Mimar Mehpare Evrenol “Kentsel dönüşüm” ismine karşı çıkarak yapılanların bina dönüşümünden başka bir şey olmadığını kaydetti. Evrenol Architects’in kurucu ortağı Mimar Mehpare Evrenol, Türkiye’de kentsel dönüşüm denen şeyin, tekil binaların depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi için bina dönüşümünden başka bir şekilde isimlendirilemeyeceğini savundu.
“Kentsel dönüşüm demeyi gülünç buluyorum” diyerek sözlerine başlayan Evrenol, “Buna, binaların yenilenmesi adını veriyorum. Kentsel dönüşüm çok az adette var. Bütün bu büyük metrekareli dönüşümleri kentsel dönüşüm olarak görmüyorum. Onları da çoklu binaların yenilenmesi olarak addediyorum” diye konuştu.
Fikirtepe’de yapılanın bu sınıfa sokulabileceğini anlatan Evrenol, “ Kentsel dönüşümde bölgenin aksının oluşturulması, yeşilin ve donatının düzenlenerek yenilenmesi gerekmektedir. Bu açıdan Beyoğlu’nda ve Esenler’de yapılanlar kentsel dönüşümdür. Diğerlerini saymıyorum” açıklamasında bulundu.
Kaynakların önemli bir bölümünün planlama yapılmadan bu konuya yönlendirildiğini belirten mimar, şunları söyledi:
“Milyonlarca liralar dökülüyor. Altta bir plan yapılmış olsaydı, başka bir yere gidecektik ama yapılmadı. Kentsel dönüşüm adı altında arsaları değerlendirip bina yenileme konusu ziyan edildi. Bu mefhumun dibine bomba kondu. En basitinden Fikirtepe’yi ele alalım. Helikopterle Fikirtepe’nin üzerinden uçma imkanı olduğunda o zaman göreceğiz. Kimileri kimi nerede razı ettiyse yollar, yeşil alanlar, okullar, pazarlar… Nerede olacağı tanımlanmadan hareket edildi.”
Olayların geniş perspektif ile ele alınması gerektiğini kaydeden Evrenol, “Kentsel tasarım, kamu tarafından bir elden yapılması gereken bir konudur. Fakat ipin ucunu bıraktı. Arsalar bir araya getiriliyor. Onlara uygun emsaller veriliyor ve projeler ortaya çıkıyor. En iyisini yapsanız bile buna gelen altyapı, yol; hiçbirisi yok. Herkes hap kadar çocuğunu şehrin dışına okula yolluyor, hayat bu değil. Nüfus artışı etken ama esas olan, plan yapmaya niyetimizin olmayışı” dedi.
Şehir merkezindeki arsaların kıymetinin artacağını belirten Mehpare Evrenol, şöyle devam etti:
“30 yıl sonra 30 katlılar çoğalacak. Şehir yayılacak, merkezdeki arsa kıymetlenecek. Binalar da yükselecek. Bu yükselmenin sebebini emsal ve maliyeti kurtarma çabası olarak görüyorum ben. Nüfus etken değil. Bağdat Caddesi’nde artış olmazsa binalar yenilenmeyecek zaten. Birilerinin arsasına değer sağlamak için yapılıyor. Oysa yenilenen bir binanın sahibi, daha küçük evlere razı olmalıydı. Bu rant neden sağlandı, anlayamadım ben. Bir evin sıhhi ve yeni olması için büyüklüğünden feda edilmesi gerekirken alınan rakam iki katını çıktı.”
''Şehirleşmedeki gelişmelerin daha iyi hayatlara atılan adımlar olması gerekirken bizde kentler yerine araziler geliştiriliyor. Ben kentsel dönüşüm değil, arsasal dönüşüm olarak görüyorum bunları” diye konuşan Evrenol, bu konuda kamunun şehre sahip çıkmasını tavsiye etti. Müteahhitlerin bu konuda hiç bir sorumluluğu olmadığını belirten Evrenol, sözlerini şöyle noktaladı:
“Müteahhitlerin ve gayrimenkul geliştiricilerine en küçük bir eleştirim veya bir sözüm yok. Benim derdim kamuyla. Kamu şehrine sahip çıkmalı ve planlamalı. Kamu, gerekli ve doğru emsali vermiyor. Müteahhit hakkı olan emsali alır, tabi ki hakkını takip edecek. Ona doğru adımı attıracak olan kamudur. İnsan yapısıdır bu, ben bile hakkımı sonuna kadar kullanırım. Fakat kamu insan mıdır? Belediye, imar, iskan, talan… Ekonomisini sürdürdüğü sürece diğerlerine diyecek hiçbir şeyim yok. Arsa ve emsal karşıma geldiğinde oraya maksimum kullanımı hazırlamak da benim boynumun borcudur. Oraya o arsa öyle biçimlendirilmeyecek, o fonksiyon verilmeyecek, emsal hakkı tanınmayacak. Ondan hesap sorulmalı. Vatandaşı kamu korusun.”
Adeviye Kekeç/emlaknews.com.tr
Mehpare Evrenol: Türkiye, dönüşümde büyük bir tren kaçırıyor