Nüfusunun yüzde 95’i deprem tehdidi altında yaşayan Türkiye’de yaklaşık 6,5 milyon konutun acilen yenilenmesi gerekiyor. Bu noktada çok hızlı bir şekilde ilerlemesi gereken kentsel dönüşüm sürecini yavaşlatan en önemli unsurlardan biri olan arsa payı çıkmazına dikkat çeken Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, arsa sahiplerine karar aşamasında dikkat edilmesi gereken kriterlerle ilgili önemli tavsiyelerde bulundu.
Kentsel dönüşüm sürecini ciddi anlamda yavaşlatan en önemli unsurlardan birinin arsa payı çıkmazı olduğunun altını çizen Tamer Son, arsa sahiplerinin kat karşılığı projelerde sadece arsa payı oranını dikkate almalarının hatalı kararlara neden olabileceğini belirtti. Arsa payı oranı ile birlikte değerlendirilmesi gereken önemli kriterlerden birinin bina tesliminde öngörülen daire metrekare fiyatı olduğunu vurgulayan Son, sözlerine şöyle devam etti; “Bir firma standartların üzerinde yüksek arsa payı verdiğinde mecburen kaliteden feragat etmek zorunda kalır. Bu durum ise yenilenecek evinde yaşamaya devam etmek isteyenler için hayal kırıklığı oluşturmasının yanı sıra düşen metrekare fiyatı nedeniyle maddi olarak da kayıp anlamına gelir. Tüm kriterleri bir arada değerlendirerek elde edilecek toplam faydaya bakmak gerekiyor.
Müteahhit firmanın inşaat kalitesini ve beyanlarının doğruluğunu tespit etmek için referanslarının araştırılması gerektiğini söyleyen Son, “Kentsel dönüşüm kapsamında anlaşma sağlanacak müteahhit firmanın geçmiş projelerini mümkünse yerinde görerek inşaat kalitesini incelemek, taahhütlerini yerine getirip getirmediğine, projelerini zamanında teslim edip etmediğine ve projelerin prim oranına bakmak oldukça önemli. Deneyimli ekibiyle üst düzey mühendislik hizmeti veren, mimari projelerini en ince detayına kadar büyük bir titizlikle geliştiren, şantiyesinden inşaat malzemelerine kadar her kalemde standartlara uygun hareket eden, ileri inşaat teknolojilerini kullanan kurumsal firmaları tercih etmek her noktada kazanç sağlar” dedi.
Kentsel dönüşümü fırsat yarışına çevirmeye çalışmak yerine çözümcül bir yaklaşımla ilerlenmesinin tüm taraflar için faydalı olacağını ifade eden Son, “Bu süreçte konut odaklı projeler yerine yaşam odaklı projeler yaygınlaşmalı. İçinde yaşamaktan keyif alınabilecek, hayatı kolaylaştıran, bireylere bir değer sunan, en ince detayına kadar bütüncül bir yaklaşımla planlanmış, kentin kimliğine ve ihtiyaçlarına uygun, kaliteli projelerin sayısı arttıkça kentlerimiz çok daha yaşanabilir ve gelecek nesillere gönül rahatlığıyla emanet edebileceğimiz yaşam alanları olacak” diyerek sözlerini tamamladı.
Kentsel dönüşüm sürecinde dikkat edilmesi gerekenler