Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden Türkiye Müteahhitler Birliği, Nisan 2021 İnşaat Sektörü Analizi’ni yayımladı. İnşaat sektöründeki girdi maliyetlerinin arttığına dikkat çekilen raporda, “İnşaat sektöründe ciddi finansal ve operasyonel sorunlar yaşanmaktadır. Bu sorunlar devamında sektörün çok sayıda alt sektörle ilişkisi kapsamında ekonominin genelinde nakit ihtiyacını artırarak kısa vadede önemli nakit akışı sorunlarına sebep olmaktadır” denildi.
Türkiye’nin en köklü sivil toplum örgütlerinden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen Nisan 2021 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. “Salgında Ortak Kaygı; Ekonomi” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.
Emtia fiyatları ve döviz kurlarında yaşanan yükseliş ile birlikte sektörde girdi maliyetlerinde görülen yüksek artışların ciddi sorun olmayı sürdürdüğüne değinilen raporda, TÜİK İnşaat Maliyet Endeksi’nin yıllık bazda Ocak’ta %27,8 ve Şubat’ta da %27,6 arttığına dikkat çekildi.
İnşaat sektöründe piyasa şartlarındaki hızlı değişim, kurdaki dalgalanmalar, salgın ve salgın tedbirleri nedeniyle çalışma koşullarının değişmesi, iş programlarındaki aksamalar nedeniyle ciddi finansal ve operasyonel sorunlar yaşandığı anlatılan raporda, “Bu sorunlar devamında sektörün çok sayıda alt sektörle ilişkisi kapsamında ekonominin genelinde nakit ihtiyacını artırarak kısa vadede önemli nakit akışı sorunlarına sebep olmaktadır” denildi.
Mevcut tabloda, kamu projelerindeki maliyet artışlarının karşılanabilmesini teminen firmalara fiyat farkı ödemesi veya şarta bağlı olmayan fesih hakkının tanınmasını içeren bir düzenleme ihtiyacının artarak devam ettiği vurgulanırken, “Ayrıca son olarak, sektörün üzerindeki finansman yükünün hafifletilmesi konusunda bir gelişme beklenirken stopaj ve KDV tevkifat oranlarında yapılan artışlar firmalar üzerindeki baskıyı artırmıştır.
Bu kapsamda sektör üzerindeki vergi yükünün azaltılması büyük önem taşımaktadır. Söz konusu sorunlar paralelinde finansman/nakit akışı sıkıntısı içerisinde kalan sektörde borçluluk oranlarında artış da sürmektedir. Ekim 2019’da başlayan ve büyük şirketlerin bankalara kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını içeren süreçte, yapılandırma 2020 yılında 25 milyar TL büyüklüğüne ulaşmıştır. Mevcut tabloda inşaat sektörünün sorunlu kredilerde başı çektiği izlenmektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre; Ocak 2021 itibarıyla inşaat sektöründe kullanılan nakdi kredi toplamı bir yılda %20’den fazla artarak 300 milyar TL’ye ulaşmış, aynı dönemde tahsili gecikmiş kredi oranı ise %9 olarak kaydedilmiştir” ifadelerine yer verildi.
Raporda, geçen yıl konut fiyatlarında başlayan artışın, inşaat maliyetlerinde izlenen yükseliş paralelinde devam ettiği vurgulandı. Merkez Bankası tarafından kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi’nin (KFE) Ocak ayında aylık bazda %1,8, yıllık bazda da nominal olarak %30,4 artış kaydettiği hatırlatılan raporda, şöyle devam edildi: “2011 yılı başından bu yana açıklanan endeks veri setinde böylece en hızlı yıllık yükseliş yaşanmıştır.
KFE reel olarak Ocak’ta %13,5 ve son olarak Şubat’ta %13,1 oranında artmıştır. Küresel emlak ajansı Knight Frank’in Global Konut Fiyat Endeksi’ne göre; Türkiye, konut fiyatlarında yıllık nominal artışta 56 ülke arasında ilk sırada yer almıştır. “Markalı konut” olarak da adlandırılanlar için açıklanan REIDIN-GYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi’nde konut fiyatları Şubat ayında aylık %0,2 ve yıllık %6,2 artış kaydetmiştir.”
