Düzce’de yaşanan deprem ve gündemde konuşulan olası İstanbul depremi gözleri yine kentsel dönüşüme çevirdi. GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, binaların kentsel dönüşüm sürecine girmesi için insanlara seçenek üretmek gerektiğini ve bu sürecin de kentsel dönüşümü hızlandıracağını belirtti.
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, İstanbul’un büyük bir depreme tam manasıyla hazır olmadığını belirterek, “İstanbul’da eski yerleşim bölgelerinde halen niteliksiz binaların olduğu bir gerçek. Bunun çözümü için de 2006 senesinden beri yoğun olarak uygulanmaya çalışılan kentsel dönüşüm atılımı ortaya kondu. Ancak burada mal sahibinin malını en yüksek değerle, bu sürece sokma motivasyonunu göz ardı edemeyiz. Bu durum da işi insani ve milli güvenlik boyutundan ticari bir zemine kaydırdı.” dedi.
Kentsel dönüşümün hızlanması için tespitlerde bulunan Kalyoncu, “Özel sektörün kentsel dönüşüm sürecini, piyasa dinamiklerince ve ticari motivasyonla ele alması konuyu ticari zemine kaydırdı. Bu nedenle ticari beklentilerde birinci önceliğin özel sektör, geliştirici ya da mülkiyet sahibi tarafında olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Regülasyonlarla, devletin koyduğu kurallarla ve bu kurallara katılmanın bir zorunluluk olduğu noktada sistem işler. Binaların kentsel dönüşüm sürecine girmesi için bir yandan da insanlara seçenek üretmek gerekir. İstanbul’un geleceğini ve büyümesini tartışıp bunu iyi planlayıp, yeni seçenekler ürettiğimiz takdirde kentsel dönüşüm de hızlanacaktır.” dedi.
Konuyla ilgili önerilerde bulunan Kalyoncu; “Yeni alanların daha erişilebilir mertebelerde konut imkanı sağlayabilmesi için minimum arsa maliyetiyle üretilmesi gerekir. Özel sektörün atıl durumdaki üretim gücünü buraya kaydırıp, düşük arsa maliyetinde erişilebilir mertebelerde konutlar üretebileceğimiz, büyük ölçekli yeni yerleşim alanlarıyla insanların yeni seçenekler görebildiği bir imkan oluşturulması, kentsel dönüşümü hızlandıracaktır.” şeklinde konuştu.
GYODER’in erişilebilir kiralık konut modeli hakkında da bilgiler veren Kalyoncu, “Bu model uygulanabildiği takdirde kentsel dönüşüm için de insanlara bir alternatif sunacağını düşünüyoruz. İnsanların yıllardır yaşadığı bir konuttan çıkıp kentsel dönüşüm süresinde yaşayacağı yeni bir konut bulması bir ihtiyaç ve o binanın dönüşebilmesi ise en az iki üç yıl. Rezerv, konut, geçici konutlar ve alternatifleri ne kadar elimizde oluşturursak kentsel dönüşüm o kadar hızlanır. Bizim GYODER modelimiz bu anlamda da bu sürece katkı sunacak bir model. Aslında arzumuz özel sektör olarak tüm kabiliyetlerimizi ülkemizin böylesine önemli bir konusuna hiçbir şekilde ticari beklentiyi önceliklendirmeden kanalize etmek ve konuya insani olarak bakmak. Ancak bütün taraflar aynı şekilde baktığı takdirde burada gerçekten bir güven iklimi oluşturmak ve başarıyı yakalamak mümkün olur. Ayrıca, gayrimenkul sektörünün kalıcı ve sürdürülebilir gelişimi için, ülkemizin kaynaklarını optimum şekilde değerlendirerek israfı önleyecek, teknolojiyi daha yoğun kullanarak gerekli hizmetleri sağlayacak bir bakış açısı, önümüzdeki dönemde tesis yönetimine yön verecektir. Bu açıdan yapıları inşa etmek kadar yaşatmak da çok önemlidir. GYODER olarak sektörümüz adına güzel işlere imza atmak için çalışıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Büyük metrekareli konutların devri geçiyor