Atlas Real Estate London LTD Kurucusu Helin Özçelik Konnolu, İngiltere’de özellikle Londra’da emlak sektörüne olan ilgiyi, yatırımların değerini, ev sahibi olma ve kiralama süreciyle birlikte mortgage sisteminin işleyişini anlattı.
Şehrin genel yapısını, yaşam şartlarını da anlatan Helin Konnolu, ülkeye yerleşecek aileler için okul sistemine ve İngiltere vatandaşlığı başvurusuna dair önemli bilgiler verdi. Yakın zamanda vatandaşlık sisteminin değiştiğini söyleyen Konnolu, “İngiltere’de sürekli oturum almak ve İngiliz vatandaşı olmak Ankara Antlaşması sebebiyle daha kolay ilerlerken yakın zamanda sonlanan antlaşma ile yerini ‘Puanlama Sistemi’ne bıraktı.” dedi.
Eğitim süreci için ise İngiltere’de eğitim sisteminin Türkiye’den oldukça farklı olduğunu, her devlet okulunun o bölge belediyesine bağlı olduğunu, İngiliz özel okullarına girişin yazılı ve sözlü sınavlarla yapılabileceğini, devlet okulları ile özel okul müfredatlarının farklı olduğunu, ara geçişlerde öğrenciyi hazırlamak gerektiğini vurguladı.
Ayrıca ikincil öğretim zamanı, devlet okullarına da Türkiye’deki Anadolu Lisesi ve Fen Liseleri seviyesindeki okullara da sınavla girildiğini belirtti. Bunu yanı sıra Özel Amerikan okullarına girişte bir sınav olmadığını ekledi.
İngiltere’de ev sahibi olma ve kiracılık sürecinin işleyişi nasıl ilerler sorusunu yanıtlayan Helin Konnolu, “İngiltere’de yaşıyor ve son 5 yılda düzenli bir geliriniz varsa bu gelirin beş katı oranında mortgage alarak ev sahibi olabilirsiniz. Belirli bir resmi süreç ile ilerleyen mortgage alımı için eğer yurtdışından yatırım yapmak için başvurusu isteniyorsa bu konuda bir emlak danışmanı, mortgage broker veya avukattan oluşan bir ekip ile çalışılmalı ve yatırım fırsatları değerlendirilmelidir. Sürecin doğru takibi için profesyonel bir ekiple çalışmak oldukça önemlidir. Yurtdışından mortgage çıkartmak zor olsa da imkânsız değildir.” dedi.
Firmalarının süreci nasıl yürüttüğünü açıklayan Özçelik Konnolu, “Atlas Real Estate London olarak satın alma ve kiralamalarda danışmanlık vermekteyiz. Bizler ev kiralamak isteyen ailelerin özel bir tercihi yoksa öncelikle onların yaşam tarzını öğrenir daha sonra da buna göre canlı ev turları düzenleyerek müşterilerimize seçenekleri sunarız. Ardından seçilen evin bağlı olduğu emlakçı ile görülme süreci başlar. Ev sahiplerinin çoğu bir şirkete bağlı olan, düzenli geliri olan, daha önce bir yapılaşmada oturmuş olan adayları tercih etmektedir. Dolayısıyla ev gezmeden önce müşterilerimizin kriterlerine uyduğu emlakçılar ile görüşmek daha mantıklıdır. Ev beğenildikten sonra hızlı bir şekilde teklif verilip süreç başlatılmaktadır. Ev ile ilgili bilgi edinmek bu aşamada önemlidir. Üzerinde morgage olan bir evin 1 yıllık kira ödentisini yapsanız dahi düzenli gelir beyanı yapmak şarttır. Eğer düzenli gelir veya bir şirket anlaşması yok ise kişiler eve giriş tarihinden önce ödentilerinin yapmalıdır. Bu ödentiler senelik iki taksit olarak 6 ay+6 ay şeklinde veya 1 senelik peşin ücret şeklinde olmaktadır. Kira ödentileri yapıldıktan sonra sözleşme yapılır. Bu süreç ülkemizdekinin tersinedir.” diye konuştu.
Türkiye ile kıyaslandığında emlak alanında önemli farklar olduğunu ifade eden Helin Konnolu, “İngiltere ile karşılaştırdığımızda Türkiye’de emlak sektörü gelişmek için kendine daha fazla alan bulabilmekte. Özelikle yapılaşma için izin almakta çok zorlanmıyorlar. Bu durum maalesef ülkemizde çarpık kentleşmeye sebep olabiliyor. Ancak İngiltere ‘de yeni bir bina inşa etmek için firmalar sıkı bir denetim ve izin sürecinden geçer. Örneğin tren bölgelerine yapılacak binaların ses yalıtım izninden tutun arazi alımına kadar birçok konuda firmalar denetime tabiidir. İngiltere’de araziler çok değerlidir dolaysıyla fiyatları da yüksektir. Çoğunlukla kendini kanıtlamış firmaların yeni yapılar etmesine izin verilir ancak onlar da bunu çok sık yapamamaktadır. İki ülke arasındaki bir başka fark da bina tasarımın bakış açısıdır. İngiltere daha çok geleneksel yapılara uygun yeni yapılara ağırlık verir.” dedi.
Konu yatırım olduğunda kar etmenin başlıca önem taşıdığını anlatan Konnolu, “Dünyanın en gözde şehirlerinden biri olan Londra, emlak konusunda yeni yapıların inşa edildiği bir şehir olmadığından yatırımızı kolaylıkla kiraya verebilir veya kar ederek satabilirsiniz. İngiltere nüfusu gittikçe artan ancak şehirde yeni konut yapılaşmasına açık değil. Nüfus arttıkça ihtiyaç duyulan yeni yapılar şehrin merkezindeki çemberin dışına doğru ilerliyor. Ancak eski veya renovasyon görmüş evler yeni yapılardan çok daha değerli ve pahalıdır. Önemli olan yapının lokasyonu ve yüzölçümüdür. Konu yatırım olduğunda eski yeni bakılmaksızın Londra sınırları içindeki her yapı çok kıymetlidir ve hepsi mutlaka alıcı bulmaktadır. Taşı, toprağı altındır demek yanlış olmaz.” açıklamasında bulundu.
Yatırımcıların farklı bakış açılarında olduğunu söyleyen Özçelik Konnolu, İngiltere’de her çeşit yatırımın alıcısı olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı: “Son dönemde üç tip yatırımcı görmekteyiz. Birinci tip yatırımcılar daha az bütçeli ama şehre yakın, merkezi konumda 1+1 veya 2+1 evleri tercih edenlerdir. İkinci grupta ise fiyatı ne olursa olsun yeni yapılara yönelen ve kendi bakış açılarıyla doğru orantılı müşteri bulan yatırımcılardır. Bir diğer yatırımcı tipi ise Amerikan tarzı bahçeli ve ailelere hitap eden evler tercih edenler. Ancak hepsi bu kıymetli şehirde yatırımlarına müşteri bulabilmektedir.’’
Uppower, Türk firmalarına İngiltere’nin kapısını açıyor