17. yüzyılda başlayıp 21. yüzyılda ekonomik krizle yaygınlaşan “küçük ev” akımı, turizm sektörüne de sıçrıyor. Ünlü mimar Le Corbusier’in son yıllarını geçirdiği küçük kulübe ya da Bill Gates’in hafta sonlarında kaçtığı küçük kabin gibi örnekler, turizmde de kendisine karşılık buluyor. Doğayla iç içe yaşamak isteyenler, bu akımdan yararlanarak farklı bir yaşam tarzının da temsilcileri oluyor.
Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin raporuna göre, 2020’de seyahat sektörünün küresel gelire katkısı bir önceki yıla göre yarı yarıya geriledi. Turizm mekanları ise yeni gerçeğini aramaya başladı.
Geçtiğimiz yıl başlayan VitrA ile Temiz Fikirler adlı sohbet programının geçen hafta gerçekleştirilen yayınında, seyahatlerin geleceği konu edildi. Yekta Kopan’ın sunduğu programa, Fest Travel Genel Müdürü Zekeriya Şen ve Havacılık Yazarı Tolga Özbek’in yanı sıra, Pin Mimarlık Kurucu Ortağı Salih Küçüktuna ve VitrA İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir de katıldı. Kişiye özel deneyimlerin öne çıktığı turizm sektöründe “küçük ev” akımının karşılık bulmaya başladığının konuşulduğu programda, giderek küçülen evlerin ihtiyaçları da değerlendirildi.
VitrA Türkiye’nin YouTube hesabından yayınlanan programa katılan Mimar Salih Küçüktuna, ilk sinyallerini 17. yüzyılda veren, 1999 ekonomik kriziyle birlikte insanların daha küçük, az maliyetli ve sürdürülebilir bir evde daha kalıcı ve doğayla iç içe bir yaşam arayışıyla Amerika’da yaygınlaşan “tiny house” akımından bahsetti. Mimar, şunları söyledi: “11-46 metrekare arası tiny house, 50-100 metrekare arası küçük evler, konteyner evler, çekme karavanlar ve mobil ev denilen bir çözüm daha var. Bill Gates’in hafta sonlarında kaçtığı küçük kabin, ünlü mimar Le Corbusier’in son yıllarını geçirdiği küçük kulübe gibi örnekler de var. Pandemiyle birlikte bu akıma yönelim başladı ve müthiş bir şekilde de artıyor.”
VitrA’nın dar alanlara yönelik ürünlerinden bahseden İnovasyon Direktörü Boğaç Şimşir, “Evlerimiz çok uzun zamandır küçülüyor. Bu küçülme sırasında, tuvalet ve banyoları doğru planlamak kritik. Burası bir kullan-çık mekanından başka fonksiyonların da yapıldığı bir mekana dönüşüyor. O yüzden küçük mekanlarda nasıl konforlu, ergonomik ve keyifli zaman geçirilebileceğimizi bulmak üzere sürekli yeni ürünler geliştiriyoruz” dedi.
Turizmde hijyenin zor bir konu olduğunu söyleyen Şimşir, sözlerine şöyle devam etti: “Başkalarının kullandığı bir tuvaleti kullanıyorsanız, kritik bazı bulaş noktaları var. Bunları çözdüğümüzde bulaş riskini de ortadan kaldıracağız. Bu sebeple ‘temassız teknolojiler’ adını verdiğimiz çözümler geliştirdik. Bulaşı ortadan kaldırmak için, maksimum sağlık faydalarını minimum eforla kullanıcılara verebilmek üzere, taharetinden klozet kapağına, sifonundan armatürüne hiçbir yere dokunmadan kolaylıkla kullanabileceğiniz, siz çıktıktan sonra temizliğini olabildiğince kendi yapan, bakteri ya da patojenlerin çoğalmasını engelleyen teknolojileri de içinde barındıran ürün ve mekanlar geliştiriyoruz.”
Nidapark Çengelköy’de fiyatlar 2 milyon 990 bin liradan başlıyor