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2021 yılının ilk çeyreğini değerlendirdiği raporda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:
Konut satışlarında Mart ayı verileri aylık artışla birlikte yıllık bazda da kısmi artışı (111 bin 241 konut ile %2,4 artış) ortaya koymuştur. Bununla birlikte yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla satışlarda %22,9 düşüş görülmüştür. Yabancılara yapılan konut satışları ise Mart’ta 4 bin 248’e yükselmiştir.
İlk el konut satışlarının toplamdan aldığı pay %30-31 bandına kadar düşmüş, 2020 yılı yaz dönemi %60’a yaklaşan ipotekli satış oranı da %15-20 aralığına gerilemiştir. Bu çerçevede özellikle ilk el konut satışlarına yönelik düşük faizli tüketici kredisi kampanyalarının hayata geçirilmesinin sektörün desteklenmesi açısından önemli olduğu belirtilmektedir.
Daha uzun soluklu olarak ise konut segmentindeki canlanmanın pek çok sektörde canlandırıcı etkisi dikkate alınarak alternatif gayrimenkul finansman modelleri geliştirilmesi ve özellikle dar gelirliler için konut hesabı uygulamasının etkin hale getirilmesi önerilmektedir. Ulaşılabilir konut arzının önünde yüksek olan arsa fiyatlarının da engel teşkil ettiği değerlendirilmektedir.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre; 2021 yılı Ocak-Mart döneminde sektör, yurtdışında 3,1 milyar ABD Doları tutarında 52 proje üstlenmiştir. Böylelikle yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde bugüne kadar üstlenilen proje tutarı 424,5 milyar ABD Doları’na ve proje sayısı da 10 bin 725 ’e yükselmiştir. 2020 yılının aynı döneminde 2 milyar ABD Doları tutarında 50 proje üstlenen Türk müteahhitlerinin bu yıla katma değeri daha yüksek işlerle başladığı da dikkat çekmiştir. Geçen yıl ilk üç ayda projelerde 41,7 milyon ABD Doları olan ortalama bedel, bu yılın aynı döneminde 59,7 milyon ABD Doları’na yükselmiştir.
Küresel pazarda artan ihtiyaç kapsamında finansman temini amacıyla TMB olarak, Türk Eximbank, bankacılık sektörü, uluslararası kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği içinde bulunulmaktadır. Ayrıca Afrika Kalkınma Bankası (AfKB), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Asya Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası gibi çok taraflı kalkınma bankaları ve ihracat kredi kuruluşları ile ilişkileri geliştirmek üzere çalışılmaktadır. Üçüncü ülkelerde işbirliğine yönelik olarak da özellikle Japonya ve Güney Kore firmaları ile temaslar sürdürülmektedir.
Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında bir taraftan Avrasya ve Orta Doğu’da aktif olunan geleneksel pazarlar, diğer taraftan da başta Sahra-altı Afrika olmak üzere Afrika, Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkeleri yakından takip edilmektedir. Önümüzdeki dönemde Ortadoğu ve Afrika bölgelerinde 5,4 trilyon ABD Doları büyüklüğünde yeni projenin hayata geçirilmesi beklentisi sektörün güçlü olduğu bu coğrafyada izlenecek hassas ve proaktif yaklaşımları daha da önemli hale getirmiştir.
Sektörün yurtdışı projelerinde istihdam edilen ve sayısı yaklaşık 35 bin olarak ifade edilen Türk işgücü sayısının salgının ardından yaklaşık 100 bine çıkarılması öncelikli hedeflerden biri olarak belirlenmiştir. Türk işgücü istihdamını teşvik amacıyla, yurtdışı müteahhitlik projelerinde istihdam edilen Türk vatandaşlarının yurtdışında elde ettikleri ücret gelirlerinin vergiden istisna tutulması önerisi kapsamında TMB ile Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde çalışma başlatılmıştır. İşçi-işveren uyuşmazlıkları konusunda yaşanan sorunlara çözüm getirmek üzere bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç bulunmaktadır.
Baharın gelişi emlak piyasasını hareketlendirdi