Türkiye’nin ilk trafik radyosu olan ve İstanbul, Ankara, İzmir ve Marmara bölgesinde yayın yapan Radyo Trafik; dinleyicilerini trafik konusunda sürekli güncel tutarken, zaman da kazandırıyor. Radyo Trafik Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan, İstanbul trafiğinde yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerini VOA Türkçe’ye anlattı.
Hafta içi akşam saatlerindeki trafik yoğunluğunun, saat 21.00’da başlayan sokağa çıkma kısıtlamasıyla daha da arttığını ve bu uygulamanın trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunu ifade eden Doğan, “Akşam saatleri özellikle 17.00-20.00 saatleri arası zaman zaman çok yoğun olur. Kaza ve araç arızası gibi faktörler de devreye girerse o yoğunluklar daha da artar. Saat 21.00’da başlayan sokağa çıkma kısıtlaması kararıyla var olan o bahsettiğimiz yoğunluk yükü daha da arttı. Çünkü İstanbul’da trafikte kaybedilen süre ortalama 1,5-2 saat. Dolayısıyla eve 21.00 öncesi varabilmek için en geç 19.00-19.30 gibi yola çıkmak gerekiyor. Bu da tahmin ettiğimiz gibi bir sıkışmaya yol açtı ve normalden çok daha etkili yoğunluklar oluştu” dedi.
Sokağa çıkma yasağı saati öncesi evine varabilmek için insanların arabalarını daha agresif kullandıklarına dikkat çeken Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “Akşam saatlerinde kaza oranlarındaki artışı yavaş yavaş görmeye başladık. Eve yetişme telaşı trafik güvenliğini tehlikeye sokuyor, sürüşte agresifliğe sebep oluyor. Trafik yoğunluğu da başka bir stres konusu olunca, kavganın ve gürültünün eksik olmadığı bir süreç yaşanıyor. Tedirgin ve telaşlı sürücülerin ortaya çıkması, trafik güvenliğini ciddi anlamda etkilemeye başladı. Hem yük arttı hem de trafik güvenliği açısından bir endişe ortaya çıktı.”
Trafik yükünün ve trafik güvenliğinin giderilmesi için Cezayir Doğan, “İstanbul gibi trafik yükünün çok yoğun olduğu bir metropolde, bu saatin esnetilmesinden yanayız” dedi.
İstanbul trafiğinde çözüm isteniyorsa koordinasyon eksikliğinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Doğan; trafiğin yoğun olduğu saatlerde emniyet, İBB, Karayolları ve AKOM’un bir araya gelerek trafik konusunun tek merkezden yönetileceği bir yapıya geçmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı.
Doğan “Koordinasyon bizce sihirli kelime. Cuma günleri özellikle yoğun olan trafiği biz her Cuma yaşıyoruz, niye yaşıyoruz? Çünkü böylesi durumlarda kimin ne yapacağıyla ilgili birliktelik sağlanamıyor. Eğer çözüm isteniyorsa emniyetin, İBB’nin, AKOM’un ve karayollarının ne yapacağıyla ilgili bir araya gelip trafik konusunu, ulaşım konusunu tek merkezden yönetip idare edebileceği bir yapıya geçmesi lazım” diye konuştu.
Kademeli mesai saati uygulaması başladığından bu yana sabah trafiğinde gözle görünür bir rahatlamanın olduğuna dikkat çeken Doğan, uygulamanın pandemi sonrası okul ve bütün iş kollarında hayata geçirilmesi durumunda İstanbul trafiğine olumlu yansımalarının olabileceğini belirtti
Doğan “Kademeli saat uygulaması zaten İstanbul’da en iyi çözümlerden biri olur. Koordinasyon ilk anahtar kelimemizse ikincisi kademeli mesai saatidir. Avrupa’daki örnekleri gibi fabrikaların çok erken açılması lazım. 7’de özel sektör, 8’de kamu, 9’da esnaf ve 10’da da öğrenciler. 6’dan 10’a kadar olan bölümde 1 saatlik zaman dilimiyle insanların bir anda trafiğe çıkmalarının engellenmesi gerekiyor. Aynı şekilde dönüşler de böyle bir sıralamaya tabi tutulursa, bu akşam trafiğine de olumlu yönde yansıyabilir” şeklinde konuştu.
Bir diğer çözüm yolunun da yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilen Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi ücretli yolların çok yoğun olan saatlerde ücretsiz olması ya da bu yollardan indirimli geçiş sağlanması olacağını belirten Doğan, “O yollardaki ücretler insanlara gerçekten çok yüksek gelebiliyor. Rakamlar düşürülürse bu da İstanbul trafiğine olumlu yönde katkı yapabilir. En son Avrasya Tüneli’ne yapılan zamla beraber orada sabah saatlerinde yaşanan yoğunluk ortadan kalktı. Tünele olan ilgi azaldı, köprüye olan ilgi doğal olarak arttı. Tünel ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün daha sık kullanılması için yetkililerin bir hamlede bulunması gerekiyor.”
Deniz ulaşımının önemine de vurgu yapan Doğan, “Her tarafımız deniz ama İstanbul ulaşımındaki payı çok düşük. Bu payın yüzde 10-15’leri bulması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca arabalı vapur sefer sayılarının da arttırılması gerekiyor. Tüm bunların İstanbul trafiğine olumlu yansıyacağı kanaatindeyim. Metropollerde trafik sorunu çözülmez ama katlanılabilir bir düzeye çekilebilir. Pik saatlerde bile 20-30 km hızla gidiyorsan, evet başarı sağlanmış demektir” dedi.
Türkiye’de insanların şehir hayatında ve trafikte “beraber yaşamak” gibi kavramları henüz oturtamadığını belirten Doğan, bu bilincin bugünden yarına çözülebilecek bir mesele olmadığını kaydetti. Doğan, “Bunun için zaman lazım, çaba lazım ve eğitim lazım. Anaokulundan başlayarak herkesin bu çarkın içerisine dâhil edilmesi lazım. Bu bilinç oluşursa zaten sorunlar yavaş yavaş çözülecektir kanaatindeyim. Tabii ki sadece bilinç de yetmez. Caydırıcı cezaların uygulanması ve sürekli denetimin sağlanması gerekiyor” ifadesini kullandı.
Medyanın trafiğe bakış açısının da kazalardan ibaret olduğunu söyleyen Doğan “Ne yazık ki televizyon kanallarımız, gazetelerimiz işin eğitici ve öğretici boyutunda yer almıyor. Ayrıca kullandığı dil de trafik kültürünün oluşmamasında önemli bir faktör. Trafik canavarı diye bir kavram var mesela. Suçu işleyen, hatayı yapan kişi ama suçu, olmayan bir varlığa yüklüyoruz. Trafik canavarı yok, canavar biziz. Bu dilin de medyada değişmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Satılık konutta ortalama fiyatlar 6 bin 500 TL’ye yaklaştı