Dünya Gazetesi yazarlarından Leyla İlhan bugünkü köşesinde ”Özel sektörden ucuz konut için bir formül” başlıklı yazısını yayınladı. İşte, o yazı..
Gayrimenkulde üst segmente yönelik yapılan projelerde çok fazla satış sıkıntısı yaşandığını duyuyoruz. Orada stok sorununun daha fazla olduğunu da… Ancak bir segment var ki orada çok fazla talep var. O da orta ve orta altı grubuna yönelik kesim…Bu alandaki talebi ise ağırlıkla TOKİ karşılıyor. Şimdi buna bir de bazı bölgelerde KİPTAŞ dahil oldu.
Burada talep öylesine fazla ki bir projede 10 katına kadar varan talepler geliyor. Özel sektör ise yüksek arazi fiyatları ve vergilerden dolayı bu alana giremiyor. İnegöl Müteahhitler Birliği Başkanı Yusuf Şehitoğlu beni arayıp bu sorunu paylaştı. Yusuf Şehitoğlu diyor ki, “Mevcut sistemde TOKİ dar gelir grubu için konut üretiyor. Ancak TOKİ merkezden hareket eden bir kurum. Böyle olunca Anadolu’da gittiği bölgenin ekonomisine ve müteahhidine pek katkıda bulanamıyor. Örneğin İnegöl’de 2 bin konut yapıldı. Bölgeden herhangi bir alışverişi yok. Belirli noktaları var oradan malzeme temin ediliyor. TOKİ ile çalışan müteahhitler ise Ankara’da ihale yoluyla seçiliyor. Böylesi bir sistem yerine bilanço değerlerine ve kapasitesine göre iş bölgesel şirketlere verilmeli.”
Burada denetim nasıl olacak, bu model sağlıklı işler mi? Bu soruya ise Şehitoğlu’nun cevabı şöyle: “İşin tamamı da değil… Örneğin biz yılda 50 daire yapabiliyorsak, bizim kapasitemizin yüzde 10’unu bilançodaki değer kaydına göre sosyal konuta teşvik etmeli. Bu dilimde SGK inidirimi, vergi indiriminin yanı sıra alıcıya 20 yıllık vadeyle ödeme koşulları gibi avantajlarla bizlere teşvik sağlanacak. Böylece biz de burada ürettiğimiz ucuz konutu direkt halka satabiliriz. Bu sistemle hem kayıt dışılığın yüksek olduğu gayrimenkul sektörü de kayıt altına alınmış olacak, hem istihdam tabana yayılacak. Hem de TOKİ ile çalışan müteahhidin iflas riski azaltılmış olacak” dedi.
Şehitoğlu’na göre modelde TOKİ ise üretici olmak yerine denetçi konumunda yer almalı. Böylece bu sistemin sağlıklı çalışmasını sağlayabilir. Şehitoğlu bu modelle bir anda çok fazla üretim yaparak sektörü bir anda doyurmadan konut yapmanın mümkün olduğunu ifade ediyor. Böylece sürekli açığın olduğu sektörde konutun değerlenerek yatırımcıyı çekmesi mümkün olacak. Stok olmayacağı için de olası büyük krizlerin önüne de geçilmiş olacak diyor. Bakalım, Şehitoğlu’nun bu modeli kamu tarafından nasıl dikkate alınacak?
Bu hafta başında İstanbul’daki binlerce müteahhidin beklediği İstanbul İmar Yönetmeliği uygulamaya girdi. Birçok müteahhit yeni projelerine başlamak için yasanın getireceği değişiklikleri bekliyordu. Nihayetinde daha ferah daireler ve daha az katlı yapıların yapılmasını sağlayacak yönetmelikle, gökdelenlerin ise her bölgede yapılmasının önü kapatıldı. Bir diğer gelişme ise bodrum katlarında oldu. Bir dönem kaldırılması planlanan bodrum katları yeniden geri geldi. Böylelikle İstanbul’da özellikle kat karşılığı yapılan işlerde beklemeyi artıran bu konu da yönetmelikte çözüme kavuşturuldu.
Bundan dolayı gayrimenkulde yeni proje yatırımlarının artması bekleniyor. Bu etkiyle birlikte ilk çeyrekte azalan yapı ruhsat adetlerinin yılın ikinci yarısından itibaren artması öngörülüyor.
Özelleştirme İdaresi’nden Ankara Yenimahalle’de satılık arsa