Geçen yıl sektörü olumsuz etkileyen hususların başında fiyat farkının geldiğini belirten İNTES Başkanı Celal Koloğlu, bu sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret etti. Koloğlu “İhalelerde istekliler tekliflerini verirken bir hesaplama yapmaktadır. Ancak ihale üzerinde kalan yüklenici için öngörülemeyecek fiyat artışları nedeniyle yükleniciler zarara uğramaktadır. İhale dokümanlarında fiyat farkı ‘sözleşmelerin olmazsa olmaz bir şartı’ olmalı” diye konuştu. Müteahhitlik mesleğine yönelik, “Herkes müteahhit olabiliyor”, “Müteahhit sayısı, tüm Avrupa’nın on katına ulaştı” şeklindeki eleştiriler tarihe karışıyor. Müteahhitlikte yeni dönem başlıyor. Müteahhitlik mesleğinin kriterleri belirlenecek.
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Celal Koloğlu, müteahhitlik mesleğinin kriterlerinin belirlenmesi amacıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile çalışma başlattıklarını söyledi.
Koloğlu, “Sektörde yeni bir dönemin başlangıcı olacak protokol ile İNTES ve TSE mesleki tecrübelerinden aldıkları güçle bir araya gelerek müteahhitlik mesleğinin kriterlerini belirleyecek. İNTES olarak konusunda yetkin kişilerce bir çalışma grubu kuracağız. Bu çalışma grubu yapım müteahhitlik işletmelerinin yeterlik kriterlerini belirleyecek. Kriterlerin yayımlanması ile birlikte belgelendirme süreci başlayacak. Bu belgelendirme süreci elbette sıkı denetimlere tabii olacak. Müteahhitlik sektöründe TSE güvencesiyle şeffaf, güvenilir, tarafsız bir sistem hayat bulacak. İNTES ve TSE’nin yürüttüğü bu çalışmanın başta inşaat sektörü paydaşları olmak üzere ülkemize faydalı bir hizmet olacağına yürekten inanıyoruz” dedi.
Sektörümüzde işini layıkıyla yapan firmaları, diğerlerinden ayırmanın yolunun meslek kriterlerinin belirlenmesi olduğunu vurgulayan Koloğlu, “Sektöre girişte bir sınırlama olmaması işini gerektirdiği şartlara göre yapmayan müteahhitlerin varlık göstermesine neden oldu. Oysaki müteahhitlik bir mühendislik alanı ve kutsal bir meslek. Müteahhitler, mühendislik ve mimarlık eseri olan yaşam alanlarını inşa eden hayatın önemli aktörleri. İnsan hayatıyla doğrudan bağlantılı olan bu meslek grubunun sektöre girişinin mutlaka kriterlerinin belirlenmesi gerekir” diye konuştu.
Koloğlu sektörün beklentilerin üzerindeki büyümesini devam ettireceğine de dikkat çekerek, “İnşaat sektörü, yarattığı katma değer ve istihdam ile ülke ekonomisinin taşıyıcı gücüdür. Hükümetimizin sektörümüze sahip çıkan destek ve yaklaşımları inşaat sanayicileri olarak bizleri daima daha iyiyi başarma yönünde yüreklendirmektedir. Önümüzdeki süreçte de kamu ihale mevzuat değişikliği ve fiyat farkı gibi öncelikli sorunlarımıza getirilecek çözümlerle sektör büyümesini arttırarak sürdürecektir” şeklinde konuştu. Sektörün 2017’de başarılı bir performans sergilediğine vurgu yapan Koloğlu şöyle devam etti:
“Türkiye ekonomisi hükümetimizin attığı adımların etkisiyle üçüncü çeyrekte büyümesini sürdürdü, üçüncü çeyrekte yüzde 11,1, ilk üç çeyrek ortalamasında ise yüzde 7,37 büyüyerek, oldukça başarılı bir performans sergiledi. İlk dokuz ayda yüzde 10,2 oranında büyüyen inşaat sektörü bu büyümede çok önemli bir rol üstlendi. Sektörümüz üçüncü çeyrek verilerine göre 2012 yılından bu yana en yüksek büyüme performansını göstererek genel ekonomik performansın üzerinde yüzde 18,7 oranında büyüdü. Hükümetimizin uyguladığı teşvik programları, kredi garanti fonu uygulaması, üretim ve istihdama yönelik teşvikler ekonomideki büyümeyi artıran unsurlar oldu. İnşaat sektörümüzün büyümesinde ise başta ulaştırma olmak üzere, enerji, tarımsal altyapı, şehir altyapısı yatırımları ve artan konut yatırımları etkin oldu.”
