Dağ Mühendislik, kamu ve özel sektörün üst düzey temsilcilerini bir araya getiren bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Marka Şehirler Zirvesi’nin ana sponsoru oldu. ‘Marka Şehirler Zirvesi’ne konuşmacı olarak da katılan Dağ Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Doğan Dağ, ‘markalaşan şehirlerde inşaat sektörünün önemi’ni anlattı.
Dağ, konuşmasında şunları söyledi:
“Rekabetin artmasıyla birlikte şehirler “marka şehir” olabilmek için birbirleriyle yarışıyor. Bu yarışta hangi özelliklerin ön plana çıkarılarak nasıl bir adım önde olunacağına dair profesyonel olarak çalışmalar yürütülüyor. Bir şehrin tanıtımı için uzun süreli, sürekli ve çok yönlü faaliyetlere ihtiyaç vardır. Bir şehirde hiçbir otorite tek başına bir tanıtım faaliyetine yatırım yapamaz. Söz konusu faaliyetler birçok kuruluş tarafından ve sürekli olarak yürütülmelidir. Örneğin, gerçekleştirilecek fuarlar, sempozyumlar, seminerler, konferanslar, sergiler, gösteriler ve tanıtımlar gibi birçok faaliyet çok çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenmelidir. Dünyada ‘markalaşan şehir’ kavramı gittikçe yaygınlaşıyor. Kimi şehirler turizmi, kimisi sanayisi, kimisi de tekstiliyle ön plana çıkmıştır. Dünyada ‘Marka Şehirler’ dendiğinde, ilk başta aklımıza Paris, Berlin, Milano, Pekin, Roma, Viyana, Venedik, New York, Los Angeles, Dubai, Cannes, Hong Kong, Amsterdam, Sydney, Moskova, Atina, Kahire, Las Vegas, San Francisco, Chicago, Londra geliyor. Önemli olan bu kentlerin kısa sürede markalaşarak nasıl ön plana çıktığıdır. Bir şehrin markalaşması için öncelikle hangi stratejilerle nasıl yatırım yapılacağı belirlenmelidir.
Dünya üzerinde markalaşan şehirlerarasında mimari yapıların ön plana çıktığı da görüyoruz. Bir ülke veya şehrin gelişmişliği ve markalaşması şehircilik, ulaşım alternatifleri, altyapı ve yapıların estetik olmasına göre değerlendiriyor. Marka şehir olmak için inşa edilen yapılardaki mimari yaklaşımın, ön plana çıkan özelliklerin farklı ve özgün olması gerekiyor.
Mimari eserleriyle yüzyıllardır ön plana çıkan ülkemiz, günümüzde de inşaat sektörüyle dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkeler arasında yer alıyor. Şehirlerin markalaşmasında da bu gücümüzü etkin bir şekilde kullanabiliriz. İnşaat sektörü, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ekonomik büyümede çok önemli rol oynuyor.
Özellikle İstanbul’da hız kesmeden devam eden birbirinden özel projeler yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Lüks konut projeleri, AVM ve otel yatırımlarıyla ülke imajımız özelikle Ortadoğu ve Körfez yatırımcılarının ilgisini çekmekte. Yarattığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla ülke ekonomileri için çoğu zaman bir kaldıraç görevini üstlenen inşaat sektörü aynı zamanda markaların şehirleşmesinde de büyük bir rol üstlenmekte.
İstanbul gibi ülkemizde birçok şehrin dünyadaki markalaşmış şehirlerarasında yer alması için her alanda kamu ve özel sektör olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmeliyiz. Şehirleşme, altyapı ve ulaşım çalışmaları gibi bir şehrin markalaşıp ön plana çıkmasını sağlayacak tüm unsurları stratejik bir planlama ile ele almalıyız. Sadece barınma ihtiyacını karşılamak veya kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak için yapılar inşa edilmemeli. Mevcut mimari yapıların restorasyonları yapılarak korunmalı, yeni inşa edilen yapılarda da inovasyon, özgün ve estetiklik ön planda tutulmalıdır’’ diye konuştu.
Markalaşan şehirlerde inşaat sektörüne büyük görev düşüyor