberde sadece ve sadece yeni bir hukuk skandalı daha patlamadan, uyarı niteliğinde, daha doğrusu testiyi kırmadan kamunun menfaatini koruma gayesi güdülmüştür.
Söz konusu firma hakkında daha önce sitemde https://www.emlaknews.com.tr/?s=havakent+ linkinde görüleceği üzere kendilerini övücü, ticari itibarlarını yükseltici, satışlarını kolaylaştırıcı ve projelerini tanıtıcı haberler yapılmıştır. Yapılan bu haberlerde bölgelerindeki konut açığını kapatmak üzere uygun fiyata kooperatif usulü ile vatandaşı ev sahibi yapma niyeti ile hareket ettiklerini kanaat getirilerek haberleri yapılmıştır. Bundan hiçbir şekilde bir menfaat elde edilmemiş ve gözetilmemiştir. Vatandaş adeta Havakent’e yönlendirilmiştir. Firma yetkilileri ve söz konusu şahıslar işlerine geldiği ve gururları okşandığı için buna herhangi bir itirazda bulunmazken, kamunun menfaatini gözeten bir uyarıcı bir haber için hukuka dayanmayan ve iftira dolu bir manevi tazminat davası açmış bulunmaktadırlar. Biz haberciler, iyi ve olumlu işleri haber yaparken, kötü örnekleri ve olumsuz durumları da kamuoyuna duyurmakla görevliyiz.
Ben 30 yıllık gazeteciyim, 12 yıldan bu yana da emlak ve gayrimenkul haberciliği yapmaktayım. Sektörde ve basın camiasında doğru haber yapan, dürüst, delilsiz haber yapmayan bir itibarım vardır. Benim gazeteciliğimi yargılamak, davacı tarafa düşmez. Yaptığım haberin doğruluğu; verdikleri tepkinin büyüklüğünden belli olmaktadır. Bu zamana kadar yaşadığım tecrübelerim; gördüğüm tepkinin büyüklüğü ile yaptığım haberin doğru orantılı olduğunu bana acımasızca öğretmiştir. Bu durumda bunu bir daha teyit etmektedir. Öncelikle kendilerinin vatandaştan topladıkları parayı yasal mevzuat kapsamında yönetmek, taahhütlerini zamanında yerine getirmek, taahhütlerini yerine getiremeyecekleri durumda da vatandaşı mağdur etmeden tahsil ettiği paraları kesinti yapmadan iade etmeleri gerekmektedir.
Davacılar, yapılan haberin yanlış olduğuna inanıyorlarsa yapılan haberin yayından kaldırılması, doğru hali ile haber yapılması için irtibata geçmeleri gerekirken, yanlış beyanlarla hakkımda dava açmaları kabul edilebilir bir durum değildir. Havakent Kooperatifi’nin yönetim kurulu başkanı ve satış danışmanı olan şahıslar, kendilerinde doğruyu anlatma yerine hayatımda ilk kez bana dava açma yolunu tercih etmişlerdir. Benim ismim bu zaman kadar hiçbir mahkeme tutanağında geçmemiştir. Burada davacı taraf suçüstü yakalanma psikolojisiyle hareket ederek beni bastırmaya ve sindirmeye çalışmaktadır. Açtıkları 5 bin TL’lik manevi tazminat ile itibarlarının kurtulacağını zannetmektedirler.
Yaptığım haber doğrudur, delilleri vardır ve kamuyu uyarmak maksadı ile yapılmıştır. Bu yolla benim psikolojime ipotek koymaya kalkışmış ve yaptıkları haksız uygulamaların üstünü örtmeye çalışmışlardır. Davacı taraftan tarafıma asla görüşme teklifi gelmemiştir. Türkiye’nin ekonomik şartlarını son kertesine kadar bilirim. Ben de inşaatın nasıl yapıldığını, insanların ne kadar zor koşullarda firma yönettiğini bilirim. İş dünyasını koruyarak çalışmalarını isterim. Türkiye’de istihdam oluşturulmasını, ekonomik durumu uygun olmayan vatandaşların uygun fiyata ev sahibi olmalarını da isterim. Türkiye’nin gerçeklerinden bîhaber değilim. Bu zamana kadar Türkiye’nin her yerinden gelen onlarca rica ile yapılan haberlerimi, firmaların itibarlarını rencide etmemek için hakları olmadığı halde yayından kaldırdım. Burada şirketlerin menfaatlerini korudum. Hatta gerektiğinde müşterileri ile saatlerce görüşerek konut almalarını teşvik ettim. Bundan bir kuruş menfaatim olmadı. Davacı tarafa da anlayışlı davranırdım. Haklı olduklarına kanaat getirdiğim takdirde gereken düzeltmeyi yapardım. Kimsenin itibarına suikast yapmadım ve yapmam. Ama bu niyette olmak, vatandaşın hakkını savunmayacağım anlamına gelmesin. Bu anlayışıma kendileri için yıllar önce yaptığım haberler delildir. Bu noktada şahsî tarafım; kamunun ve vatandaşın menfaatinden yanadır.
