Torkam İnşaat’ın son dönemdeki faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dereli, öncelikli hedeflerinin nitelikli konut projelerini Anadolu’ya ve yurtdışına taşımak olduğunu söyledi. Yurtiçindeki çalışmalarının TOKİ ve Emlak Konut gibi kamu kurumları ile gelir paylaşım modeline dayalı projeler çerçevesinde şekillendiğini ifade eden Dereli, yurtdışında ise Cezayir, Bulgaristan ve Türkmenistan’da gerçekleştirdikleri konut projelerinin benzerlerini farklı ülkelere de taşımayı amaçladıklarını belirtti.
Güney Amerika’dan Ortadoğu ve Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada sayısız ülkede inşaat sektörü için çok büyük fırsatlar bulunduğuna dikkat çeken Dereli, “Bu bölgelerde çok ciddi bir konut açığı var. Şu an ilk etapta 10 milyon adet ve 1 trilyon dolarlık bir pazardan söz etmek mümkün. Türkiye, inşaat üretiminde Çin’le birlikte dünyada lider konumda bulunuyor. Kaliteye verdiğimiz önem, özenli, hızlı ve pratik çalışma modeli ile birleşince, ülkemizin bu alandaki farkı da açıkça ortaya çıkıyor. Torkam İnşaat olarak, ‘80 milyon değil, 8 milyar için kolları sıvamak gerek’ sloganından hareketle, Türk inşaat şirketlerine dünyaya açılma çağrısında bulunuyoruz. Böylece elbirliği ile ülkemizi inşaat sektöründe açık ara dünya liderliğine taşıyabiliriz. Japonya’nın elektronikte, Almanya’nın sanayide, ABD’nin teknolojide gösterdiği başarıların bir benzerini inşaat sektöründe gösterebilecek güçteyiz” dedi.
Sektörün güncel durumuna ilişkin görüşlerini paylaşan Mahmut Dereli, “Türkiye ekonomisinin büyümesiyle birlikte gelişmeye devam eden inşaat sektörü, çeyrek dilimlerde zaman zaman düşüş kaydetse bile 2018 yılı genelinde olumlu bir tablo sergileyecektir. İnşaat sektörünün büyürken sadece kendisini büyütmediğini, 230’dan fazla sektörü de desteklediğini unutmadan, sektörün geneline hitap edecek, uzmanlaşmış, gerek bankacılık faaliyetleri gerçekleştirecek gerekse ikincil piyasalara ürün ihraç edecek bir emlak katılım bankası kurulması yönünde önerimiz var. Bugün mevcut bankacılık sistemi içerisinde, inşaat ve gayrimenkul sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörü konumunda bulunmasına ve çok ciddi bir pazar büyüklüğüne sahip olmasına rağmen, bazı bankaların sektöre hizmet vermekte başarılı olamadığını görüyoruz. Katılım bankalarının çalışma şekli, sektördeki firmaların çalışma biçimlerine biraz daha yakın ve yatkın olduğu için, ana gayesi sektöre hizmet sunmak olan bir katılım bankası sektöre daha da ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
Mahmut Dereli, sektördeki deneyiminin 25 yıla yaklaştığını kaydederek, “İstikrarlı bir büyüme gösteren ve bugüne dek 1 milyon metrekareyi aşkın inşaat alanı üzerinde, 10 binden fazla konut ve rezidansın yanı sıra AVM, çarşı ve otel inşa eden şirketlerimiz, ‘2020 yılına kadar 1 milyar dolar iş hacmi’ hedefini 2017 yılında gerçekleştirmeyi başardı. Hedeflerimizi belirlenen sürelerden daha kısa sürelerde gerçekleştirmemiz, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 yılı için, iş hacmi hedeflerimizi 15 milyar TL olarak revize etmemizi sağladı. Yurtiçi ve yurtdışında imza atacağımız çalışmalarla bu hedefi yakalayacağımıza inanıyoruz” dedi.
Yurtiçindeki projelerinde kendileri için en önemli hususun lokasyon olduğunu belirten Dereli, “Şu an Türkiye’de üzerinde önemle durduğumuz iki projemiz var. Bunlardan biri Konya’nın merkezindeki Temaşehir Konya projesi. Bir diğeri ise başlamaya hazırlandığımız ve çok yakında detaylarını açıklayacağımız Torkam E5 projesi. Torkam E5 projemiz Florya – Sefaköy aksında, İstanbul’un merkezinde konumlanıyor. Ancak yurtdışında da bize büyük heyecan veren çalışmalarımız var. Şu an yurtdışı odağımızda farklı ülkeler bulunuyor. Komşu ülkelerde çok başarılı projeler gerçekleştiren Türk şirketleri var. Biz de uzak ülkelerde benzer çalışmalar gerçekleştirmek istiyoruz. Örneğin halen Cezayir’de Konut Bakanlığı için toplam tutarı 250 milyon dolar olan 6 bin konut inşa ediyoruz. Cezayir özelindeki hedefimiz, alınan işlerin toplam miktarını 5 yıl içinde 1 milyar dolara çıkarmak” ifadelerini kullandı.
Torkam İnşaat’ın kentsel dönüşüm projeleri içinde yer almadığını hatırlatan Dereli, “Ancak kentsel dönüşüm konusunu gayrimenkul sektörünün büyümesinden ve yaşadığı sorunlardan bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Kentsel dönüşüm dediğimizde, yüzde 60’ı İstanbul’da olan 100 milyar dolarlık bir pazardan söz ediyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugüne kadar kentsel dönüşüm başlığında yeteri kadar ilerleme sağlanamadı. Bunun başlıca sebebi, sistemin bir türlü tam olarak oturtulamamasıydı. Bununla birlikte, Fikirtepe’de ilgili bakanlığın devreye girmesi gibi, büyük kamu oyuncularının aktif rol oynamaya başlaması, ilerleme sağlanmasına yardımcı oldu. Kentsel dönüşüm sürecinde, vatandaşla yatırımcının ya da müteahhitin karşı karşıya gelmesi şeklinde değil, TOKİ ve KİPTAŞ gibi kamu kurumlarının devreye girerek etki alanını genişletmeleri gerekiyor. Esenler’de, Zeytinburnu’nda olduğu gibi, dönüşüm toplu bir şekilde yapılırsa daha etkili olur. Kamu kurumlarının organize edici bir konuma gelmesi ile konunun rantsal dönüşüm ekseninden uzaklaşması ve gerçek amacına ulaşması sağlanabilir.”
Mahmut Dereli firmalara dünyaya açılma çağrısında bulundu