Deprem tehlikesi altında bulunan Türkiye’de, yapı ömrü ve dayanıklılığı açısından büyük öneme sahip su yalıtımı konusunda önemli bir adım atıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER’in destek ve girişimleriyle mevzuattaki eksikleri gidermek üzere hazırlanan ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’ 27 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımladı.
Binaların kaderini değiştirecek ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin, ülkemize, sektöre ve vatandaşa neler kazandıracağı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), BİTÜDER (Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği) ve SUDER (Su Yalıtımcıları Derneği)’in katılımıyla düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı. 7 Kasım Salı günü Ankara’da gerçekleştirilen toplantıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, İZODER Başkanı Levent Pelesen ile birlikte BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu ve SUDER Başkan Vekili Semagül Köprülü, ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’ ile ilgili tüm detayları ele aldı.
Anadolu’da bir tabir vardır ‘İnsanı gam duvarı nem yıkar’ diyen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Temel hedefimiz, binaların, özellikle zeminlerde ciddi şekilde neme maruz kalması ve korozyona uğramasının önüne geçmektir. Binaların güvenli, sağlıklı, kaliteli ve uzun ömürlü olması için tüm ilgili paydaşlarla beraber gerekli çalışmaları yaptık ve Su Yalıtımı Yönetmeliği’ni yayınladık. Depremlerde binaların yıkılmasının en büyük nedenlerinden birinin, zemindeki kolonların, kirişlerin ciddi şekilde korozyona uğraması ve böylece binaların taşıma yükünün azalması olduğu anlaşıldı. Bu yönetmelikle, binaların taşıma yükünün ilk yapıldığı andaki pozisyonunda korumak istiyoruz. Bunun için de yeni yapılacak binalarda özellikle su yalıtım projeleri, su yalıtımı malzemeleri ve su yalıtımının uygulanmasıyla ilgili bir yol haritası ortaya koyduk. Üç derneğimiz, teknik kılavuzların hazırlanması ve bu kitapçıkların kamuoyuyla paylaşılmasını sağlayacak. İkincisi, yeni binalarda mühendislerin doğru projelendirme yapmasının şartları, doğru ve sistemli bir şekilde ortaya konulacak. Üçüncü olarak, doğru malzeme ve ustaların doğru uygulama yapması. Doğru malzeme seçimi için de, malzeme teknik şartnamesi ile ilgili bir çalışma yapılıyor” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “Vatandaşa, yalıtımsız binaların ömrü 30 yıldır ama yalıtım yapılırsa binalarınızın ömrü 80-100’a çıkar’ dememiz, bundan dolayı su yalıtımı uygulamasının gerekliliğini anlatmamız lazım. Doğru proje, doğru malzeme, doğru uygulama ve bunların doğru bir şekilde uygulanmasıyla binalarımız, şehirlerimiz daha kaliteli hale gelir. Üç dernek ve bakanlığımızla birlikte, daha sağlıklı, güvenli uygulamalarla daha uzun ömürlü binalarımızı el birliğiyle oluşturmuş olacağız. Son olarak, mevcut binalarla ilgili de bir yol haritası çıkarmamız gerekiyor. Ülkemizdeki 18 milyon konutun da yıkılıp yeniden yapılması çok doğru ve anlamlı değil. Su yalıtımıyla binaların yıkılmasını el birliğiyle önleyebiliriz. Daha güvenli, daha yaşanabilir mekanların oluşması için yönetmeliğin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum” diye konuştu.
Yeni yönetmeliğin, Türkiye inşaat sektörü ve vatandaş açısından önemli bir adım olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Bu yönetmelik, su yalıtımı ile ilgili çok büyük bir eksikliği giderecek. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi hâlinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek. İZODER olarak, yönetmeliğin oluşturulması aşamasında yaptığımız katkıyı sürdürerek, ülkemizde su yalıtımı konusunun doğru algılanması ve uygulanabilmesine yönelik faaliyetlerimize devam edeceğiz Bugün Türkiye çapında başlatılan kentsel dönüşüm süreci, su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli. Doğru yapılmış su yalıtımı uygulamaları olmadan kentsel dönüşüm hamlesi eksik kalacaktır” diye konuştu.