İddia edilen dilekçelerde davacı taraf, haberde kullanılan bir takım ifadeleri seçerek ve defalarca tekrarlayarak hukuku yanlış yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Ben haberciyim, gazeteciyim. Ne dediğimi ve kullandığım ifadeleri çok iyi bilirim. Kelimeleri kuyumcu hassaslığı ile tartarak seçerim. Haber öyle yazılır. İşimi bana öğretmesinler. Davacı taraf sanal dünyanın nasıl kullanıldığını, işlediğini, bir fotoğrafın anonimliği gibi konuları bilmemekte ve sanki bir suç işlenmiş algı yaratmaya çalışmaktadır. Zaten kendileri de o fotoğrafı kendilerinin çektirerek servis ettiklerini şikayet dilekçelerinde belirtmişken bana açılan davada bunu sanki bir suç işliyormuşum gibi yansıtmaya çalışmaktadırlar. Kullandığım fotoğraf internette mevcuttur, farklı sitelerde yayınlanmaktadır. Gayri ahlaki ve gayri hukuki değildir. Ayrıca “diğer yayın organlarına servis etme” diye bir şey yoktur. Dijital platformlar tercih ettikleri haberi alır ve altına kaynağı yazarak kullanırlar. Sistem böyle çalışır. Teamül budur. En büyüğünden en küçüğüne kadar tüm haber mecraları bunu yapar. Söz konusu siteler benden habersiz olarak alıp benim ismim ve görsellerimle kullanmışlardır. Davacı tarafın dünyadan bîhaber oldukları bu durumu suç diye ileri sürmelerinden belli olmaktadır. Yazılanlarda kişilik haklarına hakaret yoktur, haberin okutulması için gereken mesleki beceri vardır. Haber yazılmadan önce arkadaşım olan kaynak Tarık Oral ile defalarca konuşulmuş, kendilerinin özel kişisel evrak olarak iddia ettikleri ticari makbuzlar istenmiş, defalarca incelenmiş, çapraz sorgusu yapılmış ve aradaki tutarsızlıklar tesbit edilerek haber yazılmıştır. Kaynağı korumak amacı ile ismine yer verilmemiştir. Fakat davacı taraf ilk iş olarak onu tesbit ederek hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Arkasından da bana sıra gelmiştir. Davacı taraf, müşterinin parası üzerine işlem yapmamış ve parayı kullanmıştır. Müşteri zaten nihai tüketicidir. 60 bin liralık birikimini değerlendirerek ev sahibi olmak istemiştir. Fakat davacı taraf bundan bile menfaat elde ederek kesinti yapmıştır. Tüketici Yasası 45 madde de sözleşmeden dönme konusunu şöyle açıklar: “MADDE 45- (1) (Değişik: 2/1/2017-KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir.” Kanun bu kadar sarihken firmanın bu kesintisi tamamen kanuna aykırıdır. Keyfi iş yapmakta vatandaş nezdinde hak ve adalet duygusunu zedelemektedirler. Beni harekete geçiren de bu haksız uygulama olmuştur.
Müşteri 3+1 konut tipi satın almış ama sonrasında işsiz kalmıştır. Ekonomik durumu sarsılınca parasının iadesini istemiştir. Şirket bu istek sonrasında müşteri adına alelacele 2+1 tipinde bir konut pay senedi düzenlemiştir. Tarık Oral’ın ifadesinde Gülçin Pelit’in kendisine söylediği “Peşinatın 2+1 daire için yeterli olması durumunda” ifadesi ne demektir? Böyle saçmalık olur mu? Müşteri ne istediği söyler, firmada eğer varsa elindeki daireyi satar. Kural ve teamül budur. Davacı taraf bu davranışında insan aklıyla dalga geçmektedir. Müşteriye 13 Temmuz 2020 tarihinde verilen dekontta 3+1 tipinde daire için hak sahibi olduğu söylenirken 24 gün sonra, 7 Ağustos 2020 tarihli yönetim kurulu kararında 2+1 daire için ortaklık kabul formu düzenlenmiştir. 24 gün sonra müşterisine istemediği daire üzerinden pay senedi çıkarmıştır. Firma bu kabul formunu işlettiği paradan kesinti yapmak için hukuki kılıf olarak kullanmaktadır. Hatta dava dilekçisinde haksız olduğunu bildiği için 3+1 ve 2+1 pay senetleri konusuna hiç değinmeden laf dolaştırmıştır.
