Babacan Holding, bu yıl 2’inci kez kapılarını açan ve kamu ile özel sektörün üst düzey temsilcilerini buluşturan Marka Şehirler Zirvesi’ndeki yerini aldı. Marka Şehirler Zirvesi 2017’nin ana sponsorluğunu üstlenen Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, yaptığı konuşmada büyüyen ekonominin ve nüfusun şehirleşmeye kazandıracağı vizyonla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Babacan, konferanstaki konuşmasında şunları söyledi: “Günümüzde markalaşma artık her sektör için olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Hatta sadece ürünlerin satılması için farklılaşmak veya rakiplerden sıyrılıp bir adım öne çıkmak için markalaşma yoluna gidilmiyor. Ülkeler, şehirler de markalaşmak için birbirleriyle yarışır durumda.
Ülkemiz yüzyıllardır jeopolitik konumu itibariyle dünyanın en dikkat çeken ülkeleri arasında yer alıyor. Dünyada markalaşan şehirlerin hemen hemen hepsinde öncelikli olarak şehirleşmeye önem verildiğini görüyoruz.
Bir şehrin markalaşması sadece tek bir özelliğin ön plana çıkarılmasıyla olmuyor. Öncelikle şehirleşmeye önem verilmesi gerekiyor, bunun içinde tüm altyapı, ulaşım imkanları, nüfusun demografik özellikleri ve ekonomik yapının göz önünde bulundurularak bütün olarak ele alınarak planlanması gerekli.
Bir ülkenin nüfusu ile ekonomik gelişimi arasında güçlü bir ilişki bulunuyor. Bu ilişki belirli kanallar doğrultusunda ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı etkiliyor.
Ülke nüfusunun, ülkenin ekonomik kaynakları ile dengeli olmalı gerekir. Nüfus, ülke işgücünün kaynağıdır bu sebeple, ekonomik kalkınmanın temelini insan oluşturur.”
Dünyada iş imkanı ve yaşam standartlarının yüksek olduğu kentlerin cazibe merkezi olarak görüldüğünü bu durumun ülkemizde İstanbul da yoğunlaştığını söyleyen İbrahim Babacan, gelecekte insan hayatını etkileyecek önemli gelişmelerden birisinin planlı şehirleşme olacağını belirtti.
Dünya genelinde 2015 itibariyle yüzde 54 olan şehirde yaşayan nüfus oranının 2050 yılında yüzde 66’ya çıkmasının beklendiğini söyleyen Babacan, “Ülkemizde de şehirlerde yaşayan nüfus oranı yüzde 88’e ulaşmış durumda. Şehirleşmenin artması ulaşım, eğitim, sağlık, perakendecilik ve hizmetler başta olmak üzere her alanda yeni bakış açısı geliştirmemizi gerektiriyor.
Şehirleşmede en önemli sorun olarak karşımıza altyapı yetersizliği ve çarpık kentleşme çıkıyor. Ülkemizde birçok şehrimizin markalaşması için öncelikli olarak çalışmalarımızı planlı ve şehirleşmeye yönelik yapmamız gerekiyor. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörümüze özellikle şehirlerimizin markalaşmasında büyük görevler düştüğüne inanıyorum.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması, altyapı ve ulaşım hizmetlerinin en üst seviyede tutulmasına gayret göstermeliyiz. Özel sermayenin yetersizliği durumunda devletimizin desteğiyle özgün mimariler geliştirmeliyiz” diye konuştu.
İstanbul’un en önemli sorunu makro imar planı ve altyapı