Başta İstanbul olmak üzere, özellikle yapı stoğunun çok kaliteli olmadığı kalabalık şehirler için deprem riski, hem son günlerde Ege Bölgesi’nde süregelen sarsıntılar, hem de 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümüyle birlikte bir kere daha gündeme geldi. “Yeni deprem yönetmeliği sayesinde, yeni binalar ve özellikle markalı konut projeleri çok daha güvenli yapılar olarak öne çıksa da, daha gidilmesi gereken çok yol var” diyen Özbostan İnşaat Yöneticisi Şakir Başaran, açıklamasında, özellikle müteahhitlerin önemli bir bölümünün, deprem gerçeğinin hala çok farkında olmadığına vurgu yaptı.
Kaliteli yapılar için öncelikle, kamunun ilgili birimleri ile inşaat firmalarının koordineli ve uyumlu çalışması gerektiğinin altını çizen Başaran; “Güvenli binaların üç saç ayağı var. Birisi işini doğru ve etik yapan inşaat firması, diğeri yapıların denetiminden sorumlu kamu idareleri, üçüncüsü ise tüketiciler yani konut alıcıları. Aslına bakarsanız, alıcı kesimin tercihleri, depreme karşı güçlü ve güvenli yapılar inşaa edilmesinde birincil rol oynuyor. Eğer tüketicilerin önceliği, akıllı, lüks ve şık daireler yerine güvenli binalar olursa, inşaat firmaları da yapı güvenliğine olması gerekenden çok daha fazla önem vermeye başlayacak” dedi.
Önümüzdeki dönem hedefleri arasında kentsel dönüşüm projelerinin olduğunu açıklayan Başaran, “Türk ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektöründe hepimiz, gerekirse karlarımızdan fedakarlık yaparak, taşın altına elimizi daha fazla koymalı ve depreme karşı güçlü ve güvenli yapılar üretmeliyiz” dedi.
Sektör olarak önceliğimiz, güvenli yapılar inşa etmek olmalı