Türkiye’de Su yalıtımlı binalar ile güvenli binaların sayısının hızla artırılması gerektiğine dikkat çeken İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, “Yapıyı oluşturan ana elemanları (demir ve beton), ömrü boyunca koruyacak su yalıtımı, binalarda hayati önem taşıyor. Yapılarımıza suyun nüfuz etmesi durumunda, betonarme sistem içerisinde bulunan demir donatılar korozyona maruz kalarak paslanıyor ve binalarımızın ömrü nerdeyse yarı yarıya azalıyor.
Betonarme sistemin taşıma gücü çok ciddi bir şekilde bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor. 17 Ağustos Marmara Depremi sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından yapılan incelemeler sonucu, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edilmesi de su yalıtımının önemini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Binalara dayanıklılık, kalite ve konfor kazandıracak ‘Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin 1 Haziran 2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Levent Pelesen, “Artık yeni binalarda su yalıtımı zorunlu oldu. Yeni yapılan binalarda bu yönetmelikte öngörülen esaslara uyulmadığının tespit edilmesi halinde, bu eksiklikler giderilinceye kadar binaya yapı kullanma izin belgesi verilmeyecek” dedi.
Su yalıtımı ile donatılmış güvenli ve nitelikli binaların inşa edilmesinde kentsel dönüşümün büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Levent Pelesen, şöyle konuştu: “Ülke genelinde milyonlarca konutta halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon konut ise deprem açısından riskli bina statüsünde yer alıyor.
Toplumda çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biriside korozyondur. İnşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli. Ancak o zaman tüm binalarımızı korozyon etkisine karşı koruma altına almış oluruz ve her deprem sonrasında yaşadığımız düşündürücü tabloları engelleyebiliriz.”
Su yalıtımı için kentsel dönüşüm iyi değerlendirilmeli