Su yalıtımı uygulamalarının doğru ve standartlara uygun yapılması sayesinde binaların ömrünün uzayacağını vurgulayan Levent Pelesen, “Deprem kuşağında yer alan bir ülkede, can ve mal güvenliğini sağlayabilmek için alınması gereken en temel önlemlerin başında uzun ömürlü ve depreme dayanıklı binalar inşa etmek geliyor. Bunun için de, yapıların, öncelikle su yalıtımı ile donatılarak korozyona karşı korunması gerekiyor. Bugün ülke genelindeki 15 milyon konutta halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon konut ise deprem açısından riskli bina statüsünde. Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz” dedi.
Levent Pelesen, “Yönetmeliğin amacına ulaşması; tasarım aşamasında doğru ürün ve sistem seçiminden başlayıp, standarda uygun ürünlerin doğru şekilde uygulaması ve etkin denetim ile sağlanabilir. Özellikle ‘Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 26 Mayıs 2016 tarihinden itibaren zorunlu hale getirilmesinin yalıtım sektörünün gelişimi adına önemli bir adım olduğunu vurgulayan İZODER Başkanı, “Doğru ve kaliteli su yalıtımı için uygulamanın bu işte yetkin ustalarca yapılması gerekiyor. Artık yapı sektöründe ustaların Mesleki Yeterlilik Belgesi’ne sahip olmadan çalışamaması, belgesiz ustalara ve bu ustaları çalıştıran firmalara yaptırım uygulanması da, ülkemizde doğru yalıtım uygulamalarının artmasını sağlayacak. Vatandaşların da bu konuda bilinçlenerek, uygulayıcı firmaların belgeli usta çalıştırıp çalıştırmadıklarını kontrol etmeleri çok önemli” dedi.
“Artık zorunlu kılınan ve yapı denetim kapsamına alınan su yalıtımının maliyeti yüksek değil” diyen İZODER Başkanı Levent Pelesen, şunları söyledi: “2017 yılı için binaların metrekare bazında normal inşaat maliyet bedellerini gösteren cetvel dikkate alındığında, bugün yeni inşa edilen bir konutun ortalama metrekare maliyeti kabaca 405,94 ila 858,53 TL arasında değişmektedir. Lüks konutlarda maliyetler 1374,78 TL’ye kadar yükselmektedir. Su yalıtımının maliyeti ise bunun sadece yüzde 2-3’üdür. Son derece makul bir maliyetle uygulanabilen su yalıtımı, binamızı ömrü boyunca nemden ve sudan koruyabiliyor.”
Yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının, daha proje aşamasındayken planlanmasının önemine dikkat çeken Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, “Binayı suyun zararlı etkilerinden, sadece standartlara uygun malzemelerle ve ‘Su Yalıtımı Yönetmeliği’ne uygun su yalıtımı uygulamalarıyla koruyabiliriz. Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılan binalarda da, su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, ulusal ve uluslararası standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, yaklaşık yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı, binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor” dedi.
SUDER Başkan Vekili Semagül Köprülü ise “Yalıtım sektörümüzün uzun süredir beklediği ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’nin 27 Ekim 2017’de yayınlanması ve 1 Haziran 2018’den itibaren de yürürlüğe girecek olmasından dolayı, sağlıklı ve güvenli yapılarla dizayn edilen ‘marka şehirlerde’ yaşama hayalimize bir adım daha yaklaşıyoruz. Her teknik detayın, yaşamsal konfora göre planlandığı bir çağda yaşıyoruz. Yalıtım konusuna da bu açıdan baktığımızda, temelden çatıya düşünülen tüm yalıtım detayları içerisinde su yalıtımı, yaşamsal değer taşıyan, telafisi zor ve hatta imkansız bir uygulama grubudur. Su yalıtımı yapılmayan binaların yüzde 64’ünün Marmara depreminde korozyon ve yanlış malzeme seçimi nedeniyle yıkıldığı hala hatırlardayken, ‘su yalıtımının milli bir dava olduğu bilinci ile’ yönetmelik çalışmalarımıza, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın önderliğinde başladık. 2014 yılında SUDER olarak, İZODER ve BİTÜDER ile beraber katıldığımız bu çalışmalarla amacımız; ‘su yalıtımının gerekliliği’ konusunda farkındalık yaratmak, su yalıtımının artan önemine dikkat çekmek, henüz yapının inşasına başlanırken alınması gereken önlemleri teknik ve ekonomik açıdan anlatarak su yalıtım bilincini oluşturmaktır” diye konuştu.
Su yalıtımı binaların kaderini değiştiriyor