Asbest, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin ‘Kanserojen Maddeler’ listesinde yer alıyor. 1986 yılından itibaren gelişmiş ülkeler asbest kullanımını yasaklamaya başladı. Türkiye’de de 2010’da asbestin her türlü üretimi ve kullanımı yasaklanınca sanayi ve inşaat sektöründe bu malzemelerin kullanılmasına son verildi.
Ancak 2010 yılından önce yapılan binaların birçoğunda özellikle eternit levha, çimento ürünleri, iç-dış cephe kaplama ve benzeri inşaat malzemelerinde asbestli malzeme kullanıldığı biliniyor. Bu yüzden asbestli binalarda yıkım öncesinde denetim yapılması, ardından asbestli malzemenin sökümünün insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Hürriyet’ten İdris Emen’in haberine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçen yıl bu konuda bir çalışma başlattı. Çalışma çerçevesinde ‘Yıkım işlemleri ile hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkların kontrolü yönetmeliği’ adlı bir taslak hazırlanarak Nisan 2017’de bakanlığın sitesinde yayımladı. Ancak taslak kesinleşmediği için yıkımdan önce asbest raporu ve asbest sökümü zorunluğu belediyelerin inisiyatifine kaldı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) hazırladığı rapora göre 39 ilçesi bulunan İstanbul’da sadece 7 belediye yıkım öncesinde ‘Asbest Envanter Raporu’ istiyor. Beşiktaş, Şişli, Maltepe, Tuzla, Bağcılar, Kadıköy ve Ataşehir belediyeleri dışındaki diğer 32 belediyede böyle bir uygulama bulunmuyor. Yıkım öncesinde bütün binalarda asbest denetimi yapılması ve asbest sökümü yapıldıktan sonra bina yıkımına izin verilmesi gerektiğini söyleyen TMMOB’den Cevahir Efe Akçelik tehlikeye şöyle dikkat çekiyor:
“Çimento ürünleri, iç-dış cephe ve tavan kaplama, çeşitli contalar, tavan/taban döşemelerinde yapıştırıcılar, eternit levhalar, plasterler, çatı malzemeleri, borular, akustik tavan yapımı, macun ve birçok üründe asbestten yararlanılmıştır. İstanbul’da 7 belediyenin verilerine bakarsak yıkımı gerçekleştirilen binaların yaklaşık yüzde 25’inde asbestli malzemeye rastlanıldığı görüyoruz.”
Asbest denetimiyle ilgili belediyelere büyük görev düştüğünü söyleyen Cevahir Efe Akçelik, “Yıkımı yapılacak binadan numuneler alınarak analiz edilmeli, asbest tespit edilirse ilgili yönetmelik hükümlerine göre uzaklaştırılması ve bertarafı sağlanarak binanın yıkımına onay verilmelidir” diyor. Yıkım öncesi denetim yapılan 6 ilçede 2017 yılında 1594 binanın 385’inde asbetli malzeme bulundu. Yıkımdan önce tonlarca asbestli inşaat malzemesi yetkili firmalar tarafından ‘tehlikeli atık’ çerçevesinde bertaraf edildi.
Binalarda tespit edilen asbestli malzemenin bertarafı için müteahhit veya ev sahibi, yıkım ruhsatı almak için belediyelerin İmar ve Şehircilik Müdürlükleri’ne başvuruyor. Yıkım ruhsatı için öncelikle ‘Asbest Envanter Raporu’ isteniyor. Çevre Koruma Müdürlüğü, yıkılacak binanın tespitini yaptıktan sonra asbest raporunu hazırlayacak firma ile belediye yetkilileri binadan numuneler alıyor. Alınan numuneler analiz edilmek üzere yetkilendirilmiş laboratuvarlara gönderiliyor. Laboratuvar analizinde binanın herhangi bir yerinde asbestli malzeme tespit edildiği takdirde bina çevresinde güvenlik sağlanıyor. Binada bulunan asbestli malzemeler özel kıyafetler giymiş uzmanlarca sökülerek paketleniyor. Bu malzemeler tehlikeli atık yönetmeliği çerçevesinde özel araçlarla özel tesislere götürülerek bertaraf ediliyor.
Bir binada asbest tespiti yapılması ve sökümü en fazla bir haftayı buluyor. 10 katlı bir apartmanda asbest tespiti maliyetinin 1500-2 bin lira tuttuğunu söyleyen Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Cafer Fidan, “Firmaların çoğu İstanbul ve büyük şehirlerde. Anadolu’da asbest sökümü yapacak çok az firma bulunuyor. Asbest insan sağlığını ciddi olarak olumsuz etkilediği için bina yıkımı, fabrikaların bakım ve onarımı ile evlerin tadilatından önce asbest envanteri yapılmalı” diyor.
İstanbul’da sadece 7 belediye Asbest Raporu istiyor