17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden geçen 25 yılın ardından kentsel dönüşüm ve deprem dirençli kentler oluşturulması konusunda birtakım çalışmalar yapılmasına karşın sağlam ve dayanıklı binaların inşasında farkındalık gereken düzeyde değil. Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, Türkiye’de ve dünyada çelik yapı alanında gerek kurumsal gerekse bireysel çok sayıda proje gerçekleştirdiklerini ve ülkemizde de çelik yapıların bir tercih değil zorunluluk olması gerektiğini söyledi.
Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit; “Büyük Marmara depreminin üzerinde 25 yıl geçti. Sağlam ve dayanıklı evlerin inşası için son zamanlarda birtakım çalışmalar yapılmasına karşın hala insanlarımız kötü yapılaşma yüzünden hayatını kaybediyor.
17 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz 1999 Gölcük merkezli Marmara depreminin üzerinden 25 yıl, yakın zamanda 50 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettiğimiz 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin üzerinden ise bir buçuk yıl geçmesine rağmen bu konuda gerek vatandaş gerekse devlet olarak maalesef yeterli bilinç düzeyine ulaşamadık ve pek yol alamadık.
Son yaşadığımız depremin Türkiye’ye maliyeti 100 milyar doların üzerinde. Tüm bunlar bize binaların inşasının çok daha büyük bir ciddiyetle ele alınması gerektiğini gösteriyor. Özetle yapı sistemi her ne olursa olsun doğru projelendirme, doğru malzeme ve doğru uygulamayla sağlam ve dayanıklı binalar inşa edilmeli. Çünkü deprem kuşağında olan ülkemizde depreme karşı bilinçli ve hazırlıklı olmak zorundayız. Bu doğrultuda alternatif yapı sistemleri gündeme gelmeli, değerlendirilmeli ve uygulanmalı.“
Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit; “Biz grup olarak yıllarca tüm dünyadaki yapı sistemlerini inceledik. Depreme karşı dayanıklı binaların inşasında çelik yapı sisteminin ülkemiz için de doğru olduğunu gördük. Taşıdığımız sorumlulukla yaptığımız çalışmalar sonucu 2000 yılında hafif çelik yapı sistemini Türkiye’yle tanıştırdık. Bu sistemle hem kurumsal hem de bireysel projeler yaptık. Binaların Türkiye’nin iklim bölgelerine uygun detaylarının ve uygulamalarının nasıl yapılacağını gösteren 350 sayfalık Hafif Çelik Mimari Detay kitabını 2008 yılında oluşturduk ve ağırlıklı olarak yurt dışında çeşitli ülkelerde kentsel dönüşüm kapsamında toplu konut projeleri gerçekleştirdik.
Yıllar içerisinde bu sistemin Türkiye’de yaygınlaşması için büyük çaba gösterdik. 2020 Elazığ Depremi’nden sonra hafif çelik yapı şartnamesi TOKİ öncülüğünde bizim de dahil olduğumuz sektör temsilcilerinin yer aldığı bir heyet tarafından oluşturuldu. Sonrasında Türkiye’nin farklı illerinde 50.000 adet hafif çelik köy evi inşa edildi. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız Kahramanmaraş depremi sonrasında ise deprem bölgelerinin yeniden yapılaşması çerçevesinde 100.000 adet hafif çelik köy evi ihale edildi. Bu köy evlerinin yapımı ve teslimatı devam etmektedir.
Vefa Group İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit; “Tüm bu gelişmelere rağmen bugün geldiğimiz noktada Türkiye, çelik üretiminde dünyada 8. sırada olmasına rağmen çelik yapı kullanım oranı toplam yapı stoğunun ancak %5’i. Bunun da çoğu sanayi yapılarından oluşuyor. Japonya’da yapı stoğunun %80’i, Yeni Zelanda’da %70’i, Amerika’da %50’si, Avrupa’da ise %40’ı çelik binalardan oluşmaktadır. Dünyadaki birçok ülke depreme karşı güçlü durmayı bu şekilde çözdü. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Kahramanmaraş depremi sonrası yayınladığı Hasar Tespit Raporu’nda, 11 ilde incelenen binaların %2,4’ünün çelik olduğu ve bu yapıların hiçbirinin yıkılmadığı açıklandı.
İstanbul özelinde de güncel rakamlara baktığımızda 600 bin riskli binanın mevcut olduğunu görüyoruz. Hafif çelik ve yapısal çeliğin bir arada kullanıldığı hibrit sistemle bu binalar hızlı bir şekilde dönüştürülebilir. Betonarme bir bina üç yılda tamamlanıyorsa, çelik yapı sistemi bir yılda tamamlanır.
Bu veriler de bize gösteriyor ki; büyük depremleri az hasarla atlatmamız için çelik yapıların tercih değil zorunluluk olması ve devlet politikası haline getirilmesi gerekir.
1. Çelik yapı hem sağlamlığı hem de hızıyla deprem dirençli kentlerin inşasında bir tercih değil zorunluluk olmalı.
2. Çok katlı yapıların inşası hibrit yapı sistemiyle gerçekleştirilebilir. Çelik yapılaşma bir devlet politikası haline gelmeli.
3. Çelik malzeme üreticileri yeni ürün geliştirmeleri için desteklenmeli.
4. Hem üniversiteler hem sektör çelik yapı sistemine özel nitelikli eleman yetiştirilmesi için çalışmalı. Üniversiteler bu konuda yeni bölümler açarak gerekli insan kaynağını oluşturulmalı.
5. Çelik yapı sektör temsilcileri yeni yapım teknikleri ve teknolojileri geliştirmeli.
6. Yapı sistemi her ne olursa olsun doğru projelendirme, doğru malzeme ve doğru uygulama için sıkı denetimler yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalı.
7. Yapısal Çelik Derneği’nin bu konudaki öncülüğü ve yaptığı çalışmalar desteklenmeli.
8. Kentsel dönüşüm süreçlerinde insanların mahallelerinden ayrılmalarına gerek kalmadan geçici bir süre yaşayacakları modül yapılar kurularak burada yaşamlarına devam etmeleri sağlanmalı.”
Ali Güvenç Kiraz: Kira sözleşmesini mutlaka yazılı yapın!