Medet Anlı’nın hayat hikayesi tam bir başarı örneği. İş hayatına Hürriyet Ofset’te stajerlik yaparak başlayan ve başarı merdivenlerini tek tek tırmanarak bugüne gelen Medet Anlı şimdi yaptığı devasa inşaat projeleri ile adından söz ettiren ünlü bir işadamı.
Fırın sahibi iken bir ev satarak inşaat sektörüne adım atan ve ardından yaptığı çalışmalarla büyük başarılara imza atan Hayat Park Yönetim Kurulu Başkanı Medet Anlı, projelerinde yatırımcılarına en uygun ve farklı seçeneklerle özel bir yaşam alanı sunuyor. Müşteri memnuniyetini hedef alarak insanların yaşam kalitesini yüksek seviyede tutan ve kapsamlı projeler hayata geçiren Medet Anlı, sektöre getirdiği birçok yenilikle de adından söz ettiriyor.
Eğitim hayatımda Halkalı Ticaret Meslek Lisesi’nde okurken Hürriyet Ofset’e staja girmiştim. Oradaki müdürüm benim başarılı bir çalışan olduğumu düşünüyordu ve kendisi sektörün önemli firmalarından birine müdür olarak gitti. Beni de yanında götürmüştü. Bir süre de o firmada çalıştıktan sonra fırın açmaya karar verdim. O fırınım sayesinde hayatım başka yönlere kaymaya başladı.
Fırında çok fazla misafirim oluyordu. Onlarla konut işiyle alakalı sohbetlere başladık. Bu konuşmalarda fark etmeden ev sattığımı anladım. Bu durum biraz daha ilerleyince bir alım-satım firması kurdum. Şu an ortaklık yaptığım insanların Dumankaya’da evleri vardı. Bir süre onları sattım. Daha sonra bana bir projeyi satmamı teklif ettiler.
Ben orada 3 ayda 100 daire sattım ama gördüm ki projede çivi bile çakılmıyordu. Sonra araştırınca anladım ki firmanın bankalara yüklüce borcu vardı ve bu inşaatın bitmesi mümkün değildi. O zamanki müteahhitlerle görüştük ve buraya devam ettiremeyeceklerinin kanısında netleştik. Bize burayı satmalarını teklif ettik.
Ve sonra toprak sahibiyle bir olup inşaata devam ettik. Teslim olması gereken 2 blok vardı ve onlar bitti. Diğer evler de satılmıştı ama onları alan insanlar mağdur olacaklardı. Biz orayı ele aldıktan sonra insanlar bize güvenip senetlerini ödemeye başladılar. Başka bir proje daha aldık ve onunla diğerini takviye ettik. Yaklaşık 2000 tane mağdur insanı da bu şekilde kurtarmış olduk.
İnsanların evlerini teslim etmekle kalmadık kâr edecek duruma da geldik. Bunun dışında 15 yıldır Bulut İnşaat’tan dolayı mağdur olan kişiler var. Şimdi o projeyi ele aldık ve onları kurtarmaya çalışıyoruz. Bu biraz bizim için sosyal sorumluluk projesi gibi oldu.
Bodrum’da 60 dönüm bir arazimiz var. Ama Şu an Bodrum bölgesinde inşaat sektörü bir kaos içerisinde. O kaos içinde bir proje yapmayı düşünmüyorum.
Tekirdağ’da da 1600 villalık bir yer yapıyoruz. Ama onlara da şu an başlamayacağız. Çünkü şu anki maliyetlerle projeler istediğimiz dengeyi bize sunmuyor. Kaliteyi kullanabilmek için elimizdeki projelerin bitmesini ve piyasanın düzlüğe çıkmasını bekliyorum. Hayat Park projemiz bizim şu an gözbebeğimiz. O projenin ilk etabını 2019 yılı sonunda, ikinci etabını ise 2020 sonunda teslim etmeyi planlıyoruz. Ondan sonra ailem ve hayvanlarımla ilgileneceğim.
Hayvanları sevemezseniz insanları sevemiyorsunuz. Gerçekten hayvanları insanlar kadar seviyorum. Projelerimizin çoğunda insanlara ve hayvanlara odaklıyız. Projelerimizin içinde hayvanlar ve insanlar için ücretsiz faydalanabilecekleri seçenekler sunuyoruz. İnsanların hayvanlarını ücretsiz bırakabilecekleri hayvan otelleri, çocuklarını ücretsiz bırakabilecekleri anaokulu, yaşlı evi gibi sosyal hizmetlerimiz oluyor.
Bir kedi veya köpek size milyonların veremeyeceği mutluluğu verebiliyor. Her projemizde bu yüzden onları da düşünüyoruz. Hayvanları olan bir çift dışarı çıkmak istediğinde artık hayvanlarını rahatça bir yere bırakabilecekler. Burada onların ücretsiz bakımları da oluyor. Bizim Hayat Park- 1 Projesi’ndeki havuz kısmının önüne bir anaokulu ve bir yaşlı evi yapıyoruz. İnsanları rahatsız etmeyecek bir yere de güzel bir hayvan oteli yapacağız.
Türkiye’de bu şekilde ilk olan birçok şey yaptım. Mesela 2000 mağdura para kazanmadan ev veren başka bir firma tanımıyorum. Bütün projelerinde toprak sahibi ve müteahhit olan tek kişiyim. Alanımızda devlet kredisi veya evrakları olmayan tek firmayızdır. Bazı firmalar insan odaklı değiller. Yaptıkları işe ticari bakıyorlar. Ve bu şekilde ekosistemi bozuyorlar. Hala İngiltere’de sincaplar neredeyse şehirlerde dolaşabiliyor. Biz de artık kediler bile şehirlerde gezemez oldular.
Bir de yeşilden betona değil, betondan betona dönüş olmalı. Bir sürü yıkılacak betonlarımız varken biz sürekli yeşil alanlarımızı yok ediyoruz. Genel olarak projelendirme anlamında da sektörel bazda sıkıntılı olduğumuz bir durum var; eski iki tane binanın yanına yeni bir bina yapılarak kentsel dönüşüm alanı oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Bu şekilde olmamalı.
15 tane yan yana otoparklı binalar yapılmalı, orayı komple bir düzene sokmalıyız. Bence betondan betona dönüş diye bir slogan olmalı. İstanbul zaten beton yığını ve bunlar oldukları yerde değerlendirilmeli. Aynı zamanda biz arsamızın olmadığı yerde inşaat yapmıyoruz. Bu da o projenin kesinlikle iskansız kalmayacağını gösteriyor. Çünkü müteahhit de biziz toprak sahibi de… Bir diğeri de hayvan oteli gibi seçenekler için ekstra aidatlar almıyoruz. Bunlar projeye dahil oluyor. ”
Elimde şu an projelerimiz var. Onları bitirmek zaten çok uzun bir süre alacak gibi. Şu an taşeronlarımız da dahil 1500 çalışanımız var. Onlarla güzel bir şekilde çalışmalarımızı tamamlamak istiyorum. Ülkemi çok seviyorum, çok güzel bir ülkeye sahibiz. Ülkemi gezmeyi güzelliklerini tatmayı çok isterim. Bir de hayalim Galatasaray Başkanı olabilmek :)… Şimdi üye oldum ve loca aldım. Umarım gelecek zamanlarda Galatasaray için farklı görevler üstlenebilirim. ”
Klass Magazin
Medet Anlı: Aslında betondan betona dönüş olmalı