Üçüncü çeyrekte yatırım harcamalarında da artış olduğunun altını çizen Koloğlu, “İnşaat sektörüne yapılan yatırımlar sürdürülebilir büyümeyenin destekleyicisidir. 2018 yılında hükümetimizin yapısal reformları ve yatırımları teşvik edici politikaları sürdürmesi durumunda, kamu altyapı yatırımlarının ve özel sektör projelerinin yansımalarıyla inşaat sektöründeki büyüme eğiliminin devam edeceğini öngörüyoruz. Kamu yatırımlarında bir öncelik sıralaması yapılması da sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma için kritik bir öneme sahiptir. Böylece işlerin daha hızlı yapılması sağlanarak Türkiye’de çok sayıdaki ihale disipline edilmiş olacak ve ekonomi kazanacaktır” dedi.
Kentsel dönüşüm sürecinin de önümüzdeki dönemde sektördeki hareketliliği ve büyümeyi önemli oranda arttıracağını belirten Koloğlu, “Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bu büyük ve maliyetli dönüşümde yer alacak müteahhitlerin kriterlerinin açık bir şekilde belirlenmesi şehirlerimizin ve ülkemizin geleceği için hayati öneme sahiptir” şeklinde konuştu.
İnşaat sektöründe işçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkların çözümü amacıyla İNTES Türkiye Arabuluculuk Merkezi’ni kurulduğuna da dikkat çeken Koloğlu şu bilgileri verdi: “İNTES Türkiye Arabuluculuk Merkezi’nin amacı yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, hukuki uyuşmazlıkların adli soruna dönüşmeden tahkim veya alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri ile çözümüne katkı sağlamak ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin tespit edilmesi, değerlendirilmesi ve uygulamaya konulması amacıyla bilimsel araştırmalar yapmak, projeler geliştirmek, toplumdaki sosyal anlayışın, eğitim sürecinin ve kültürel yapının buna uygun hale getirilmesine katkı sağlamaktır. Merkezimiz Türkiye’nin her yerinde üyelerimize hizmet verecek, üyelerimizin yurtdışında bulunan iş yerleri ile online yapılacak arabuluculuk görüşmeleri için de alt yapı çalışmalarımız tamamlanıyor.”
2017’de sektörü olumsuz etkileyen hususların başında fiyat farkının geldiğini dile getiren Celal Koloğlu şöyle devam etti: “2015’ten itibariyle kurlardaki dalgalı seyir ve temel malzeme fiyatlarında beklenmeyen artışlar sebebiyle müteahhitlerimiz öngöremedikleri maliyetlerle karşılaşmışlar, demir, çimento gibi inşaat sektöründeki temel girdilerde enflasyon rakamlarının üzerinde meydana gelen fiyat artışları yıkıcı bir boyuta ulaşmıştır. İhalelerde istekliler tekliflerini verirken bir hesaplama yapmaktadır. Ancak ihale üzerinde kalan yüklenici için öngörülemeyecek fiyat artışları nedeniyle yükleniciler zarara uğramaktadır. İhale dokümanlarında fiyat farkı sözleşmelerin olmazsa olmaz bir şartı olmalı ve yapım işine özgü ağırlık katsayılarının belirtildiği bir sistem ile ödenmelidir. Daha sonra karşılıklı anlaşma yolu ile sözleşmenin tasfiyesine imkan tanınmalıdır.”
Sektörün diğer önemli konusunun Kamu İhale Kanun değişikliği olduğunu belirten Koloğlu, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “İhale mevzuatının inşaat sektörünün daha rekabetçi, daha fazla katma değer yaratmasını destekleyecek şekilde yeniden ele alınması gerekiyor. Kanun’u yönetmekle sorumlu kurum Kamu İhale Kurumu’nun sorunların çözümü konusundaki yapıcı yaklaşımları bizleri sektör adına umutlandırıyor. Ancak sektörün sorunlarına çözüm olacak mevzuat değişikliğinin bir an önce hayata geçirilmesi ülkemizin kalkınmasına yön verecek projelerin zamanında başlayarak tamamlanması açısından son derece önemli. Mevzuattan kaynaklı sorunlar, bir an önce ekonomiye kazandırılması gereken katma değeri yüksek projelerin ihale süreçlerimi uzatıyor. İşlerin gecikmesi ise ne yazık ki daha yüksek maliyetlere ve kamu zararına yol açıyor. 2018 yılı içinde bu değişikliğin hayata geçmesini umuyoruz.”
Dünya
Müteahhitlikte yeni dönem başlıyor