Ressam Antoine-Ignace Melling’in, İstanbul’un gündelik hayatını, yapılarını, doğasını resmettiği gravürleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyondan geçiriliyor. İBB müze koleksiyonu Envanterinde, sanatçıya ait 45 adet gravür bulunuyor.
İstanbul’un doğal ve tarihi güzellikleri, yapıları, gündelik hayatı, pek çok sanatçı tarafından tuvale aktarıldı. Bunlardan biri de Fransız mimar ve ressamı Antoine – Ignace Melling’di. III. Selim döneminde saray ressamlığına getirilen Melling, İstanbul’daki pek çok yapıyı inşa ettiği gibi çizdiği İstanbul resimlerini gravüre aktararak kitap haline de getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı, kurum envanterinde yer alan gravürlerde yıllar içinde oluşan lekelenmeler ve hasarları temizlemek için çalışma başlattı.
Atatürk Kitaplığı restorasyon ve konservasyon biriminde kapsamlı bakımdan geçirilen gravürler, “önemli kültürel miras belgesi” niteliği taşıyor.
İstanbul ve çevresini tasvir eden bir dizi olağanüstü güzellikte resim yapan Melling’in, Pera tepelerinden, Galata Kulesi’nden, Üsküdar sırtlarından, Haliç’ten çizdiği İstanbul panoramaları, Boğaziçi’nde ve Haliç’te çoğu bugün yok olmuş sarayları, yalıları, sefarethaneleri, çeşitli köşkleri ve anıtları belgelemesi açısından büyük öneme sahip.
Her tür kesimden insanı gündelik uğraşları içinde gösteren Melling’in resimleri, 18. Yüzyıl sonu İstanbul’unun gündelik yaşamına ilişkin önemli belgelerdir. Sağlam bir gözlemci olan Melling’in ayrıntıcı üslubu, resimlerinin belgesel yönünü güçlendirmiştir. Kullandığı doğal renkler, yumuşak ışık içinde eriyen çevre çizgileri, kendisinin usta bir manzara ressamı olduğunu göstermektedir.
1803’te Paris’e giden Melling, resimlerinin bir bölümünü 1805’te gravür tekniğinde bastırdı. Çizimlerinin çoğu, Barbie de Bocage’nin metni ile 1819’da yayımlanan “Voyage pittoresque de Constantinople et des rives du Bosphore: d’apres les dessins de M. Melling, architecte de l’empereur Selim III et dessinateur de la Sultane Hadidge, sa soeur” adlı kitapta yer aldı.
48 gravürle 3 haritanın bulunduğu kitap, 1969’da, İstanbul’da 1/2 oranında küçültülerek yeniden basıldı. Ayrıca çeşitli müze ve özel koleksiyonlarda özgün guvaş çizimleri bulunmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müze Koleksiyonu envanterinde sanatçıya ait 45 adet gravür bulunuyor. Kitap formatında ise Atatürk Kitaplığı envanterine kayıtlı, 1819 yılında yayımlanmış versiyonu mevcut. Eserde yer alan; Çanakkale Boğazı, Boğaziçi, İstanbul semtleri, saraylar, köşkler, çeşmeler, camiler, anıtsal yapılar, peyzaj alanları, su bentleri, su kemerleri, düğün alayları, sosyal, kültürel ve gündelik yaşamı tasvir eden gravürler 95 x 55 cm ile 65 x 40 cm gibi farklı ölçülere sahip.
İBB koleksiyonunda bulunan Melling gravürleri, “pamuk, keten ve kumaş” paçavralarından üretilen kağıtlara basılmıştır. Bu kağıtlar üretilirken, standart kağıtlara göre daha fazla su bulundurdukları için zamanla üzerlerinde “Foxing” denilen bir tür mantar tahribatı meydana gelebiliyor. Kağıt içerisinde nem artışı yoğun olan bölgeler kızıl kahve renge dönüşürken kağıt üzerinde lekelenmeler meydana gelmektedir.
Bu lekeler bazen tüm bölgeye yayılmakta, bazen de “kar tanesi” tabir edilen şekilde küçük parçacıklar halinde dağılım göstermektedir. Kültürel miras niteliğinde olan Melling Gravürlerinde de aynı sorun yaşandı.
Görsel olarak yoğun bilgi içeren gravürler, Atatürk Kitaplığı restorasyon ve konservasyon biriminde pH ölçümü yapıldıktan sonra uygun kimyasallarla temizleniyor. Bu işlemden hemen sonra sağlamlaştırma metodu uygulanarak kağıtların yıpranmasının önüne geçiliyor.
Temizlenen gravürlerin arka yüzeyinden tamamen Japon kağıdı geçirilerek onarım işlemi tamamlanıyor.
Alman asıllı Fransız mimar, peyzaj mimarı ve ressam olan Antoine Ignace Melling’in babası heykeltıraş, amcası ressamdı. Sanat eğitimini babasının heykel atölyesinde gördükten sonra amcasının Strasbourg’daki desen atölyesinde resme yönelerek mekan, hacim, çizgi ve perspektif bilgisi edindi. Ardından Klagenfurt’ta matematik ve mimarlık eğitimi gördü.
Melling, 1782 yılında Mısır’a kadar ulaşan uzun doğu yolculuğundan sonra İtalya’ya döndü. 1784 sonlarında Rusya Elçisi Bulgakov’un himayesinde geldiği İstanbul’da 18 yıl kaldı. Elçi tarafından Avrupalı pek çok diplomat ve sanatçıyla tanıştırılan Melling’in ilk yılları, başta Rusya’nın Pera ve Büyükdere’deki elçilikleri olmak üzere Boğaziçi’ndeki yazlık elçilik binalarında geçti. Elçilerin çocukları ve yakınlarına resim dersleri verdi, konutların bahçe düzenlemelerinde çalıştı.
Batılılaşma dönemi Osmanlı mimarisi içinde çok önemli bir yeri olan Melling’in, Osmanlı Sarayı’yla tanışması, III. Selim’in kız kardeşi Hatice Sultan’ın Ortaköy Defterdarburnu’ndaki sahil sarayının inşaat ve dekorasyon işlerini yapmasıyla gerçekleşti. Bu çalışmalardan çok etkilenen III. Selim, onu kendi saray mimarı yaptı.
Çok geniş bir arazi üzerine denize paralel olarak kurulan Beşiktaş Sarayı’nın Has Oda’sı ile Çinili Köşk arasında kalan bölümü Melling’in eseridir. III. Selim, 1790’lı yılların sonlarında Melling’i, Topkapı Sarayı’nın sahil bölümünde yeni bir saray yapımıyla görevlendirdi.
Ayşe Kahveci – Oğuz Çiçek – ibb.istanbul
İstanbul Balmumcu, bir zamanlar mesire yeriydi