Ve en önemlisi dava dilekçesinde davacı taraf; genel kurulun Haziran 2020’de yapılması gerektiğini beyan etmektedir. Müşteri ile ticari hukukları Temmuz ve Ağustos 2020’de olmuştur. Dekontlar ve pay senedi bunu belgelemektedir. Bu son derece gülünç, tutarsız ve gerçeklerden uzaktır. Davacı tarafın beyanları gerçekle bağdaşmamaktadır. Yani olmayan bir müşterinin ortaklıktan çıkarılması bir ay önceki genel kurulda alınması gereken bir karar olarak savcılık dilekçesine girmiştir. Davacı kendini yalanlamaktadır. O zaman davacının müşterinin parasını iade etmeyerek Haziran 2021’deki genel kurula ertelemesi gerekirdi ki bu bile son derece menfaatçi bir tutumdur.
Dava dilekçesinde pandemi ve genel kurul vb. gibi şeyler ileri sürülmüştür. Bir müşterinin parasını iade etmek için genel kurula gerek yoktur. Müşteri; yönetim kurulu kararı ile ortak kabul edilmiş ve pay senedi düzenlenmiştir, öyle de çıkarılır. Burada da kötü niyet vardır. Buna dayanarak hukuki kılıf oluşturulmuş ve yüzde 18 oranında kesinti yapılmıştır. Bu oranın yüksekliği bile kötü niyettir. Genel kurullarında bu durumun bir aydan üç yıla kadar uzatılabileceği kararı olduğu bilgisi verilmektedir. Bu da sadece kendi menfaatlerini düşündüklerini göstermektedir. Gariban ve üç kuruşa çalışan bir müşteri kitleleri olmasına rağmen bu insanlardan menfaat temin edecek kararlar almaktadırlar. Para iadesinin üç yıl ertelenmesi kararı mı olur? Gerçeklerden bu kadar uzak genel kurul kararı mı olur? Bu karar sanki bir lütufmuş gibi nasıl dava dilekçesine konu olur?… Velhasıl davacı tarafın özrü kabahatinden büyüktür. Eğer bir takım masraflar varsa bunların oranı çok düşüktür. Yukarıda sunduğum Tüketici Yasası’nın 45. maddesinde detaylı bilgi yer almaktadır. Kanun yapıcı yüzde 2, yüzde 3 gibi oranlar belirlemiştir. Burada yapılan bir evrak işi olabilir. Ki Gülçin Pelit Tarık Oral ile görüşmesinde kesinti yapılmadan iade yapılması için yetkililer ile görüşeceğini dile getirmiştir. Davacı taraf; iade isteyen müşterilerinin sırtından inşaatını yürütmeyi planlamaktadır. Bu nedir ki yüzde 18’lik bir kesinti yapılsın? Hatta bunu “şantiyenin akamete uğramaması için” diye kendisi ifade etmektedir. Zaten tüketici maddi durumu olmadığı için almak istediği konuttan vazgeçmiştir. İşsiz ve acılıdır. Ama kooperatif bu durumdan yararlanmakta ve fahiş bir oranda kesinti yapmaktadır. Bende şahsen tüm haklarımı saklı tutarak beni psikolojik baskı altına almaya çalışmaktan, işimi yapmamı engellemekten davacı olacağımı ve bunu tazmin etmeleri için her türlü hukuki hakkımı kullanacağımı buradan beyan ederim.
DELİLLER : (davacıların delillerine karşı delil sunma hakkım saklıdır)
– Davaya konu haber, (https://www.emlaknews.com.tr/haberler/havakent-kooperatifinden-kotu-kokular-geliyor/)
– Tanıklarım, (Tanıklarımın isimleri bilahare bildirilecektir)
– Davacıların ticari defterleri,
– Tarık Oral’ın yaptığı ödemeleri gösterir dekontlar,
– Yemin,
– Sair konu ile ilgili hukuki her türlü deliller,
NETİCE VE TALEP: Sair her türlü dava, tazminat haklarım saklı kalmak kaydı ile;
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, dava dilekçesindeki tüm iddia ve beyanlar ile talepleri kabul etmiyorum. Yargılama neticesinde haksız davanın reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederim.
Saygılarımla;
Emlaknews.com.tr
Seba Göktürk Evleri’nde 365 konut yer alacak
İnanır mısınız tapuyu aldığımda uygun fiyata 1+1 aldığım için sevinmiştim.Yeni yapılan genel kurul sonrası %96’sı tamamlanmış Taşoluk-1 projesinde neredeyse tapu için ödediğim tutarın yarısını tekrar talep ediyorlar. Halbuki 2021’in sonlarında tapuyu alırken başka bir ödemenin yapılmayacağı söylenmişti.10 bin, 20 bin olsa anlayacağım. Bu nasıl bir saçmalıktır akıl sır erdiremiyorum.Daha yazacak çok şey varda, gerisini mahkemede görüşeceğim.
Sevgili okurum
Haberden anladığınız üzere ben Bu firma ile 33 yıllık gazetecilik hayatımda ilk kez mahkemelik oldum.
Artık hayatta iyice öğrendim ki bir konuda ne kadar büyük tepki görüyorsam, o kadar doğru yoldayım.
Mail adresim: [email protected], bir haberleşelim, gerekirse yeni haberler yaparak mağduriyetin sesi olalım..
Sevgiler