Gençlere olan inancını sosyal sorumluluk projeleri ile desteklemeye devam eden ve iş yapış modelinin temeline sürdürülebilirliği yerleştiren Rönesans Holding, aynı kültürü geleceği inşa edecek gençlere aktarmaya devam ediyor. Bu amaçla bu sene üçüncüsü düzenlenen yarışmada dereceye giren gençler, tören öncesinde büyük bir heyecanla hem projelerini sergiledi hem de mimarlığın duayenlerini dinledi.
Han Tümertekin, Nevzat Sayın, Emer Arolat ve Michael Pawlyn gibi duayen mimarların konuşmacı olarak yer aldığı ödül töreni TED Rönesans Koleji Küçükyalı Kampüsü‘nde gerçekleşti.
TED Rönesans Koleji’nin Küçükyalı Kampüsü’ndeki sahnesine ilk çıkan mimar Michael Pawlyn oldu. Doğadan aldığı ilhamı, mesleğin inceliklerine aktaran ve bu yolla sürdürülebilir bir yaklaşım sergileyen Pawlyn, sempatik bir konuşma yaptı. Doğanın 3.8 milyar yıldan bu yana sürekli geliştiğini ve öğrendiğini kaydeden Pawlyn, “Bu kadar zamandan beri hem daha iyiyi üreten bir yapı var. Neden onları kullanmayalım?” diye sordu.
Develerden, çöldeki diğer hayvanlardan ve bitkilerden elde ettiği verilerden örnekler veren Pawlyn, daha sonra kürsüye çıkan meslektaşlarına da yol gösterici oldu.
Kürsüye ikinci olarak çıkan Han Tümertekin ise gündelik hayatın izlenmesi gerektiğini tavsiye etti. Bakmayı ve görmeyi bilen bir tasarımcı için en ilham verici yerin sokaklar olduğu kaydeden Tümertekin, “Sokaklardan çok şey öğrenebiliriz. Malzeme kullanımı, doğallık, fonksiyonellik gibi birçok unsur gündelik hayatta kullanılmakta. Gözünüzü açın etrafınıza bakın.” diyerek öğrencilere temel bir tavsiyede bulundu.
Nevzat Sayın ise mimarlıkta doğrudan ve dolaylı ilişkilerden nasıl öğrenildiği konusu üzerinde kurdu. Santral İstanbul, Göksu’da ofis, Lapis Han, Doğan Holding Binası ve İzmir Dikili Yahşibey Köy Evleri olmak üzere 5 projeden örnekler veren Sayın, bir öğrencisinden aldığı “Sürdürülebilir mimarlık denince yarım kalmış inşaat geliyor aklıma, sürdürülebilir olması için devam ediyor olması gerek.” esprisi ile konuşmasını renklendirdi.
Her şeyi yıkmak ve yeniden yapmak yerine bazen yapıları dönüştürerek kullanmaya devam etmenin sürdürülebilir bir tanım olduğunu ifade eden Sayın, “Geçmişten devraldığımız kıymetli şeyleri kullanmaya devam etmek bir diğer konu.” diye konuştu.
Konuklara ve yarışmacılara en son hitap eden Emra Arolat ise konuşmasında toparlayıcı bir tavır sergiledi. Pawlyn’in doğadan esinlenerek yeni tasarımlar geliştirmesini ve Tümertekin’in sokaktan öğrenmesine ve Sayın’ın da farklı durumlardan öğrenme çabalarına atıfta bulundu.
Sürdürülebilirliğin her zaman kendini zorladığını dile getiren Arolat, “Bir yanda mimarlığın genişliği içinde indirgemeci yaklaşımı vardır. Bu, nasıl ele aldığınıza bağlı aslında. Mimarlığın genişlediği bir dönemde, özellikle son dönemdeki yönelimleriyle birazda tehlikeli bir konu.” diye konuştu.
Kendi çizimlerinden ayrıntılar veren ve Arolat, sürdürülebilirliğin indirgemeci yaklaşımı dolayısıyla mimarlığın bazen arkada kendini kaybettiğinden söz etti.
Samimi bir yaklaşım sergileyen Arolat, Pawlyn’in yöntemlerini, mimarlıktaki yeni gelişen spesifik alanları ve bilgisayar programlarını bilmediğini söyledi. Tekniklerin öğrenme kısmı ile daha fazla ilgilendiğini söyleyen Arolat, “Mimarlık koca bir sepettir. Yer, rüzgar, politika, imar, ekonomi, kültür, istekler… gibi bir çok konu devreye giriyor. Zor iş… Ama yine de öğrenmeye devam etmek gerek… Birde her defasında binlerce konuyu yeniden ölçütleyerek yeni bir şey çıkarmak, mimarlığın yaratıcılığını anlatıyor.” dedi.
Konuşmalardan sonra Sürdürülebilir Geleceği Tasarla 2017 Yarışması’nın ödül törenine geçildi.
1. lik Ödülü Hasan Kalyoncu Üniversitesi
2. lik Ödülü Gazi Üniversitesi
3. lük Ödülü Yıldız Teknik Üniversitesi
Mansiyon Gazi Üniversitesi
Gayrimenkul özel ödülü Mardin Artuklu Üniversitesi
1. lik Ödülü Abdullah Gül Üniversitesi
2. lik Ödülü Celal Bayar Üniversitesi
3. lük ödülü Sakarya Üniversitesi
Mansiyon Gazi Üniversitesi
Emlaknews.com.tr
Rönesans’tan sürdürülebilir geleceğin tasarımcılarına destek